Zevkin doruklarına ulaşmak ∘ 24

3.8K 283 267
                                    

Bebeklerim bölüm uyarısı yapıyorum. Bölümün çoğunluğu, hatta tamamı, smuttur.

Ares bana endişeyle bakıyordu. Benim bedenim yerdeydi, başım ise Ares'in kucağında. Geçmiş anıyı hatırlarken bacaklarım hatta tüm bedenim güç kaybediyordu. "Demir." dedi Ares saçlarımı okşarken. "Bir şey mi hatırladın?"

"Borkke ile yaptığımız düello." diye fısıldadım. Sonrasında onun yüzüne baktım. "Ares." dedim kısık bir sesle. "Ben öleceğimi hep biliyormuşum." Ares'in dudakları aralanırken ondan bunu saklamak istemediğim için itiraf etmişim. "Borkke kehanetten bahsetti. Öleceksin dedi, kalbin sökülerek öleceksin ama daha güçlü bir şekilde geri döneceksin, sadakatim sana dedi. Onu öldürmemi istedi çünkü kehanetin bir parçası da buymuş." Ares bir şey demiyordu fakat gizleyemediği bir hayal kırıklığı ile bana bakıyordu, geçmişte bunu ondan sakladığım için bana kızmış olmalıydı. "Bu yüzden o gün çok sessiz kalmış olmalıyım. Bu yüzden seni kendimden uzaklaştırmaya çalışmışım."

"Neden böyle bir şeyi benden sakladın?" diye fısıldadı Ares. Hem bana söylüyor hem bana söylemiyordu. Saçlarımdaki eli gevşemişti. "Neyse." diyerek kendisini toparlamaya çalıştı ve edebildiği kadar tebessüm ederek gözlerime baktı. "Nasıl hissediyorsun kendini? Ayağa kalkabilecek misin?"

"Kalkabilirim." diyerek en başta başımı onun kucağından çektim ve yerden destek alarak bir kısma kadar doğruldum, daha sonrasında Ares kolumu tutarak beni yukarıya doğru çekti ve yatağa adımlamamda bana yardımcı oldu. "Böyle kısa anıları hatırlarken bile bu hale geliyorsam hepsini hatırladığımda birkaç gün baygın yatacağım galiba."

Yatağa yattığımda Ares en başta yastığımı düzeltti, daha sonrasında örtüyü göğsüme kadar çekip kalçasını yatağa koydu ve karnımın üzerinde duran sağ elimi sıkıca tuttu. "Geçmişi hatırlamak kolay değildir Demir, acı vericidir. Sen önceki hayatını hatırlıyorsun, bedeninin ve zihninin bunu kaldıramaması çok normal. Yine de her geçen gün daha da güçleniyorsun." Elimi dudaklarına götürüp büyük bir öpücük bıraktı. "Geçen sefer daha kötü olmuştun, bugün çabuk toparladın. Gün geçtikçe daha da iyi olacaksın."

"Senin sayende." diyerek fısıldadım ve halsiz olan kolumu kaldırıp onun yanağını okşamaya başladım. "En ufak temasın bile bana yardımcı oluyor." Ares'in dudakları hafifçe yukarıya kıvrıldığında elimi onun ensesine götürüp kendime doğru çekmeye başladım. Ares de bana kolaylık olsun diye yüzünü yüzümü yaklaştırmaya başladı. "Bana güç veriyorsun." diye fısıldadım onun dudaklarına karşı. "Ve beni güçlü hissettiriyorsun."

Dudaklarımız birbirine değdiğinde Ares yavaş yavaş beni öpmeye başladı ve ben de aynı yavaşlıkta ona karşılık veriyordum. Kontrolü, öpüşmeyi, kendimi tamamen ona bırakmıştım. O dudaklarının kımıltısını ayarlarken ben sadece ona ayak uyduruyordum. Ares'in eli pantolonumdan içeriye doğru süzülürken bacaklarımı iki yana doğru hafifçe açmıştım. Ares dudağını bir saniye bile dudaklarımdan çekmeden elini kasıklarıma getirdi ve parmak uçlarıyla okşamaya başladı.

Hem huylanıyordum hem etkileniyordum. Kalçamı yatağa farkında olmadan bastırmaya başladım. Ares ise öpücüğün hızını arttırıyordu. Uzun, güçlü parmakları uzun süre kasımlarımda dolaştı durdu. Sonrasında yavaş yavaş aşağılara doğru inmeye başladığını hissettim. Penisimde duracağını düşünürken o daha fazla aşağıya inmişti ve girişime getirmişti. "Islaksın." diyerek hafifçe güldü. Parmağını girişimde sürtmeye başladı. İçeriye girmiyordu, sadece çevresinde oyalanıp duruyordu.

İşaret parmağını hafifçe bastırdığında dişlerimi sıkarak onun ağzına doğru inledim. Ares tekrardan parmağını bastırdı ve ben bacaklarımı daha fazla iki yana açtım. Hemen şimdi, burada parmaklarının içime girmesini, içimde kıvrılmasını istiyordum. "Ares." diye inledim gözlerinin içine bakarken, bu sefer gözlerimi onun gözlerinden kaçırmamıştım.

pandora , GAYWhere stories live. Discover now