on altı

14.1K 819 48
                                    

Kahvemi yudumlayıp boş kantinin keyfini sürerken gelen mesajları okuyordum. Okulda, ifşa olmaya en müsait yerde yapıyordum bunu. Artık bir tereddütüm kalmamıştı, yalnızca son birkaç işim vardı. Sonrası nasıl gelişecekti ilk defa bir hesap ya da plan yapmamıştım. Tamamen akışa bırakmıştım. Ama çok güzel şeyler olmayacağını tahmin ediyordum.

Açıkladığım gün açık hedef haline geleceğimden samimi bulduğum birkaç kişiye çoktan bahsetmiştim. Onlar yanımda dururlarsa kendimi daha kolayca koruyabilirdim. Kimsenin açığımı bulamayacağını bildiğimden de rahattım aslında.

Telefonum titrediğinde babamın aradığını gördüm. Etrafın boş olduğundan emin olup açtım aramayı.

"Kızım dediğin şeyleri bıraktım odana. Ne karıştırıyorsun sen yine?"

"Hiçbir şey babacım. Teşekkür ederim."

"Bak güzel kızım, bugüne kadar yaptığın hiçbir işe karışmadım. Doğrusunu yapacağını biliyordum çünkü, ama artık işin ucunu kaçırdın. Neyle uğraşıyorsan bu saatten sonra ben bile kurtaramam seni. Sıradan genç kızlar gibi yaşa lise dönemini. Herkesin hayatını değiştirmene lüzum yok."

"Biliyorum nerede duracağımı. Eve gelince görüşürüz. Ha bir de, amcamın yanına uğrayacağım."

"Yine ne işin düştü?"

"Önemsiz bir şey. Öpüyorum."

"Dikkat et."

Aramayı sonlandırdığım sırada Uraz'ın kantine girdiğini gördüm. Bakışlarımı ondan çekip telefonuma odaklarken adımlarının iyice yakınlaştığını hissediyordum. Adımları durdu, karşımdaki sandalye sesli bir şekilde çekildi. Telefonumu kapatıp masaya koydum.

Dağılmış saçları ve formasıyla yıkık gözüküyordu. Gözleri kızarmış, uykusuz kaldığını belli ediyordu. "Ne oldu?" Diye sordum duygusuzca.

"Bir kere bile yanımda göremeyeceğim değil mi seni?" Hayal kırıklığıyla konuşmasına karşılık gülümsedim.

"Neden göresin Uraz? Çıkacağını ikimiz de biliyorduk."

"Çıkamayabilirdim. Çıktım da ne değişti sanki? Siktiğimin okulunda tek kişi kalmadı yanımda. Batu bile yok." Ne bekliyordu? İyi ki tecavüz etmişsin demelerini mi?

"Yapmasaydın Uraz. Kim o kız ayrıca?"

"Hatırlamıyorum amına koyayım, vermiyorlar polisler de bilgi."

"Baban bulur."

"Sorun orada zaten. Hangi sikik varsa bu hesabın arkasında fazla güçlü." Omuz silkip kahvemden bir yudum aldım.

"Şüpheleniyor musun birinden?" Başını iki yana salladı.

"Kimse bu kadarını yapamaz. Ne olacak bilmiyorum, mahvoldu okul." Başını iki elinin arasına aldı. Önümden saçlarımı çekip bakışlarımı etrafa çevirdim. Batu bizden epey uzakta boş bir masada oturuyordu. "Ne yapacağım ben?" Çaresizlikle konuşması beni şaşırttı. Onu ilk defa bu kadar savunmasız görüyordum.

"Bilmiyorum Uraz. Telafi et diyeceğim ama bu mümkün değil."

"Sarılabilir miyim?"

"Hoşlanmıyorum temastan."

"Biliyorum, şansımı denemek istedim." Güldüm, nefret barındıran bir gülüştü. Gözlerim Batu'nun üzerindeyken konuştum. "Batu'yla küs müsünüz?"

"Tavırlı."

"Haklı olarak."

"Seninle konuşuyor mu?" Başımı iki yana salladım. "Onun ailesiyle problemi varmış yine. Babası gelmiyormuş eve 2 aydır."

"Nereden öğrendin?"

"Kuzeni söyledi." Kafa salladım. Batu'ya gidip sarılabilirdim mesela şu an. O'na kıyamıyordum. "Bu akşam bize gelir misin?"

"Baban artık benden hiç haz etmiyor galiba. Gelmemem daha iyi."

"Senden nefret etmiyor." Sen görmüyorsun demek istemediğimden uzatmadım. Uraz'la daha fazla konuşmak istemiyordum.

"Amcama gideceğim zaten." Kafa salladı.

"Bir sorun olursa bana söyle." Uraz her zamanki tavrıyla konuştuğunda alayla sırıttım. Koruyabilecekti sanki.

"Görüşürüz." Kahvemi de alıp yanından kalktım. Kantinin çıkışına geldiğimde Batu'yla göz göze geldik, hafifçe tebessüm ettiğimde başıyla selam vererek karşılık verdi.

Bu bölümü hiç düzenlemeden atıyorum, eski plandayken ilk defa ifşacımızın ağzından okumuştunuz ama şu anki hâli benim daha çok içime sindi. 🙏🏻😘🥰

ifşa /yarı texting/Where stories live. Discover now