on yedi

14.2K 780 106
                                    

@denizkolejiifsa: urazı mı dövdün?

@batukilic: hayret bundan nasıl haberin olmadı senin?

@denizkolejiifsa: ay deme öyle

@denizkolejiifsa: ilk benim haberim oldu tabii ki ama yazamadım.

@batukilic: şaşırmadım :))

@batukilic: hak etti.

@denizkolejiifsa: ben geç kaldığını düşünmüştüm batu...

@denizkolejiifsa: okulun önünde olmasaydı iyiydi de olsun

@batukilic: bi dahakine yeri sen belirlersin

@denizkolejiifsa: olur
____________

Telefonu kapatıp amcamın odasının kapısını tıklattım. Gel dediğini duyduğumda beklemeden kapıyı aralayıp başımı uzattım. Başını belgelerden kaldırıp kocaman gülümsedi bana. İçeri girip kapıyı hızlıca kapattım. Yanına adımlarken kocaman gülümsüyordum. Ayağa kalkıp kollarını iki yana açarak beklediğinde sardım kollarımı bedenine. O bana sıkıca sarılırken ben de kıkırdıyordum.

"Cadı! Niye gelmiyorsun kaç gündür?" Ayrıldığımızda yanağımdan bir makas alıp koltukları gösterdi. Koltuklara oturduğumda o da karşıma geçti.

"Ay canım amcacım şimdi benim başım bi tık fazla kalabalık, biliyorsun. İşte o sırada unutmuşum sana uğramayı." Teesüf eder gibi bir bakış atıp ayağa kalktı. Her zaman benim çikolatalarımı koyduğu çekmecesinden çikolata paketlerini alıp önüme bıraktı.

"Sen ne kadar hayırsız olsan da ben seni düşünüp alışveriş yaptım."

"Bir tanesin." Çikolatalardan birine uzanıp ambalajı açarken yaptığım son açıklamalardan bahsediyordum ona. "Uraz salındı ama babası benim peşimi bırakmayacak. O yüzden çok dahiyane bir fikir buldum ve kendimi açıklama kararı aldım."

"Çok riskli. Partiyi benim kullanmadığım eve ayarla en azından. Yoksa kontrol edemeyiz."

"Bilmiyorum, sen sağlarsın herhalde güvenliğimi." Çarpık bir sırıtışla konuştuğumda güldü amcam.

"Okula gitme sonrasında, zaten 1 aydan az kalıyor geriye. Devamını hallederiz."

"Sağ ol amca. Sen olmasan mümkün olmazdı."

"İyi bir şey yapıyoruz cadı! Tabii ki yardımcı olacağım sana. Var mı başka isteğin?"

"Var aslında. Batu'dan bahsetmiştim, hatırlıyor musun?" Kafa salladı. "Babasını yurt dışında tutuklamışlar, ilgilenebilir misin?"

"İlgilenirim tabii kızım. İsmini soy ismini yaz." Uzattığı kağıda Batu'nun da babasının da isim soy ismini yazıp geri verdim.

"Akşama gelsene bize?" Amcam burun kıvırdı. En son babamla ufak bir tartışma yaşamışlardı, o yüzden de naz yapıyordu.

"Önemli işlerim var. Sen bana gelirsin yine."

"Peki madem. Kaçayım ben yavaştan. Gelirim yine!" Yanaklarına öpücük kondurup hızla odadan çıktım. Amcam savcıydı, fazlasıyla sözü geçen bir başsavcıydı. Adliyeden çıkıp adımlarımı karşıdaki kafeye yönelttim. Bir kahve alıp eve geçebilirdim.

Kafeye girdiğimde hoş bir yer oluşu gözümde artı puan kazandırırken daha sonra uğramak adına aklımın bir köşesine not ettim. Vazgeçemediğim karamelli lattemi beklerken kapıdan Batu ve iki erkek arkadaşı girdi. Onları beklemediğimden şaşırırken Batu'nun beni fark etmemesi için başımı yana çevirdim. Arkadaşları bizim okuldan değillerdi.

"Ben siparişleri alıp geliyorum." Batu yanıma yaklaştığında siparişim de gelmişti. Teşekkür edip aldım. Yanından direkt uzaklaşacağım sırada göz göze geldiğimizde selam vermek durumunda kaldım.

"Selam Batu."

"Selam? Niye buralardasın? Evine ters bir konumda diye hatırlıyordum."

"Bir arkadaşımın yanına uğramıştım da, buralarda oturuyor. Şimdi evime geçeceğim."

"Anladım. Uraz olayı için kusura bakma, senin geleceğini düşünmemiştim. Bir şeyin var mı?" Kavga ettikleri sırada mecburen ayırmak zorunda kalmıştım, aksi takdirde okulda olduğu için Batu'nun başı yanacaktı. Ensesini kaşıyarak konuştuğunda içten içe bu haline gülümsedim. Kasları belirginleşmişti bu hareketiyle.

Hayır, onlar olmasa da gayet çekiciydi zaten. Ne gerek vardı şimdi bu hamleye?

"Yok, hayır. Ben Vural hocayla sorun yaşamamanız için ayırmak istemiştim, bir şey de olmadı zaten."

"Sevindim. İstersen otur bizimle?"

"Yok, alıkoymayayım ben seni daha fazla.  Görüşürüz."

"Görüşürüz." Yanından ayrılıp dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım. Gelişigüzel ilerleyip kafedekilerin görüş alanından çıktım. Kahvemden bir yudum alıp taksi çağırırken gülümsüyordum.

Batu'ya olan hislerimin çok büyük olduğunu sanmıyordum.

Yalnızca fazlasıyla kibar ve yakışıklıydı. Hâliyle etkiliyordu karşısındakini. Aynı karşılık var mıydı onda bilmiyordum ama bana kardeşi gözüyle bakmadığından emindim. Yanına da yakışırdım.

Kendi kendime düşündüklerime karşılık göz devirip bugünü kontrol ettim. Salı günüydü. Yarın yine gönderi atmam gerekiyordu ve sonlara yaklaştığım için kendimi sıkıntılı hissediyordum. Bir yandan aylardır gizliden sürdürmeye çalıştığım bu işi açıklamamın beni rahatlatacağını da biliyordum ama işte insan çekiniyordu.

En çok düşündüğüm kişi Uraz'dı. Ne yapacağını, yüzünün alacağı hâli merak ediyordum. Her ne kadar sevgisini yansıtmasa da benim için deli gibi endişelendiğini içten içe hissediyordum. Evet, iyi biri değildi ama hangi ortama girersem gireyim bir şekilde bana destek olup korurdu. İç güdüsel olmalıydı.

Derin bir nefes alıp bunları düşünmeyi ikinci bir emre kadar erteledim. Son rahat günlerimin keyfini çıkartmak istiyordum. Çünkü buradan sonrası kıyametti.

ifşa /yarı texting/Where stories live. Discover now