16. Bölüm

8.4K 416 88
                                    

Episode 16
"Arkadaşım."

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Hisler beklenmedik bir anda ortaya çıkar, yine beklenmedik bir anda canınızı yakardı. Farkındalık duygusu tüm bu acıyı körükler nefes almanıza izin vermezdi. Kerem hayatımda diğer Galatasaray oyuncuları gibiydi, bu zamana kadar ne bir eksiği ne bir fazlası vardı. Peki neden şu an tek bir laf hıçkırarak ağlama isteğimi körüklüyordu?

Telefonumun ekranı çoktan kapanmış fakat ben bakışlarımı telefondan çekememiştim. Siyah camda gördüğüm şey yüzümken dolan gözlerimi de görebiliyordum.

Ekran yeniden aydınlanırken Kerem yeni bir mesaj atmıştı. Bakmak istemiyordum, sebepsizce bu lafına çok kırılmıştım ve daha da kırılmaktan korkuyordum. Yine de meraklı bir insandım. Telefonumun ekranını açıp mesajlaşmaya girdim.

Kerem : Asel?

Kerem : Orada mısın?

Parmaklarım klavyede gezindi. Hissettiğim kırgınlık ağır bassa da dağın haberi yoktu ve ben tavşan olarak bunu önemsememliydim.

Asel : Buradayım.

Asel : Arkadaşım geldi, ona baktım.

Kerem : Anladım.

Kerem : Sonra görüşürüz

Mesajını beğenirken uygulamadan çıktım, telefonumu kilitleyip odama ilerledim. Günün hızlı koşuşturması beni yorarken akşam Elif gelmeden önce biraz uyumak istedim. Çünkü uyku dertlerimden kurtulmanın en kolay yoluydu.

***

Keremden

Yediğim görüldü sonunda telefonumla bakışırken Asel'in çevrim dışı olmasıyla telefonumu kapattım. Antreman molasındaydık, hepimiz dört bir yana yayılmış dinleniyorduk.

Elindeki suyun bir tanesini bana uzatan Yunusla dikkatim dağılırken suyu alıp birkaç yudum içtim. Görüldü yemek canımı sıkmıştı, üstelik Asel'in gelen arkadaşını da deli gibi merak ediyordum.

"Hayırdır?" dedi Yunus. "Penaltı kullanmışta top direkten dönmüş gibi bir halin var."

Yunusun yaptığı benzetme gülmemi sağlarken aklıma yeniden gelen konu canımın sıkılmasını sağlamıştı. Kimdi bu arkadaş? Çıkardığım telefonu açıp konuşmayı Yunus'a uzattım. Kendimi sahanın çimlerine bırakırken biraz rahatlamayı umdum ama olmuyordu. Doksan dakika top koşsam yorulmazdım ama bu arkadaşın kim olduğunu düşünmek beni çok yormuştu.

"Kusura bakma ama sen sıçmışsın." dedi Yunus. Kafamı ona çevirirken anlamadığımı belirterek ona bakıyordum. Yunusta beni bekletmemiş, açıklamaya başlamıştı. "Beğendiğin kıza arkadaşım demişsin kardeşim. Ve tahmin edeyim sen şu an Asel'in evine gelen arkadaşını deli gibi merak ediyorsun."

Söylediği hiçbir cümleyi inkar etmedim, inkar edecek gücüm de yoktu. Onaylar anlamda başımı salladım. Kabullenmek bu işin kaçıncı evresiydi bilmiyordum ama ben Asel'i beğendiğimi kabul etmiştim. Bundan sonrası daha kolay olurdu herhalde.

"Kusura bakma kardeşim ama bunu Asel söylemedikçe öğrenemeyeceksin." Yunus kalan moralimi de yerle bir ederken bize seslenmeleriyle yattığım yerden doğruldum. Bana elini uzatan Yunusun elini tutup ayağa kalktığımda Yunus kulağıma eğildi.

"Kızla bi yüz yüze gelin, şimdi moralini bozma. Bir de bu kızı hayatında hangi rolde görmek istediğini bir düşün, karar ver. Yüz yüze geldiğinizde belirsizliklerle gitme kıza."

Sessiz bir şekilde Okan hocanın yanına ilerlerken arkamdan sarılan kişiyle dengem bozuldu, sendeledim. Bakışlarım yan tarafıma döndüğünde bana gülerek bakan Mertensi görmek gülümsememi sağlamıştı.

"İyi misin Kerem?" Konuyu bir de ona açıklayamayacağım için onaylar anlamda başımı salladım. "İyiyim, yoruldum sadece."

Mertens konuyu uzatmamış, Okan hocanın yanına kadar türlü esprilerle güldürmüştü beni. Yanına gittiğimiz de hepimizi süzen Okan hoca elinde tuttuğu beyaz ve sarı yelekleri teker teker dağıttı.

"Çift kale maç."

***

Floryada olan insanlarla vedalaştıktan sonra arabama yöneldim. Yorgunluk her hücremdeydi. Okan hoca kazanmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu, biz de kazanmak istiyorduk ama gün sonunda yorgunluk bedene çöküyordu.

Arabayı sürecek halim yoktu ama benden başka sürecek birisi de yoktu. Hızla Floryadan çıktığımda bir yanımda Yunusun söylediklerini düşünüyordu.

Asel'i ne olarak hayatında istediğine karar ver demişti. Yüz yüze gelmeden buna karar veremezdim. Bir insanın yazışırken yansıttığı duygular bazen gerçek olmuyordu çünkü. İki gün sonraki maçımız aklıma gelince gülümsedim, geleceğini söylemişti.

Karar vermek için iki günüm vardı ve benim tek düşündüğüm hâlâ eve gelen arkadaşının cinsiyetiydi.

***

Günaydın, en güzel sabahlar sizinle olsun biz 4K olmuşuz yuh!!! Hepinize çok teşekkür ederimm.

Ve LÜTFEN yorumlarınızı eksik etmeyin yoksa gerçekten hevesim kırılıyo benim :( Elbette sizi zorlayamam ama ne bileyim işte...

Her neyse, yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın ❤️💛🤡

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin