25. Bölüm

7.9K 457 73
                                    

Episode 25
"Dinle beni bi"

Bölüme geçmeden önce bölüm sonu notunu lütfen atlamayın, gerçekten önemli

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüme geçmeden önce bölüm sonu notunu lütfen atlamayın, gerçekten önemli. İyi okumalar.

***

Telefonum bir kez da masanın üzerinde titrerken Elif benden önce davranıp telefonu kökten kapatmıştı. Kaçıncı kez çalmıştı bilmiyordum, belli bir süre sonra normal bir ses gibi gelmeye başlamıştı artık.

Yattığım yerde istifimi bozmadan yatmaya devam ederken Elifte yanıma oturmuş, açtığımız filmi izlemeye başlamıştık. Ekranda oynayan filmdeki görseller belli bir süre sonra yerini düşüncelerime bırakırken burnumun direğinin sızlamasıyla sabahtan beri tuttuğum gözyaşlarımın akmaya hazır olduğunu düşünüyordum.

"Bir şeyler mi alsak ya kuru kuru olmadı böyle." Elifin söyledikleri ile düşüncelerimden sıyrılırken onaylar anlamda kafamı salladım. Neye onay verdiğimi bilmiyordum ama düşüncelerimin başka yerde olduğunu anlamasını istemiyordum. "Olur."

Elif onu onaylamamla ayaklanırken ben hiç yerimden kalkmıyordum. O da bunu sorun etmiyor, bir şey yapılacaksa kalkıp o yapıyordu.

"Hemen gidip geliyorum." Masanın üzerinde duran anahtarla benim telefonumu da alırken göz devirdim. Keremin aramalarına geri döneceğimi düşünüyordu, yanlış düşünüyordu. Dönmezdim.

Dış kapının kapanma sesi kulaklarıma ulaşırken tuttuğum gözyaşlarından ilki gözümden akmıştı. Ağlamanın rahatlattığını söyleyen kimdi bilmiyordum ama ne kadar ağlarsam acım o kadar artıyor gibiydi.

Gözyaşlarımın devamı gelirken çalan kapı ile hızla toparlanmıştım. Ellerimle gözlerimi silerken hızla banyoya gidip yüzümü yıkadım. Kendime geldiğimi düşündüğümde hızla kapıya yöneldim. Elifin bir şey unuttuğuna kalıbımı basabilirdim.

"Neyi unuttun Elif?" Sorarak açtığım kapı ile karşımda beklediğim kişi durmuyordu. Neredeyse 1 haftadır görmediğim gözler gözlerimle buluşurken yutkunma ihtiyacı hissetmiştim. Çok özlemiştim. Şu an karşımdayken ve delicesine sarılmak isterken bunu anlıyordum.

"Merhaba." Kısık sesi ile verdiği selam tedirginlik barındırıyordu. "Konuşabilir miyiz?"

Haberi gördüğümü anlamıştı. Karşısında nasıl bir haldeydim bilmiyordum ama şu an onunla konuşmak istemiyordum. Sinirli ama en önemlisi kırgındım. Ve ağzımdan çıkacak herhangi bir sözün onu kırmasını istemiyordum. Onun aksine ben onu düşünüyordum.

"Ne hakkında?" Ayıp olmasın diye sorduğum soruyla durdu. Ne söyleyeceğini düşünmediği belli oluyordu, bir eliyle alnını kaşımıştı. "İçeride konuşsak?"

Hâlâ kapıda beklediğini anlamamla kenara çekilmek istedim ama onunla konuşmak istemediğimi biliyordum. Yine de hafifçe kapıdan çekilip içeri girmesini izledim.

Ayakkabılarını çıkarıp salona adımlarken bende arkasından bakıyordum. Kapıyı kapatarak peşinden gittiğimde ikimizde birbirimize bakıyorduk.

"Seni dinliyorum." İstikrarım konusunda kendimi tebrik etmeyi bir kenara not alırken karşımda ayakta dikilen Keremin aksine koltuğa oturmuştum.

"Ben çıkan haberler hakkında konuşacaktım." Yanıma oturur oturmaz kurduğu cümle ile gerilirken konuşmayı nasıl bitirebileceğimi düşünüyordum.

"Ne için konuşacaksın?" diye sordum. Titrek çıkmaması için uğraştığım sesime rağmen sesimin titrek çıktığını kendimde hissetmiş, içimden kendime lanetler okumaya başlamıştım.

"Bak ben," Açılan dış kapıyla rahatlarken hızla ayağa kalktım. Bu konuşmayı hemen bitirmek ve bir an önce Keremi evden göndermeyi istiyordum. Çok özlemiştim, özlemimden ne söylese inanabilecek durumdaydım ve bunu yapmayı istemiyordum. Ayaklanmamla konuşmanın bittiğini anlayan Kerem de ayaklanmıştı. "Dinle beni bi."

"Dinleyecek bir şeyim yok Kerem." Açılan salon kapısı ile Elif içeri girerken ona bakmadan yüzünde beliren şaşkınlığı hissedebiliyordum.

"Buraya kadar gelmişsin, ayağına sağlık ama arkadaşımda geldiğine göre evden hemen çıkmamız lazım. İşimiz var."

Kerem lafın nereye geldiğini anlamış, bir şey söylemeden kapıya yönelmişti. Yüzünde gördüğüm üzüntü pişman olmamı sağlasa da dışarıya bunu yansıtmamakta kararlıydım.

Çıkmak için yanımdan geçerken kolumu nazikçe tuttu. Bu tutuş bir tehtid değildi, aksine o kadar yumuşaktı ki tuttuğunu görmesem büyük ihtimalle tuttuğunu anlamazdım.

"Bugün kaçtın." Kulağıma eğilerek fısıldamaya başlamasıyla tüylerim diken diken olmuş, nabzım hızlanmıştı. "Ama pes ediyorum sanma. Eninde sonunda beni dinleyeceksin."

****

Merhaba, maalesef sabah size attığım bölümün aksine kısa bir bölüm oldu bunun için hepinizden özür dilerim.

İkinci olarak Kerem bugün oturduğum semte çok yakın olan bir stadyuma yardım etkinliğine geldi, bunu gördüğümde çoktan etkinlik başlamıştı ve benim oraya gitmemin imkanı yoktu. Aramızda ilk defa dakikalar ve birkaç sokak vardı ama ben gidemedim. Haliyle yaşadığım üzüntüyü kelimelere dökebilecek durumda değilim. Nasip değilmiş...

Onun dışında özel hayatımda yaşadığım bazı olumsuzluklar, ülke gündemi, YKS derken gerçekten psikolojim altüst olmuş durumda. Kendimi iyi hissetmiyorum.

A thread çok güzel, yazmaktan keyif aldığım bir yolculuktu. Kitabı bırakıp ara vermiyorum, yine bölümler gelecek ama her gün olmaz; iki günde bir olur belki. Anlayışınıza sığınıyorum, beni anlayacağınızı düşünüyorum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tüm bunlar için hepinize teşekkür ederim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tüm bunlar için hepinize teşekkür ederim. Hepiniz iyi ki varsınız; hepiniz, her biriniz ❤️💛🦁

Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum ❤️💛✍🏻

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin