Özel Bölüm 1

4.7K 360 141
                                    

"Minik eller"
***

Beklenmedik zamanda gelen güzellikler beklenen zamanda gelecek güzelliklerden daha anlamlı ve güzeldi şüphesiz. Önümde duran ve pozitif gözüken hamilelik testiyse bunun en büyük kanıtıydı. Bir elim karnımın üzerinde, diğeri ise testteydi.

Ne yapacağımı ya da ne hissedeceğimi bilmiyordum. Öyleki gözümden damlayan yaşlar testin üzerine düşüyor, görüş alanımı bulanıklaştırıyordu. Evleneli 1.5 sene olmasına rağmen ikimizin de planlarında ebeveyn olmak yoktu. Birkaç kere aileler arasında konuşulmuş, sonrasında ise konu kapanmıştı.

Tıklanan kapı ile kendime gelirken gözümdeki yaşları sildim. Hamilelik testini cebime koyarken yüzüme bir su çarptım. Ellerimi havluyla kuruladıktan sonra iyi olduğuma kanaat getirip lavabodan çıktım. Kapıda beni bekleyen Filiz anneyi görüp gülümsedim.

"İyi misin kızım?" Endişeli çıkan sesi bana ulaşırken olumlu anlamda kafamı salladım. Bu haberi onlara nasıl vereceğimi bilmiyordum, tek bildiğim şey bu haberi uzun zamandır bekledikleriydi.

"İyiyim anne," dedim sakin çıkan sesimle. "Biraz üşütmüşüm sanırım." Filiz anne söylediklerimi sorgulamamış, beni başıyla onaylamıştı. İkimiz de ilerlerken zihnimden onlarca düşünce geçiyor, ne hissettiğimi ya da nasıl hissedeceğimi bilmiyordum.

İçimde büyük bir mutluluk, bu mutluluğa karışık korku vardı. Benim vücudumda benimle beraber büyüyen bir canlının olduğu düşüncesi ürkütücüydü. Kendimi hiç anne olarak düşünmediğim içinse tüm bunlar bana daha da korkutucu geliyordu.

İkimiz salona geçerken Filiz anne evde işleri olduğunu söylemiş, beni ise tüm bu düşüncelerle yalnız bırakmıştı. Hava çoktan kararmış, maç ise bitmişti. Evlendiğimiz günden beri değişmeyen birkaç şey vardı. Bunlardan birisi de maç günleri yaptığımız şeylerdi. Maç olduğu günlerde eğer stadda olamıyorsam Kerem Filiz anneyi bana gönderiyor ya da kendi annem benimle kalıyordu. İsimler değişse de ortak amaç beni evde yalnız bırakmamaktı.

Bugün oynanan maç 3-0 gibi bir skorla biterken televizyonu kapattım. Abajurlardan gelen loş ışık salonu aydınlatırken koltuğa uzandım. Elim istemsizce karnıma kayıyor, orada duruyordu. Bu bebeği istememe gibi bir durumum yoktu, düşündüğüm tek şey bu kadar büyük bir sorumluluğun altından kalkabilir miyim düşüncesiydi.

Yalnız değildim. Beni gözünden sakınan bir eşim vardı. Ne yaparsam yapayım en hafifini bana yaptırır, ağır sayılabilecekleri kendisine alırdı. Ortaklaşa yaptığımız tüm işlerde durum böyleydi.

"Sence babanın tepkisi nasıl olur?"

Ellerim karnımda konuşurken bu durumu çoktan kabullendiğimi fark etmiştim. Aynı zamanda sorduğum soruyu kendi kendime düşünmeye başlamış, zihnim gözümün önüne onlarca farklı senaryo getirmişti.

Minik Galatasaray formasıyla Keremle sahaya çıkan bir kız çocuğu..
Tribünlerde tezahürat yapan babası gibi gözlere sahip bir erkek çocuğu...
Bizim çocuğumuz...

Gözlerim dolmuş, korku yerini yaşanacak güzel anların hayaliyle süslemiş ve orayı güzelleştirmişti. Zaman bir su gibi akmış, kapının açılma sesiyle kendime gelmiştim.

Yattığım yerden kalkarken holün de eş zamanlı ışığı yanmıştı. Adımlarım hole giderken gelen kişiyi biliyordum. Kerem anahtarını kapının yanındaki askılığa asarken bana doğru döndü. Bakışları beni bulurken yüzünde bir gülümseme oluştu.

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin