38.Bölüm: Nerede?

6.7K 424 169
                                    


Selam minik perilerim!

Şimdi hemen kendinize sessiz bir köşe bulun ve hikayemize kaldığı yerden devam edin. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi... :,)

Keyifli Okumalar! 🧡

Satır aralarına bol bol yorumlar yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

*
Nerede?

*

Sana zarar vermesine rağmen adına aşk diyerek kendimizi kandırdığımız şey çaresi olmayan bir hastalıktı belki de.

*

En son pencereden baktığımda gün aydınlanmak üzereydi ve gözümü bir an olsun kapatmamıştım. Yekta geri döner, yeniden pencereden odama girer diye beklemiştim belki de. Sırf bunun hayaliyle son birkaç saatimi sağıma dönmüş şekilde, elimi yanağımın altına koyarak uzanmaya devam ettim. Gözlerimi pencereden ayırmıyordum bile. Buna rağmen ne gelen vardı ne giden...

Bir kez daha gelmedi.

Saçlarımı okşamak için gelmedi.

Dudaklarıma dokunmak için gelmedi.

Yekta Yalçın gelmedi.

Öfkeyle çatıldı kaşlarım. Tüm yaşananları unutup nasıl olur da hâlâ Yekta'nın yanıma gelmesini isteyebiliyordum? Nasıl olur da beni öldürmek isteyen birine karşı hâlâ böylesine bağlı olabilirdim?

Aşk bu muydu?

Yoksa bu, adına aşk diyerek kendimizi kandırdığımız, çaresi olmayan bir hastalık mıydı?

Aşk, insanı mutlu etmesi gereken bir hisken ben neden berbat hissediyordum? Kim bilir, belki de kendimi kandırmaktan başka bir şey yapmıyordum. Aptal gibi davranıyor, mezuniyet partisinde bana yaşattıklarına rağmen hâlâ onunla birlikte olmayı umuyordum. Böyle bir şeyi ancak aptallar dileyebilirdi.

Yani ben.

Sabahın ilk ışıklarıyla odamın içi aydınlanırken gözlerim acıyordu. Uykusuzlukla geçen bütün gece boyunca ne yapacağımı düşündüm. Kâğıtta yazanlara uyup Yekta'nın peşine mi düşeceğim yoksa onunla geçirdiğim tüm zamanları hiç yaşanmamış sayıp hayatıma devam mı edeceğim?

Alerjimin ne kadar tehlikeli ve ölümcül olduğunu mezuniyet partisinde bir kez daha görmüş ve yaşamıştım. Hâlâ yaşıyor olmam benim için bir şansken bunu bir yalancının peşine takılarak tehlikeye atmaya değer miydi?

Ne diyecekti ki?

"Ben suçsuzum."

"Sana bunu yapan ben değilim."

Kim peki?

Hışımla yataktan doğrulurken aklımı kurcalayan tek bir soru vardı. Beni öldürmek isteyen kimdi?

Her şey gün gibi ortada olmasına rağmen aklım bu soruyu tekrar tekrar kurcalamaktan geri kalmıyordu. Yekta'nın suçlu olduğuna emindim çünkü alerjimi ondan ve ailemden başka bilen kimse yoktu. Bunun dışında milkshake sevdiğimi de Yekta'dan başka bilen yoktu. Annem bile hâlâ milkshake sevmediğimi sanıyordu. Tüm bu gerçekler aklımın bir köşesinde varlığını korurken nasıl Yekta dışında bir başkasından şüphe edebilirdim ki?

Ayaklarımı yataktan sarkıtmış olsam da dakikalarca oturduğum yerden kalkmadan durdum. Ellerimle iki yandan destek alarak bir süre odanın içinde boş boş bakındım. Uykusuzluktan hem başım hem de gözlerim acıyordu fakat bunları umursamamalıydım çünkü benim için oldukça uzun bir gün olacağa benziyordu.

Yalancılar ve YabancılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin