Eğitimin devamı ∘ 10

2.9K 297 150
                                    

Ares kanayan ellerimi soğuk suyun altında nazikçe yıkıyordu. O büyük elleri ufak dokunuşlar ile değiyordu tenime. "Acıyor mu?" diye sordu, bir yandan da soğuk soğuk üfledi.

"Acımıyor." dedim, yalan söylemiştim ve Ares bunu anladığında tek kaşını kaldırarak bana baktı. Hemen anlıyordu yalan söylediğimi, ondan bir şey gizlemekte kötüydüm ya da o psikolojiden çok iyi anlıyordu. "Biraz." dedim bu sefer de. "Soğuk su iyi geldi."

"Düşündüm de haklısın." Ares suyu kapatıp temiz bir havlu aldı ve ellerimi kuruladı. Hemen sonra da temiz beyaz bandajı ile iki elimi de sardı. "Seni direkt aslanın önüne atmamalıydım. En başta sana yolu göstermeliyim."

"Neden ben?" diye sordum ona. "Dünyada o kadar kişi varken neden ben?"

"Hiç anlamadın mı?" diyerek soruma soruyla karşılık verdi Ares. Ben ona bakmaya devam ettiğimde Ares diliyle dudaklarını hafifçe nemlendirdi. "Her zaman diğer çocuklardan daha farklı olmadın mı? Kabusların olsun, diğer rüyaların olsun ya da herhangi başka bir şey."

"Rüyalarım ve kabuslarım her zaman doğaüstü olurdu." diyerek kafamı salladım. "Ama bunların beni farklı bir çocuk yaptığını hiçbir zaman ihtimal vermedim." İçime derin bir nefes çektim. "Beni farklı yapan tek şey erkeklerden hoşlanmam, başka farklı bir şeyim yok."

"Bu da bir farklılık değil." diyerek iki kaşını kaldırdı Ares.

"Nasıl yani? Bu dünyada eşcinsellik ahlaksızlık, edepsizlik olarak algılanmıyor mu?"

"Öyle değildi." Ares kafasını hafifçe sola yatırdı, sanki bir hüzün yerleşmişti yüzüne. "Eskiden öyle değildi ama şimdi çoğu şey gibi bu da değişti."

"Dünyanızdaki savaşlar ile alakası var mı bu olayın?"

Ares usulca kafasını sallayıp yürümeye başladı, bir elini de sırtıma koyup beni hafifçe iteleyerek benim de yürümeme neden oldu. "Evet, yeni düzende güzel olan her şeyi yasakladılar."

"Nasıl bu hâle gelebildiniz? Bir sebebi olmalı."

Ares beni arkadaki rahat divana oturttu ve sonra da karşımdaki tahta sandalyeyi bana iyice yaklaştırıp oturdu. "Sana hemen şimdi her şeyi anlatırım, inan bana senden tek bir şey bile saklamak istemiyorum ama psikolojik olarak buna hazır değilsin Demir." Uzanıp bandajlı sağ elimi tuttu ve acımayacak şekilde sıktı. "Beni yanlış anlama, senin içten içe ne kadar güçlü olduğunu en iyi ben biliyorum fakat şimdi değil. Sana söz veriyorum, zamanı geldiğinde sana her şeyi, hem de her şeyi, tüm ayrıntısına kadar anlayacağım ama şimdi sorgulamadan sadece dediklerimi yap." Boştaki elini yanağıma koyup başparmağı ile okşamaya başladı. "Sana zarar gelmesine hiçbir zaman izin vermem Demir, bu konuda bana güvenmelisin."

"Güveniyorum." dedim yüzümü onun eline bastırmamak için kendimle savaşırken. "Tuhaf bir şekilde sana güveniyorum. İçimden bir ses sadece sana güvenmem gerektiğini söylüyor."

Ares hafifçe gülümseyerek bir elini yanağımdan bir elini elimden çekip ayağa kalktı. "Ben akşam yemeği hazırlayacağım, sen de dinlen biraz."

.

Eğitimim sabah devam etmişti. Yine karların içinde, peşimde okla beni takip eden Ares'ten kaçmaya başladım. Onun dediği gibi karmaşık bir şekilde koşuyordum ve bu sefer 47 dakika değil 1 saat 5 dakika boyunca koşmaya başarmıştım. Sonrasında kulübeye gelip dünkü eğitimdeki gibi sandalyeye oturmak istedim ama Ares buna izin vermeden kendisi sandalyeye oturup sarı parlak gözlerini bana çevirdi. "Bağla beni."

"Sıra bana geçti yani?" Elime ipi alıp Ares'in arkasına geçtim. "Harika." Onun ellerini aynı beni bağladığı gibi bağladım, hatta ondan biraz daha sıkı bağlamıştım. Sonrasında önüne geçip ayaklarını, hemen ardından da belini sandalyeden bağladım. "Ağzınla gözlerini de bağlayacak mıyım?"

pandora , GAYWhere stories live. Discover now