on dokuz

13.5K 764 53
                                    

Adımlarımı yavaşlatıp derin bir nefes alarak okula girdim. Bahçedeki herkes bembeyaz giyinmişti, açık olmamak için ben de öyle yapmıştım. Gülümsememi bastırarak içeriye girdim. Vural hoca ve diğerleri artık ciddiyetin daha da farkındaydı. Tek bir sözümle, kim olduğumu henüz bilmemelerine rağmen istediğimi yapmışlardı.

Karşıdan beyaz kazak ve gri eşofmanla gelen Uraz'ı boydan boya süzdüm. Muhtemelen beyaz altı olmadığından gri giymişti. Kaşındaki yara izi Batu'yu hatırlatırken onu görmek için deli gibi heyecanlıydım.

Tam önümde durdu. "Beyaz giymişsin." Kafa salladım. "Ciddiye almıyorsun diye düşünüyordum."

"Hedef haline gelmek istemedim Uraz. Ayrıca ben beyaz giymeyi severim."

"Biliyorum. Biraz konuşalım mı?"

"Yangın merdiveninde bekle beni, şu eşyalarımı bırakacağım." Kafa salladı. Ben yanından geçip sınıfıma eşyalarımı bırakırken sınıftakiler de bembeyaz kıyafetleriyle hesabımın dedikodusunu yapıyorlardı. Sohbetlerine katılmadan sınıftan çıkıp yangın merdivenine yöneldim.

Ben yangın merdivenine girerken Uraz ve Batu konuşuyordu. Daha doğrusu Uraz özür diliyor, Batu yalnızca duruyordu.

Batu, beyaz yapılı vücudunu saran bir tişört giymiş, altınaysa o da gri ama beyaza kaçan bir eşofman giymişti. Güzeldi.

Öksürüp geldiğimi fark ettirdiğimde Batu arkasını dönüp beni süzdü. Onun uzun uzun bakmasıyla ben de kendime baktım. Okulun eteğine benzeyen beyaz bir etek, üzerine de beyaz kazağımı giymiştim.

"Günaydın?" Batu öksürüp kafa sallayarak bana katıldı. Bakışlarımı Uraz'a çevirdim. O da çatık kaşlarıyla Batu'ya bakıyordu.

"Önemli bir şey konuşuyorsanız çıkabilirim?"

"Senden saklayacağım bir şey yok." Uraz konuştuğunda bir şey söylemeyip Batu'ya baktım. O da bana bakıyordu. "Sorun yok." Aynısını tekrarladığında kafa sallayıp kalçamı trabzanlara yasladım.

"Ee, susacak mısınız?"

Uraz derin bir nefes alıp konuştu. "Şermin, eski sevgilim olan kızmış. Gidip konuştum dün gece. Bir saat boyunca ağladı kollarımın arasında."

"Nasıl öğrendin?"

"İfşaya sordum Batu. O söyledi. Her neyse, affetmesi için gitmemiştim zaten ama iyi ki gittim. Rahatladığını gördüm gözlerinde, ben de daha iyi hissettim açıkçası."

"İyi, sevindim senin adına. Ama bence ifşanın bunu duyurmasının tek sebebi Şermin değil. Başka şeyler de olmalı mutlaka arkasında." Batu konuştuğunda gerginlikle trabzanı daha sıkı tuttum.

"Ne gibi?"

"Bilmiyorum onu Uraz. Sana da yardım etmeyeceğim zaten. Konuşmak istedin konuştuk. Derse gidiyorum." Batu hızla çıkıp giderken Uraz bana döndü.

"Ne düşünüyorsun?" Omuz silkip kollarımı önümde bağladım birbirine.

"Umrumda değil ne olduğu Uraz. Şermin'in de seni hızlıca affedeceğinden eminim. Sen vicdanını rahatlatmışsın."

"Benle aranda bir sorun mu var? Kaç haftadır daha soğuksun?"

"Ne olmasını bekliyordun Uraz? Şermin ya da Batu gibi seni affetmemi mi?"

"Evet amına koyayım, evet. Hallettiğimizi, bir sorun olmadığını söylemedin mi daha önce? Ben kafamda mı kuruyorum?" Sinirle konuştuğunda aramızda bilerek mesafe bırakmıştı. En korktuğum olayın bu olduğunu biliyordu.

"Uraz kes şunu, hak ettiğini veriyorum sana. Baban da böyle olmasını istiyor hem."

"Babamı bahane etme her seferinde."

"İşim var." Yanından hızla geçip gideceğim sırada nazikçe bileğimden yakaladı. "Benim için önemli olduğunun farkında değil misin?" Cevap vermediğimi gördüğünde tebessüm etti. "Ne olursa olsun sözümü tutacağım. Ne yaparsan yap hep seni koruyacağım, yanında olacağım hep."

Sırıttım alayla. "Kötü bir yalancısın." Tebessüm etti.

"Dikkatli ol." Diye mırıldandı. Elimi çekip çıktım merdivenlerden.

Uraz'dan kurtulmam gerekiyordu. Bir an önce gözünü üzerimden çekmesi lazımdı. Onun yüzünden ifşa bile olabilirdim ki bu olduğunda Uraz'ın sakin kalabileceğini sanmıyordum. Tam anlamıyla hayatını tepetaklak etmiştim. Çevresinde ona güvenen kişiler azalmıştı, değer verdiği insanlar sırt çevirmişti, üstelik o çok sevdiği popülerliği de kötü bir ünle devam ediyordu. Tüm bunlar olsa da insanlar hâlâ daha Uraz'dan çekiniyordu, tepkileri tam anlamıyla istediğim gibi değildi.

Sınıfa girmeden önce bakışlarım simsiyah giyinmiş olan Bora'da durdu. Onu sene başından beri siyahtan başka bir şeyle görmemiştim. Kalorifere yaslanmış telefonundan biriyle mesajlaşıyordu, epey de keyifli gözüküyordu. İzlendiğini fark etmiş olacak ki başını telefonundan kaldırıp olduğum yere baktı. Vakit kaybetmeden sınıfıma girdim. Ürkütücüydü.

Üstelik okuldaki tek siyah giyen kişi de O'ydu. Hocalar bile, Vural hoca da dahil, beyaz giyinmişlerdi. Şimdiyse Bora'nın meydan okurcasına siyahlara bürünüşü aklımı karıştırmıştı. İyi şeyler yapmıyordu, her an ifşalanacağını düşünüp tedirgin olmalıydı ama tam aksine hedef haline gelmeye çabalıyordu. Muhtemelen mafya ailesinden geliyordu bu güveni.

Bozmadım ama güvenmiyordum.


-Bu bölümleri de çok değiştirmiyorum, diğer bölümleri biraz daha uzun yapıp seveceğiniz detaylar ekleyeceğim 😘

ifşa /yarı texting/Where stories live. Discover now