7-Kirazlar

5.4K 172 37
                                    

Önder'in Anlatımından

Erkenden uyanmış, yatakta uyuyan karımı izliyordum. Gün içinde bazen çocuk bazen de çirkef bir kadın olan ama aslında ruhu pamuk şeker kadar tatlı ve renkli olan bu prenses şu an uyurken minik bir cadıya dönüşmüştü. Dudakları aralık,saçları dağınık ve biraz kabarıktı. Üstelik aşırı hareketliydi. Sabaha kadar sağa sola dönmekten resmen yorulmamıştı.

Zaten ayağıyla bacağımı tekmelediği için uyanmıştım ben de fakat tüm bu dağınık görüntüsüne rağmen onu izlemek çok zevkliydi.

"Hadi oğlum ısır."diye sayıkladı.

Daha önce de aynı yatakta uyumasak da aynı oda da uyumuştuk ve ilk defa sayıkladığına şahit olmuştum .

"Bu kadar tatlı olursan ben seni ısıracağım."diye fısıldadım.

"Uslu dur bebeğim. Aslıyı kızdırma."deyip elini sanki yerini biliyormuş gibi tam elimin üstüne koyup okşadı. Daha sonra elini kendine çekip az önce çatık duran kaşlarını düzeltti.

Fakat aklıma takılan bir detay olmuştu Aslı. Aslı ne alakaydı? Kızmış mıydı Çıtır'a?

Bunu mutlaka öğrenecektim. Yatakta hareketlenip bana sırtını dönerken bu kadar pineklemenin yeteceğini düşündüm. Kolumdaki saate bakılırsa bir saat içinde işe gitmem şarttı.

Yataktan kalkarken uyandırmamak için saçlarını usulca öpüp kokusunu içime çektim ve yataktan kalktım.

Lavaboda yüzümü yıkayıp giyinme odasına geçerken dün elbiselerini taşımak istediğini söylemesi geldi aklıma. Gerçekten yapmış mıydı?

Onun kıyafetlerinin olduğu kısma ilerleyip dolabın kapağını açtığımda tüm elbiselerinin burada olmasıyla gülümsedim. Biraz yaramaz bir karım vardı fakat bazen kızmak işe yarıyordu demek ki.

Dolabını kapatıp kendi tarafımı açtım. Beyaz bir tişört çıkartıp koyu lacivert bir kot pantolon giydim ve banyo da saçlarımı tarayıp fön çektim.

Hala uyuyan karımı bu sabah uyandırmama kararı alıp aşağı indim. Mutfağa girdiğimde Leyla Hanımın yine bir koşturmaca içinde olduğunu gördüm.

Uzun süredir hayatımdaydı. Çok erken yaşlarda ailemden ayrı yaşamayı istediğimde itiraz etmemiş,evlerinden birini bana açmışlardı. Zaman içinde bu evi kendi imkanlarımla döşemiş,ciddi miktarlar kazandığımda ise hayatıma bir yardımcı dahil etmiştim. Çünkü ev büyüktü. Ben temiz ve düzenli bir adamdım ve yoğun iş ve okul hayatıyla birlikte düzen asla ilerlemiyordu. Günlerce evi süpüremediğim oluyordu. Belli bir zaman sonra bunu dert edinip daha çok canımı sıkıyordum.

Neyse ki Leyla Hanım kızıyla birlikte kurtarıcım olmuştu. Eşiyle o zaman yeni boşanmıştı ve bir iş arıyordu. Dilekle birlikte ikisine kapımı açtığım için asla pişman değildim.

"Hayırlı sabahlar."

Bana dönüp gülümsedi.

"Hayırlı sabahlar Önder Bey. Geciktiniz bu sabah."

Genel de sabah namazında kalkar,namazımı kıldıktan sonra güne başlardım. Her sabah ders çalışmam gerekiyordu. Bazen Tıpla ilgili dersler çalışırken bazen dil geliştirmeye çalışırdım. Çalışmak benim rutinimdi. Kendime sürekli bir şeyler katmak bana iyi geliyordu. Ta ki Gül Hanımı tanıyana kadar.

O benim hayatımda hep rutinleştirdiğim şeyleri yavaş yavaş bozmaya başlamıştı. Düzeninin bozulmasından haz etmeyen bir adamdım fakat bu Gül Hanım için geçerli değildi.

O,tek renk hayatımı rengarenk bir çiçek bahçesine çevirmiş gibi hissediyordum. Öyle güzel,öyle zarif,öyle mutluluk verici...

O benim için Hanımdı çünkü tıpkı Cengiz Hanın eşi için söylediği "ben hepinizin hanı Cengiz Han'ım. Bu da benim Han'ım"sözü gibi o benim kalbimin Han'ıydı.

GÜL Hanım Where stories live. Discover now