kırk dokuz

6.9K 375 77
                                    

-mutluyum, umutluyum. 🫶
(seçimden önce yazdığım belli oluyor mu kızlar :'(   )

"Gel saçlarını yapalım." Uraz yüzüme aşkla bakıp konuştuğunda istemsizce şapşal bir aşık gibi gülümsemeye başlıyordum. Galiba o şapşal aşıklara dönmüştüm.

Uzunca bir süredir beraber kalıyorduk. Vural Hoca'nın yanına arada gidip gelse de beni geceleri yalnız bırakmıyordu. Ona fazlasıyla alışmıştım.

Bacaklarını aralayıp önünde yer açtığında oraya oturdum. Saçlarını arkaya alıp nazikçe taradı. "Batu aradı beni bu sabah." Kaşlarım merakla çatılırken Uraz saçlarımı üçe ayırmıştı. "Dünkü postu görmüş, tebrik etti." Nazikçe örmeye başladığında ses tonundan ne düşündüğünü anlayamadığım için yüzüne bakmak istedim ama saçımı tutarak engelledi. "Sabit dur yavrum. Konuştuk dertleştik biraz. Bayağı memnunmuş yerinden, seni falan sordu. Kıskandım ama düzgünce iyi olduğunu söyledim."

"Aferin sevgilim. Ee başka bir şey dedi mi?" İfşada onlarca olay olmuştu, illa ki bir mesaj atmasını beklemiştim açıkçası. Ama muhtemelen Batu gerçekten çok sıkılmıştı bu taraftan ve buradaki olaylardan. Ona da hak veriyordum.

"Kurtulduğuna şükrediyordu. O partide olanları da duymuş zaten."

"Anladım. İyi yapmışsınız. Sen çok sevmiyordun gerçi Batu'yu ama.."

"Kimseye bir nefretim kalmadı artık birtanem. Ben bir seni seviyorum, yetiyor." Gülümsedim. Kendi koluna taktığım tokayla saçlarımı bağladığını hissettim, ardından saçlarımı koklayarak öptü. Saçlarımı fazlasıyla seviyordu. "Misler gibi oldun."

"Teşekkür ederim." Yönümü ona çevirip kucağında oturduğumda kalçama yerleştirdi ellerini. Rahat edeceğim bir konuma getirdiğinde gülerek dudaklarından öptüm.

Ben onu öpmediğim sürece öpüşmüyorduk.

Bu kadar saygılı olması ve bana zaman tanıyor oluşu hoşuma gitse de hep ilk adımı atıyor gibi olmak garip geliyordu. İlişkimizi o yönetsin isterdim. Ama o tam aksine benim nasıl daha rahat olabileceğimi düşünüyordu. Muhtemelen bu kadar çekinmesinin en büyük sebebi de eskiden temastan hoşlanmadığımı bilmesiydi.

Öpüşüme karşılık vermesi hoşuma giderken inler gibi kısık sesli bir mırıltı çıkardım. Bir eli belimi okşuyordu. Nefes almak için ayrıldığımda gözlerini açtı. Tutku dolu bakışları yutkunmama sebep oldu. "Sikeyim kızım. Mahvediyorsun beni." Güldüm. Gözleri gülüşlerime takıldı. Baş parmağıyla gülüşümü okşadı.

"Seni seviyorum." Ağzımdan çıkan kelimeler onu şaşırtmış ve sevindirmiş olacak ki kocaman gülümsedi. Gülüşünden öptüm onu.

"Ne yapacağım ben seninle?" Ses tınısında garip bir ifade gördüğümde yanaklarına ufak öpücükler kondurdum.

"Sev." Sesim bir kedi mırıltısı gibi çıkarken Uraz gülümsedi. Gözleri dolu doluydu. "Ağlama, bir şey mi dedim?"

Başını eğip göğsüme yasladığında saçlarını okşadım. "Çok seviyorum seni." Sesi titriyordu.

"Biliyorum sevgilim." Saçlarından öptüm bu sefer ben.

Ağlayışını anlamıştım.

Sevgiden ağlıyordu.

Birkaç dakika o şekilde huzurla durduktan sonra Uraz beni koynuna yatırmıştı. Aslında bugün yazlığa gitme planımız vardı ama ben biraz üşengeçlik yaptığımdan mümkün olmamıştı, yetiştirememiştik.

Kapıdan gelen sesle kaşlarımı çatarak başımı kaldırdım. "Kim geldi?" diye mırıldandım Uraz'a bakarak.

"Kedi falandır yavrum, bakarım şimdi."

"Sürpriz!" Uraz'ın annesinin sesini duymamla şok olarak kapı tarafına baktım. Sevim abla elindeki çantayla şok içerisinde bize bakıyordu. Daha da kötüsü babamın içeri girmesiyle oldu.

Bu şekilde bizi görmeleri çok kötü olmuştu.

ifşa /yarı texting/Where stories live. Discover now