48. Bölüm

4.6K 365 38
                                    

Episode 48
"Aşk seni yazıyormuş"

Episode 48 "Aşk seni yazıyormuş"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Üzerime giydiğim elbiseyi son kez düzeltirken arabayı park etmeye giden sevgilimi bekliyordum. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde olaylar hızlı gelişmiş, Kerem ailesinin benimle tanışmak istediğini söylemişti. İlk başta şaka yapıyor sansam da ciddi yüz ifadesi ile şaka yapmadığını anlamış, derin bir yutkunma gereği duymuştum.

Bir şey olmayacağını, ailesinin beni çok seveceğini iddia eden Kerem ise oldukça rahat bir şekilde sakin olmamı söylüyordu. Ne kadar sakin olmaya çalışsam da sevmeme ihtimalleri aklıma geliyor, tüm çabamı yerle bir ediyordu.

"Sakin ol." Yanıma gelen Kerem bunu bininci kez söylerken derin bir nefes verdim. Zile basan sevgilimle buradan dönüş olmadığını anlamıştım. Dönmek isteyen de yoktu ama ihtimaller bazen insanın nefesini kesebiliyordu.

Açılan kapı ile Kerem belimden tutarak beni yönlendirmiş, binanın içerisine girmiştik. Serin hava bizi karşılarken biraz rahatlamıştım. Bulunduğumuz durumu saymazsak serin hava iyi gelmişti.

Asansöre bindiğimizde yine Keremin yönlendirmesiyle üçüncü kata çıkmıştık. Keremin eli arada sırada belimi okşuyor, rahatlamamı istiyordu. Asansör katta durduğunda elimdeki çantamın kulpunu biraz daha sıktım. Benim için oldukça zorlu geçecek bir maraton başlıyordu.

Kerem adımlarını beş numaralı daireye yöneltirken bende arkasından ilerliyordum. Kahverengi odun kapının önünde dururken Keremle göz göze geldik. Yüzüne bir tebessüm yerleştirirken bende aynı şekilde karşılık verdim. Hazır olduğumu anlayan Kerem kapıya vururken kapının açılmasını bekliyorduk.

Birkaç saniye sonra açılan kapı ile beni karşılayan Filiz teyze olurken yüzüme bir gülümseme kondurdum. O da gülümsemiş, içeri geçmemiz için kenara çekilmişti.

"Hoş geldiniz." Samimi sesi biraz rahatlamamı sağlarken ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Elini öpmem gerekip gerekmediğini düşünürken Filiz teyze beni bundan kurtarmış, kollarını açarak sarılmamı beklemişti.

"Hoşbulduk."

Kısa sarılmamız son bulduğunda Kerem de annesi ile sarılmış, Filiz teyzenin yönlendirmesiyle salona geçmiştik. Beyaz ağırlıklı döşenmiş salonun duvarlarında bizi karşılayan aile fotoğrafları ilgimi çekerken çantamı bir koltuğa koymuştum.

"Hoş geldin kızım." Ömer amcanın bana seslenmesiyle dikkatim resimlerden ayrılırken gülümseyerek ona döndüm. O da beni bir ikilemden kurtarmış, sadece elini uzatmayı tercih etmişti.

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin