44. Bölüm

4.9K 383 104
                                    

Episode 44
"Denk"

Episode 44"Denk"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Gözüm yavaş yavaş açılırken gördüğüm ilk şey kapalı olan televizyon ekranı olmuştu. Salonun kararması saatin kaç olduğunu sorgulamamı sağlarken yattığım koltuktan doğruldum. Koltukta uyuduğum için belim tutulmuştu. Birkaç saniye öyle durup kendime gelmeyi bekledim.

Gözlerim yavaştan açılıp kendime gelirken yanıp sönen ekranıma kaydı gözlerim. Bildirimler arka arkaya geliyor, bu da telefonumun ekranının açık kalmasını sağlıyordu. Telefonumu elime aldığımda gözüm saate kaydı.

19:05

Gözümü kapattığımda saatin kaça geldiğini hatırlamaya çalıştım. Tam olarak kaçta uyuduğumu hatırlayamasam da kararan hava bana uzun bir süre olduğunu gösteriyordu. Elimde tuttuğum telefon çalmaya başlarken ekranda Keremin ismini görmek bir anda her şeyin zihnime yüklenmesine sebep olmuştu. Birkaç saniyeliğine her şeyi unutmanın bana ne kadar iyi geldiğini anlamak zor değildi.

Telefon çalmaya devam ederken açıp açmamakta kararsızdım. Açmak istemiyordum, yapmak istediğim tek şey yeniden uyumaktı ama bunu başaramayacağımı biliyordum. Telefonu sessize alırken aramada kapanmıştı. Bildirimleri görmezden gelerek telefonumu kapattım. Acıkan karnımı doyurmak için mutfağa geçerken uyuduğum için dağılan saçlarımı topladım.

Buzdolabının önünde durduğumda kapağı açıp ne yiyeceğime göz gezdiriyordum. Hem yapımı kolay hem de beni doyuracak bir şey ararken aklım mantıya gitmişti. Malzemeleri tezgaha dizerken alacaklı gibi çalan kapıyla irkildim.

Elimdekileri bırakıp kapıya ilerlerken kapı aynı şekilde çalmaya devam ediyordu. Sert vuruşlar birkaç saniye susuyor, yerini zile bırakıyordu. Kapıya geldiğimde kim olduğunu anlamak için delikten baktım.

Keremdi. Islandığı için kıvırcıklaşan saçları ve koştuğunu gösteren kızarmış yanakları ile kaşlarım çatılırken delikten ayrılıp kapıyı açtım. Nefes nefese kalmış Kerem kapının açılmasıyla beni görürken derin bir nefes verdi. Bakışları birkaç saniye üzerimde gezinirken rahatlamış hemen ardından ise beni kolları arasına almıştı.

Kollarını her saniye daha sıkı sarıyor, derin derin nefesler alıyordu. Ne olduğunu anlamayan bense şaşkınlıkla onu izliyordum.

"Kerem," diye mırıldandım. "İyi misin?" Hâlâ kapıdaydık ve onun bu hali endişelenmemi sağlıyordu. Birkaç saniyeliğine kollarının arasından çıktığımda Kerem onaylar anlamda başını salladı. "İçeri geçelim gel."

Kerem yeniden bir şey dememiş, sadece içeriye girmişti. Salona yürüyeceğini düşünürken o kapıyı kapatmam için beni beklemiş, ben kapıyı kapatınca yürümeye başlamıştı. Salondaki koltuklara otururken Kereme su getirmek için ayaklanmıştım. Kerem hızla bakışlarını bana çevirirken kendimi açıklama ihtiyacı hissettim. "Su getireceğim."

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin