Ormanda yağmur altı ∘ 38

2.1K 211 106
                                    

Antrenmandan sonra terlemiştim, Pandoras ve Ares'i bahçede bırakıp banyoya girdim ve buz gibi soğuk suyun içine girdim. Gözlerimi kapatıp suyun içine daldım ve nefessiz kalana kadar da suyun içinden çıkmadım. Çıktığımda ise nefes nefeseydim ama dakikalarca suyun içinde kaldığım için değildi nefessizliğim.

Geçmişimdendi.

Aynadaki yansımama bakmaya başladım. Soğuk su damlacıkları saçlarımdan alnıma, alnımdan kirpiklerime, kirpiklerimden burun kıvrımıma, burun kıvrımımdan dudaklarıma, dudaklarımdan çenemdeki sakallarımın arasına düşünüp kayboluyordu. Parmaklarımı ıslak sakallarımın arasına soktum. Sertlerdi ve gürlerdi. Eskiden kirli sakal bile bırakmazdım. Demir olduğum zamanlar değil, Nkys olduğum zamanlar.

"Baba?" diyerek usulca ona baktım. Boyum aynaya tam olarak yetişmediği için kenardaki tabureye aldım ve babamın yanına çektim. "Ben ne zaman büyüyeceğim."

Babam gülerek bana baktı ve başındaki altın kaplama, dışında mücevherlerin durduğu tacını alıp benim başımın üzerine koydu. Büyük geldiği için gözlerimin üzerine düşmüştü. "Bu taç sana tam olduğunda büyümüş olacaksın."

"Ama daha çok var." dedim büyük tacı başımın üzerinde tutmaya çalışırken.

"Zaman hızlıdır oğlum." dedi babam saçlarımı okşarken. "Gün gelir keşke tekrardan çocuk olsam dersin." Beni kucağına çekip aynadan ikimize baktı. "Şimdi çocukluğunun tadını çıkar. Büyüyünce omuzlarına çok yük binecek. Kral olmak kolay değildir."

Babamın sakallarını üzerindeki köpüğe elimi koydum. "Ben ne zaman tıraş olacağım."

"Tıraş mı olmak istiyorsun?" Kafamı salladığımda babam eline köpük aldı ve yüzüme sürdü. Sonrasında da ahşap sapı olan tıraşı ters tarafını yüzüme sürtmeye başladı. Köpükler tıraş ile beraber giderken ben gülerek kendime bakıyordum. "İşte bitti."

"Ben de senin gibi oldum."

"Öyle oldun oğlum." diyerek yanağıma büyük bir öpücük bıraktı babam. "Ama sen sakın yüzüne bu bıçağı vurma olur mu? Sonra kurt adamlar gibi olursun."

Gülerek ona baktım. "Ne zaman kendi başıma tıraş olacağım?"

"Büyüyünce." diyerek güldü babam ve beni yere bıraktı. "Şimdi annene bak bakalım. Hazırlanmış mı?"

Gülümseyerek aynadan kendime bakmaya devam ettim. Parmaklarım hâlâ kalınlaşmış ve gürleşmiş sakallarımın üzerinde dolaşıyordu. Sonrasında sakallarımı hafifçe ıslatıp şu ana kadar kullandığım tıraş köpüklerinden daha farklı yapıda ve kokuda olan köpüğü sakallarıma sürdüm. Sonrasında muhtemelen benim dünyamdakinden daha güçlü olan tıraşı elime alıp yanağıma sürtmeye başladım.  Çok uzun zamandır bu haldeydim.

Ama şimdi gerçek benliğime dönmek istemiştim.

Yüzümün sağ yanını tamamen tıraş ettikten sonra beni izleyen gözleri hissettim. Kafamı yana çevirdiğimde tebessümle beni izleyen Ares'i gördüm. "Buna çok sevindim." diyerek bana doğru adımlamaya başladım. "Sakalların durmadan yüzüme batıyordu." Yanıma geldiğinde elini sağ yanağıma koydu ve okşamaya başladı. "Ve açıkçası, sakalsız gerçek Nkys gibisin."

"Hatırlıyorum." dedim fısıldarken.

Ares tek kaşını kaldırdı. "Neyi?"

Elimi gömleğime koydum ve düğmelerini açtım. Ares köprücük kemiklerimi gördüğünde gözleri kocaman açılmıştı. "Her şeyi."

pandora , GAYWhere stories live. Discover now