13-Taşınamayan Yük

3.5K 203 27
                                    

Ben geldimmmm

İyi okumalar.

Yıldıza basmayı yorum yapmayı unutmayalım please

Hayat size bir darbeyle karşılık verdiğinde sizin tepkiniz kaçmak,savunmak,teslim olmak ya da kurtulmak oluyordu.

Bunlardan başka bir seçenek bırakmıyordu. Yine de dört seçenek arasında sıkışıp kalmaktan daha kötü bir şey varsa o da teslim olmaktan başka  bir seçeneğinizin olmayışıydı.

Derin bir nefes aldığımda "Daha ne kadar yatacağız bu yatakta? "Diyen sesle irkildim.

Yaklaşık yarım saat önce uyanmış ama Önderin kollarından çıkmamıştım. Tıpkı dün geceki gibi yüzümü boynuna saklamış bekliyordum. Parmakları saçlarımda gezinirken "Acıkmadın mı?"diye sordu.

"Hayır."diye mırıldandım.

Bu adam çok garipti. Beni kızdırmayı başarırken sakinleştirmek konusunda da bir numaraydı.

Peki ya ben nasıl şu an onun kolları arasındaydım? Yıllardır yanıma gelen her erkek beni ürkütürken nasıl kendi isteğimle her seferinde onunla temas içinde oluyordu bedenim? Önder bana ne yapıyordu ve ben her ne yapıyorsa ne ara ona uyuyordum?

Anlamıyordum.

"Bir şeyler yesek de daha sonra istersen tekrar böyle yatsak olmaz mı?"

Omuz silktim. İstemiyordum.

"Anlaşıldı. Karım çocuklarımıza özeniyor."derken sesinde eğlenen bir ton vardı. "Onlar gibi nazlanıyor. Gönlümün han'ı, derdin ne söyle bakalım?"

Biraz geriye kayıp yüzüne baktım. Cevap neydi? Bilmiyordum ki.

Bildiğim tek şey ,şu an  dünü hatırlıyor olsam da onun yanındayken güvende olduğum.

"Sen hiç piknik yaptın mı?

Kaşlarını çatan ben oldum. Bu soru  ne alakaydı?

"Bakma öyle."derken gülümsedi. "Hava çok güzel. Gideriz bir piknik alanına,yakarız mangalı yeriz mis gibi olmaz mı?"

Aklıma gelen fikirle yüzümde tebessüm oluştu.

"Benimle oyun oynar mısın orada?"

"Ne oynayacağız? Ben çok oyun bilmiyorum."

"Ben sana öğretirim. Bir de bir şartım daha var."

"Söyle bakalım."dedi o da gülümseyerek.

"Şimdi oraya gittiğimizde ben ne istersem alacağız."

"Ne istiyorsun ki?"

"Bilmem. Canım orada ne isterse işte."

Başımı sallayarak beni onayladı. Oynadığı saçlarımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Neden büyümüyorsun sen?"

"Niye? Sıkılıyor musun böyle olmamdan?"

Başını iki yana sallayıp gülümsedi.

"Hayır,sadece merak ediyorum. Hepimiz bir şekilde büyüdük, kirlendik ve içimizdeki çocuğu öldürdük. Sen nasıl diri tutabiliyorsun? "

Diri tutmak için savaşıyorum Önder. İçimdeki çocuk hiç yaşayamadı ki çocukluğunu. Çocukluk içinde hep uhte kalınca büyümek istemedi.Ben, o ölmesin diye yaşadığım tüm olayları göz ardı edip hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Bunun ne demek olduğunu bilmiyorsun. Anlatsam da anlamazsın.

GÜL Hanım Where stories live. Discover now