yirmi altı

12.6K 668 122
                                    

-çarşamba, 23.40
esin

Stresle ağzıma bir patlamış mısır attım. Saat hızlıca geçmiş, neredeyse gece yarısına gelmiştik. Muhtemelen burada tek aklı yerinde olan kişi bendim çünkü diğer herkes kendi kendilerine eğlenme peşindelerdi. Batu ile az önce beraber oturuyorduk ki o da yanına birkaç kişi gelince onların yanına gitmek zorunda kalmıştı. Amcamın ayarladığı korumalarla konuşmuştum o gidince, onlar da bir sorun olmadığını söylemişlerdi. Sürekli beni göz hapsine aldıklarından güvende hissediyordum.

Şu ansa shot atma kapışması yapan iki kişiyi izliyordum tüm kalabalıkla beraber. Garip bir şekilde herkes bugün rahat davranıyordu. Şu ana kadar hiç kötü bir olay olmamıştı. Bunu ifşalanabilme risklerine yorduklarını biliyordum, ben de rahattım o yüzden. Sadece nasıl konuşma yapıp bitirecektim o beni strese sokuyordu.

"Urazınki sensin değil mi?" Yanıma yanaşan çocukla kaşlarımı çatarak bakışlarımı ona çevirdim. Bora Güneş. Kokusu dahi irkilmeme sebep oldu.

"O ne demek?" Sırıttı. Elindeki içkiyi bitirip biraz daha yaklaştı.

"Uraz'la çıkan kız sen misin?"

"Saçmalama. Kim uyduruyor bunları?"

"Her ne sikimse. Değer veriyor sana belli ki." Devam etmesi için iki yana salladım başımı. "Onda bir şeyim var benim. İlet."

"Kimsin sen ya?"

"Bora de yeter. Gerçi sen zaten beni biliyorsundur." Göz devirdim. Uraz'ın başıma bela açmadığı bir gün yoktu. Bora yanımdan uzaklaşırken Batu'yla göz göze geldik. Kaşları fazlasıyla çatıktı. Ne oldu dercesine göz kırptı. Omuz silktim sadece. Başıyla yan tarafı işaret ettiğinde gelmemi istediğini anlayarak buradaki kalabalıktan sıyrılıp kimsenin olmadığı yere geçtim.

Birkaç saniye geçmeden Batu geldi. "Ne istiyor o orospu çocuğu senden?"Kaşlarım çatıldı. Bir derdi olabilirdi ama bu kadar agresif olmasına gerek yoktu. Bora'yı sevmediğini biliyordum zaten, sürekli de dövüşüyorlardı.

"Ne diyorsun Batu? Öylesine geldi işte yanıma."

"Esin, uyuşturucu bağımlısı o çocuk. Yanına bile uğramaması lazım. Uraz yüzünden, değil mi?" Bir kez daha Uraz'ın uyuşturucuya bulaştığından emin olduğumda üzülmüştüm. Bugünkü hâlini gördüğümde daha iyi olabileceğine inanmıştım. Bana baktığı gibi kendisine de bakar sanmıştım bir an için.

"Evet, ama bir sorun yok."

"Olamaz zaten, izin vermezdim." Gülümsedim.

"Biliyorum." Gözleri gülüşüme kaydığında utandığımdan başımı eğdim.

"Uraz, gelmeyecek mi?" Garip havayı dağıtmak için konuştuğunda saçlarımı yüzümden çekip ona baktım tekrar.

"Bilmiyorum. Bugün gittiğimde konuşmadık bunu hiç."

"Nasıldı?"

"İyi olacağına inanıyorum ben." Kafa salladı.

"Tek konumuzun Uraz olduğuna inanamıyorum." Güldüm ona. Bana göre tek konumuz asla Uraz değildi.

ifşa /yarı texting/Where stories live. Discover now