elli sekiz

6.6K 342 133
                                    


Sevim, elindeki tepsiyle Esin'in odasının önüne geldiğinde önce tıklatıp birkaç saniye bekledi. Kızın moralinin bozuk olduğunu fark etmişti. Bunu oğluyla aralarını bozmuş olabilmelerine bağlıyordu. Onun gözünde en ideal gelin adayı Esin'di.

Kapı açılmayınca balkonunda olabileceğini düşünüp araladı kapıyı. Yatakta kimse yoktu. Tepsiyi bırakmadan balkona ilerledi. Bir atıştırmalık tabağı hazırlamıştı, beraber dedikodu yapabileceklerini düşünmüştü. Esin'le beraber yapmayı en çok sevdiği şey buydu. Esin de en çok bundan hoşlanırdı zaten. Mutlaka her haftasonu Esin'in odasında, önlerindeki atıştırmalıklarla hafta değerlendirmesi yaparlardı.

"Esin? Lavaboda mısın kızım?" Balkona tepsiyi bırakıp lavaboya ilerlerken bir yandan da konuşuyordu. "Bir şeyler hazırladım bize! Dedikodu saatimizi gerçekleştirebiliriz artık."

Lavabonun kapısını tıklattı. "Allah Allah." Kapıyı araladı yavaşça.

Esin'in kanlar içerisinde küvetinde uzandığını gördüğü an mahalleyi inletecek bir çığlık attı. Evde yankılandı çığlığı. Gözleri dolarken kendini Esin'in yanına ilerletti zorlukla. Kızın başını tutup kendine yasladığında kesik bilekleri ağlamasını şiddetlendirdi.

"Esin! Uyan kızım! Ölemezsin yavrum, ölmemelisin! Niye yaptın bunu kendine birtanem? Neden? Hayır!" Hıçkırarak ağlıyordu. Evde kimse yoktu, yalnız başınalardı.

"Dur, tamam mı? Ben ambulansı arayacağım şimdi, her şey iyi olacak." Titreyen elleriyle odaya döndü. Yatağın üzerinde duran Esin'in telefonundan ambulansı aradı. Adresi doğru verip vermediğinden bile emin değildi.

Hızlıca lavaboya geri döndü. Kızın soğuk bedenini kendine yasladı. Nefesini vererek ısıtmaya çalışıyordu onu. Göz yaşları kızı ıslatıyordu. "Uyan bebeğim! Lütfen uyan. Bırakma bizi, babanı."

Oysa ki kucağında hareketsiz yatan kızın çoktan öldüğünün farkındaydı. Çaresizce mırıldanıyordu. "Beraber dedikodu yapacaktık Esin! Uraz'dan şikayet edecektin, ben de sana kanserden kurtulduğumı söyleyecektim! Babanın kıskançlıklarını anlatacaktım. Uyan! Lütfen uyan güzel kızım. Gidemezsin, bizi yalnız bırakamazsın. Kardeşin olacaktı, biliyor musun? Yarın ikinizi de çağırıp anlatacaktık size. Ufacık bir kardeşin olacaktı kızım. Yapma bunu bize."

Ambulans sesi yankılandı bu sefer mahallede. Hiçbir anlamı yoktu. Her şey olup bitmişti. Kimsenin ruhu bile duymamıştı.

-Düzenlemedim final bölümlerini-

ifşa /yarı texting/Where stories live. Discover now