22. Bölüm

8.4K 431 63
                                    

Episode 22
"Açık antreman"

Üzerime geçirdiğim formayı son kez düzeltirken bir yandan da Elif'e bakıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerime geçirdiğim formayı son kez düzeltirken bir yandan da Elif'e bakıyordum. Bugün yapılacak taraftara açık antremana tek gitmekten çekinmiş, peşime Elif'i de sürüklemiştim. Elifte teklifimi hemen kabul etmiş, gerginliğimi biraz olsun almıştı.

Arabanın kapısını kilitlemiş, floryaya geçiyorduk. Taraftarın erken geleceğini bildiğimizden ikimizde erken gelmeyi daha mantıklı görmüştük. Kerem her ne kadar basın kısmında yer alabileceğimizi söylese de ikimiz de tribünde olmayı tercih etmiştik.

Girişin önünde durduğumuzda yavaş yavaş gelmeye başlayan kalabalıkla erken gelmenin ne kadar mantıklı olduğunu yeniden görmüştük.

"Çok heyecanlıyım," Elifin konuşmasıyla bakışlarım ona dönerken anlamamış bir şekilde ona bakmaya devam ettim. "İlk defa taraftara açık antremana geliyorum ve en yakın arkadaşım Kerem Aktürkoğlu ile flörtleşiyor."

Elifin söylediklerini elimle engellemeye çalışırken duyan oldu mu diye etrafa bakmaya başlamıştım. Çalan yüksek sesli marşlardan ötürü kimse bir şey duymazken sert bakışlarımla Elife döndüm.

"Birincisi sesini alçalt. İkincisi ise öyle bir şey yok, kafanda kurma."

Ağzındaki elimi çekerken imalı gülüşünü görmek gözlerimi devirmeme sebep olmuştu. Belki de tek gelmem daha hayırlıydı. Önüme dönerek kapının açılmasını beklemeye başladım. Erken gelmek yer tutma açısından iyi bir olaydı ama burada saatlerce beklemek hoşuma giden bir durum değildi.

"Tamam küsme hemen." Yanıma sırnaşan Elif ile ciddiyetimi korumaya devam ettim. Söylediği şeyler yalnız olduğumuzda sorun değildi ama şu an onlarca taraftar çevremizdeyken bunu söylemesi hiç hoş değildi. Kendimden çok Keremin yiyeceği linçler ve sözler daha önemliydi. Ben bugün tanınır ertesi gün unutulurdum ama Kerem öyle değildi. Ve bende dahil hiçbir kızla adının anılmasını değil, futboluyla anılmasını istiyordum.

"Küsmedim Elif, sen bazı şeyleri nerede konuşman gerektiğini bilmiyorsun."

Söylediğim şeylerde ciddi olduğumu anlayan Elif konuşmayı daha fazla uzatmadı, benimle beraber beklemeye başladı. Taraftarın açtığı marşlarla beraber az önceki yaşadığım olayı unutmuş, marşlara eşlik etmeye başlamıştık.

Git gide artan kalabalıkla kapıya daha çok yaklaşmıştık. Büyük ihtimalle tribünde olacaktık ama olmama ihtimalimiz de vardı. Söylenen marşlar artan kalabalıkla daha da coşkulu söylenmeye başlamış, etraf kırmızıya bürünmüştü.

Dakikalar saatlere dönüşmüştü ve artık içerideydik. Yanımda duran Elifin kaybolmamak adına koluna girerken zor da olsa tribüne geçebilmiştik. Oyuncuların çıkmasını beklerken gözüm basın kısmına takılmıştı.

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin