on iki

15K 863 59
                                    

Çarşamba gününün sabah saatlerindeyken sinirlerim en üst safhadaydı. Öyle ki ilk derse kafamda kurmaktan odaklanamamıştım, dersi ekip kantine inmiştim. Şimdiyse ellerimle oynayıp kafamı dağıtmaya çalışıyordum.

Bu akşam Uraz'ı ifşalayacaktım. Tecavüz olayından dolayı.

Kız, Uraz'ın bir dönemki sevgilisiydi. Şermin Soylu. Hesabı açtığım ilk zamanlar ona mesaj atmıştım, başlarda güvenmese de sonradan her şeyi anlatmıştı.

Parti gecesi biraz takılmışlardı ama Şermin'in kafası yerinde değildi. Uraz'ın da sarhoş olduğunu söylemişti ama ben Uraz'ın kolay kolay kafayı bulmayacağını bilecek kadar onu tanıyordum. İlişkiye girdikten sonra Şermin'i tanımamıştı ama Şermin'in söylediğine göre onu bir süre sonra Uraz'ı ayık kafayla etkileyip tanımadığını görünce affetmiş, bir daha konusunu açmamıştı.

Pek mantıklı değildi, kabul ediyordum. Ama Uraz'ın ayık olsa da olmasa da böyle bir şey yapmış olması midemi bulandırıyordu. Görüntülere dün gece ulaşmıştım, kız neredeyse yarı baygın gibiydi. Bu şekildeyken ve kız şu anda pişman durumdayken yardım etmeden duramayacaktım. Bununla bir şekilde aklanıp çıkacağını biliyordum. Ama böyle bir fiyaskodan sonra psikolojisini toparlayamayacağını da biliyordum.

Tek sorun tecavüz de değildi üstelik. Uyuşturucu kullanıyor oluşu, çevresindeki neredeyse herkese zorbalık yapıyor oluşu da sıkıntıydı. Uraz kötü biriydi kısacası.

Onun ceza almasını istiyordum.

"Neyin var?" Uraz karşıma oturduğunda onu fark edemeyecek kadar daldığımı anladım. Oturuşumu düzelttim, kimse olmadığından rahat oturmuştum ve kısa eteğim yukarılara sıyrılmıştı. Uraz'ın kaşları çatıldı. Normalde onun yakınındayken böyle şeylere takılmazdım.

"Sana ne?"

Üstelemedi. "Bu akşam bizimkilerle takılacağız. Gel istiyorsan."

Hiçbir şeyden haberi olmayışı beni güldürdü. "İşim var akşam." Diye mırıldandım.

Seni ifşalayacağım, sonrasında polislerin seni nasıl götürdüğünü izleyecek, çıkmaman için çabalayacağım.

Bugün son günün olacak Uraz.

Bana bu şekilde bakabileceğin, herkesi rahatsız edebileceğin son gün.

"Ne işi?" Omuz silktim. Sıkıntılı bir soluk aldı. "İyi. Babam seni odasında bekliyor." Kaşlarım çatıldı. İfşa'yı öğrenselerdi bu kadar sakin olmazdı Uraz, biliyordum bunu ama yine de tedirgin oldum. Vural Hoca'yla yalnızca sınav dönemi konuşuyordum, o da nadiren. "Şu ifşa meselesiyle ilgili."

"Ben ne alaka?" Mesafeli ses tonuma karşılık omuz silkti. "Amcan savcı diye sanırsam, bilmiyorum bir konuş. Bir şey olursa yaz bana, gelirim."

"Ne olabilir Uraz?"

"Babam seni sevmiyor. Tartışırsınız belki diye dedim."

"Koskoca adam işi gücü yok benimle kavga mı edecek Uraz? Saçmalama istersen. Kaçtım ben." Daha fazla yanında durmayıp kantinden çıktım.

Vural Hoca okulumuzun sahibi ve aynı zamanda müdürüydü. Asıl mesleğinin avukatlık olduğunu ancak eşiyle olan boşanma davasından sonra bir daha dava almayıp okulu satın aldığını biliyordum. Arada sırada nadiren ufak davalara bakıyordu ama muhtemelen okul sahibi olmak daha rahat gelmişti. Buna rağmen bu yaşında bile olsa çabalayıp favori dersi olan matematiği okumuştu, okul müdürü olunca da matematiğe yönelmiş, birkaç makale yazmaya, araştırma yapmaya başlamıştı. Uraz öyle bir babaya sahip olduğu için çok şanslıydı, adam ne yaparsa yapsın oğlunun arkasında bir şekilde durmanın yolunu buluyordu.

Bu akşam arkasında duracak yüzü bulacağını sanmıyordum.

Kapısını tıklatıp gelen sesten sonra araladım. Beni gördüğünde hafifçe tebessüm etti. Çok anlaşamıyorduk çünkü o da oğlunun benim peşimde dolaşmasından fazlasıyla rahatsızdı. Asıl derdi çok başkaydı ama umursamıyordum.

"Merhaba hocam, beni çağırmışsınız?"

"Geç, otur." Koltukları işaret ettiğinde oraya ilerleyip eteğimi düzelterek oturdum. "Bir sorun mu var hocam?"

"Var, şu ifşa hesabını biliyorsundur." Bana baktı göz ucuyla. Uraz'la çok fazla benzediklerini içimden geçirirken kafa salladım. "Belki bize yardımcı olabilirsin. Hesabın kime ait olduğunu bulma konusunda."

"Bulunca ne yapacaksınız ki hocam? Yani haddimi aşmak istemem ama şu anda adminin deyimiyle ifşaladığı herkes gerçekten cezayı hak eden kişiler."

Sıkıntıyla alnını kaşıdı. Şu bir buçuk ayda elli yıl yaşlanmış gibiydi. Göz altları morarmış, hiç görmediğim sakalları hafiften çıkmaya başlamıştı.

İçten içe buna sevindim. İfşa'nın yalnızca beni streslendirmiyor oluşu hoşuma gitti.

"Farkındayım. Ama bu böyle de çözülmez. En azından kim olduğunu bulsak ve öğrendiği şeyleri bize söylemesini istesek gereğini bizzat ben yaparım. Bu okuldaki herkes benim sorumluluğumda. Kimse bu öğrencilerin geleceğini benden çok düşünemez." Kendimi savunmak için atılacaktım ama bunu yapmadım. Bu bağırarak itiraf etmek olurdu. Yalnızca anladığımı belirtircesine kafa salladım. "Seni neden çağırdığımı anlamışsındır, gerçi anlamadıysan da Uraz söylemiştir."

"Hmhm, anladım. Amcamla pek anlaşamadığınızı biliyorum ama mutlaka rica edeceğim. Yapabileceği bir şey varsa benim için bile olsa yardımcı olur."

"Sağ ol. Çıkabilirsin." Gülümseyip odadan çıktım.

Çok geç kaldınız Vural Hocam.

Amcam çoktan benim safımda yerini aldı.

ifşa /yarı texting/Where stories live. Discover now