24. Bölüm

7.7K 429 107
                                    

Episode 24
"Kırık bir kalpte yetişen umutlar"

Dizlerine yattığım Elif saçlarımı okşarken bakışlarım karşımda duran televizyona sabitliydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dizlerine yattığım Elif saçlarımı okşarken bakışlarım karşımda duran televizyona sabitliydi. Gözümden bir yaş bile düşmemişti, ağzımı bıçak açmıyordu ama ağlamamak için verdiğim bu büyük çabaya değerdi.

"Asel," dedi Elif bininci kez. Bakışlarımı çevirip ona bakmadım bile. Birkaç saniye önce ne yapıyorsam onu yapmaya devam ettim. Aklımdan geçirdiğim onlarca olasılık ile savaşırken hiçbirisinin sonu mutlu bitmiyordu. Ne ben mutlu olabiliyordum ne de Keremin sevgilisi olmuyordu.

"Kendini sıktığını biliyorum." Bunun da türevlerini bininci kez söylemişti. "Ama ağla lütfen, ağla ve rahatla." Ağlayamazdım. Eğer bir kez ağlarsam bunun devamı da gelirdi ve ben duramazdım. Bu yüzden hiç ağlamamak daha iyiydi.

Ona cevap vermeyeceğimi anlamış olmalı ki daha fazla üstelemedi. Okşadığı saçımla beraber daldığım düşüncelerim beni içine çekmiş, gözlerim kapanmıştı. Uyku en güzel kaçış yoluydu ve ben kaçmaktan hiç bu kadar mutlu olmamıştım.

Keremden;

Koca günün antremanı biterken aklım Asele kaymış, yüzümde yer edinen gülümsemeyle kalmıştım.

"Bu iyice aşık oldu." Barışın söyledikleriyle kendime gelirken bana gülerek bakan arkadaşlarıma kaşlarımı çattım. "Abart bir de." dedim gözlerimi devirerek. Soyunma odasına ilerlerken Barış arkamdan gülerek geliyordu. Bir şey söylemesine gerek kalmadan gülüşü ile beni sinir ediyor, ağzına bie tane çakma isteğimi getiriyordu ama söylediği şeylerde haklı olduğunu bildiğim için hiçbir şey yapmıyordum.

Tesislere girmeden önce koşarak yanımıza gelen Yunusla bakışlarım Berkana döndü. İkimiz de ne olduğunu anlamazken Yunusun olayı anlatmasını bekledik.

"Kerem sana bir şey soracağım." Sesindeki gerginlik bana da geçerken yerimde kıpırdandım. "Sor kardeşim."

"Haber sitelerine hiç bakıyor musun?" Sorduğu soruyla afallarken onaylamaz anlamda başımı salladım. Kötü bir şey görmemek için herhangi bir haber sitesine girmiyordum, adımı bile en son ne zaman google da arattığımı hatırlamıyordum.

"Peki taraftara açık antremandan üç gün sonra Nişantaşında ne bok yiyordun kardeşim?"

Zihnim söylediği tarihe giderken o gece bir arkadaşımla yemeğe gittiğimi hatırladım. Aslında planımda kimseyle buluşmak yoktu, hatta o kafeye de yalnız gitmiştim ama bir arkadaşımı görmüş yalnız olmaktan çıkmıştı.

"Arkadaşımlaydım." Konunun nereye gittiğini anlamazken Yunus derin bir nefes verdi. Ellerini saçlarının arasından geçirirken yeniden bana döndü.

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin