20. Bölüm

8.4K 432 21
                                    

Episode 20
"Galibiyet gecesi"

Episode 20 "Galibiyet gecesi"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Daha önce izlediğim maçlarda heyecanlandığımı düşünürdüm. Fakat şu an yaşadığım heyecanı izlediğim hiçbir maçta hissetmemiştim.

Durum 0-0'dı.

Henüz iki taraftan da gol gelmezken ilk yarının bitmesine az kalmış, gol göremeyen iki taraftar tribünü de agresifleşmeye başlamıştı. Etrafımda oturan insanların hepsinin ağzından çıkan küfürleri şokla dinlerken maça odaklanmak her zamankinden daha zordu.

Küfür duymaya alışık olduğum bir şeydi ama daha önce hiç bu kadarını yaşamamıştım. Abdülkerimle çıktığımız atak karşı tarafın savunmasıyla yarıda kalırken atak yönü değişmiş, bizim kaleye gidiyorduk.

Tedirgin bakışlarım bizimkiler arasında mekik dokurken son anda topu kurtaran Nelsson ile ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim. Nelsson sağ tarafta boş gördüğü Kazımcana pas verirken Kazımcan orta sahanın boş olmasıyla hızlı çıkmıştı.

Herkes gol beklentisiyle ayaklanırken topu alan Mertens topu ceza sahasına kadar taşımış fakat savunmayla yeniden topu kaybetmişti. Yükselen taraftar küfürler eşliğinde çökerken ıslıklar havada uçuşuyordu.

Bizden daha hızlı çıkan karşı taraf orta sahayı geçmeden yeniden Nelsson'un müdahalesi ile topu kaybetmişti. İlk yarıda sürekli izlediğimiz pozisyonlardı. Atak yönü sürekli değiştiğinden bende oyunu izlemekte zorlanıyordum.

İlk yarıya eklenen 6 dakika anons edildiğinde bu kalan 6 dakika da bir gol atıp devreyi rahat kapatmak istiyorduk. Topu alan Torreira orta sahayı geçerken sol kanata yolladığı top Kereme ulaşmıştı. Önü kesilen Kerem topu geriye pas verirken Kazımcan topu saklamış, sağ kanata pas vermişti.

Rashica topu yanı boşalan Kerem paslamış, Keremin hamlesiyle hareketlenen İcardi ise ceza sahasından şut çekmişti. Net olan şut yan ağlara takılırken gerginlikten tırnaklarımı yemek üzereydim.

Kalecinin atacağı top için arkaya gitmeye başlayan takımın aksine Kerem diğerlerinden daha yavaş bir şekilde orta sahaya adımlıyordu. Kaleci topu ceza sahasında duran arkadaşına yollarken rakibin hızlı çıkmamasıyla hareketlenen Kerem hızla koşmaya başlamış yeniden ayağa kalkmamızı sağlamıştı.

"Hadi oğlum." Yanımdaki adamın bağırmasıyla hepimiz artık Keremdeydik. Kalbim boğazımda atıyor, nefes almayı ise unutmuştum.

Ne olduğunu anlayan oyuncular hızla Kereme koşsalar da geride olmalarından yararlanan Kerem şut çekmişti.

"GOOOOLLL!"

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin