19-Bebek Fikri

3.2K 142 10
                                    

"Oturmayacak mısın?"

Barış'ın daha doğrusu Barış Hocanın sözleriyle tekrar göz göze gelirken bir şey söylemeden kapıya ilerledim ve hızlıca çıktım sınıftan. Arkamdan "Sana diyorum!"demişti ama dönüp bakmamıştım.

Koridorda yok denecek kadar insan varken bulunduğum katın çıkışına ilerledim. Merdivenleri hızlıca indim ve binanın dışına çıkıp arka bahçeye ulaştım.

Sağ tarafta,duvarın dibinde olan masada oturan hoca topluluğu dışında burada da kimse kalmamıştı.

Bana en yakın olan masaya gidip bir sandalye çektim ve oturdum.

Yeni fark ediyordum ama ellerim titriyordu. Ne yaşamıştım ben az önce? Neler demişti o iğrenç çocuk bana? İma ettikleri çok...ağırdı.

Kötü hissediyordum.

Ağlamak istiyordum.

O sınıfa bir daha girmek istemiyordum.

En önemlisi de evime gidip çocuklarıma sarılarak uyumak istiyordum.

Nasıl gelecektim bir daha buraya? O çocukla her gün karşılaşmaya nasıl tahammül edecektim? İnsanlar ne düşünecekti hakkımda? Serkan'ın söylediği son cümleyi kaç kişi duymuştu mesela? Kaç kişi inanırdı o aptalın sözlerine? Onlar da benim kocamı aldatmaya geldiğimi düşünür müydü?

Yanağıma düşen yaşı elimin tersiyle silip gözlerimi sıkıca kapattım.

Daha dün buradan çok mutlu ayrılırken ikinci günümde nasıl olurda derse bile başlamadan ağlıyordum?

"Gül."

Duyduğum sesle hızla gözlerimi silerken karşımda duran Nidaya baktım.

"O aptal çocuğun söyledikleri yüzünden mi ağlıyorsun?"dedi yanıma otururken.

"İğrenç biri."dedim sesim titrerken.

"Aynen öyle. Takma sen onu kafaya. Barış Hoca gönderdi sana bakmam için. Gel hadi yüzümüzü yıkayıp içeri girelim."

"Sen gir. Ben girmeyeceğim derse."deyşp ellerimi yüzüme kapattım.

Zangır zangır titreme devam ediyorlardı ve ben durduramıyordum.

🍀🍀🍀🍀

Çantamı ve telefonumu alıp sınıftan çıkarken boş koridordan geçtim ve merdivenlerden indim.

Berbat bir gün geçirmiştim.

İlk ders o Serkan aptalı yüzünden derse Nidayla birlikte girmesekte daha sonraki derslere geri kalmamak için girmek zorunda kalmıştım.

Barış denen hoca ne atlattıysa dinlemiş ama anlamamıştım. Daha sonra ki iki ders coğrafya ve iki ders edebiyat dersi de çok iyi geçmemişti.

Tüm gün boyunca önümde oturan o aptal çocuğun ensesini gözlerimle oymuştum ama bu sadece teorikteydi işte.

Pratikte ise hiçbir şey yapamamış, sadece canımı sıkmakla yetinmiştim.

Sağ olsun Nida ve teneffüslerde yanımıza gelen Sude de destek olmaya çalışmıştı ama benim içim rahat olmadığı için kim ne derse desin çokta umursayamamıştım.

Dışarı çıktığımda bahçe kapısının önündeki kaldırıma oturdum ve beklemeye başladım. Umarım beni almaya şoför gelirdi ve umarım eve bir an evvel giderdim.

"Gül."

Duyduğum sesle irkilirken omzumun üstünden sesin sahibine baktım.

Gördüğüm sima sinirlerimi tepeme çıkarırken hızla ayağa kalktım.

GÜL Hanım Where stories live. Discover now