28. Bölüm

8.2K 455 162
                                    

Episode 28
"Bir öpücük, bir gülüş"

Karşımda duran ve bitmiş hâlde olan Kerem, söyledikleri ile beni iyice şoka sokarken öylece duruyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karşımda duran ve bitmiş hâlde olan Kerem, söyledikleri ile beni iyice şoka sokarken öylece duruyordum. Nefes almak zor bir hâle gelmiş, tüm kırgınlığım, üzüntüm ve endişem onu görünce yok olmuştu.

Kapı ağzında durduğumuzu fark edince kenara çekildim. Bunu bekleyen Kerem ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi, geçen gün geldiği için hatırladığı salona girdi. Kapıyı kapatıp bende arkasından ilerledim. Yanına gitmeden önce salonun hemen yanında olan mutfağa girip ikimiz için de kahve suyu koydum. Bardakları hazırlarken aklımdan onlarca düşünce geçiyor, hepsini kafamdan atmak için büyük çaba gösteriyordum.

  Kahveleri hazırladıktan sonra iki kupayı da elime alıp salona geçtim. Kerem koltukta oturuyor, maç günü olduğu gibi kafasını yerden kaldırmıyordu. Bir şeyler için kendisini suçladığı her halinden belli olurken ağlamamak için iç yanağımı ısırdım. Çıkardığım seslerden geldiğimi anlayan Kerem kafasını kaldırırken gülümsemeye çalışarak kahveyi önüne koydum.

  Bir şey demeden öylece bakmaya devam ettiğinde aklıma Yunus'a haber vermek gelmişti. Kerem öylece durduğu için telefonumdan hızlıca mesaj yazıp gönderdim ve telefonumu kapattım.

"Kerem." Fısıltı gibi çıkan sesimle bana doğru dönen Keremin gözleri doluydu. Onu ilk kez böyle görmek acıma acı katarken ağlamamak için verdiğim çaba takdire şayandı.

"Asel," dedi Kerem. Gözleri gözlerimden ayrılmıyor, uçurumun kenarındaki son umuduymuşum gibi bana bakıyordu. Gözünden süzülen bir damla yaş ile benim de gözüm dolarken Kerem yeniden dudaklarını araladı. "Sana sarılabilir miyim?"

Nedenler, keşkeler ve daha fazlası etrafımı kuşatmıştı. Belki de sabah bundan pişman olacaktım ama o an kollarının arasında olmayı her şeyden çok istiyordum. Onaylar anlamda kafamı salladığımda koltukta yanıma kayarak kollarını belime doladı.

  Geriye yaslandığım koltukta ağırlığını bana verirken göğüs kafesimin üzerine başını koymuştu. Boynunun etrafına sardığım kollarım onu rahatsız etmeyecek türdendi. Parmaklarım saçlarının arasına giderken bir an bile tereddüt etmedim. İlk hıçkırığını duyduğumda eş zamanlı olarak benimde ellerim saçlarının arasındaydı.

Sustum, hiçbir şey söylemedim. Ağlamasını ve içini boşaltmasını her şeyden çok istiyordum. Linç onun gibi kariyeri olanlar için çok normal bir durumdu. Ama bardağı taşıran başka bir şey olduğunu düşünmeden de edemiyordum. Birkaç hafta önce kendime güvenim geldi diyen Kerem ile şu an kollarımın arasında olan Kerem aynı olamazdı.

  Hıçkırıkları azalırken kollarımdan ayrılmak için hareketlendi. Ellerim saçlarının arasından çıkarken büyük bir boşlukla sarsıldım. Kızarmış gözleri daha da kızarmış, saçları dağılmış; yüzü gözyaşlarından dolayı ıslanmıştı.

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin