İlk tanışma ∘ 29

2.5K 232 181
                                    

Dolaptan konserveleri aldım ve masaya koydum, Ares ise kapıya dayanmış, kollarını göğsünde bağlamış beni izliyordu. "Çok acıktım." dedim, iki kaşık alıp Ares'in yanına gittim ve onun gömleğinin ucundan tutup kaşıkları sildim. "2 gündür hiçbir şey yemedik."

"Ben de çok açım." dedi Ares ellerini belime koyup beni kendisine çekerken.

"Ares." diyerek güldüm ve geriye çekilip tozlanmış sandalyeye oturdum. "Yemek istiyorum."

"Ben de farklı bir şey istemiyorum."

Konserve kutusunun ağzını açıp içindeki fasulyeye, barbunyaya benzer şeye kaşığımı soktum. "Bir de geçmişte bana libidosu yüksek diyordun, izin versem şimdi beni masaya yatırırsınız Ares Bey."

"Yokluğunuz beni epey etkiledi majesteleri." dedi Ares gerisine yaslanırken. Diğer konserve kutuyu onun önüne itelemiştim ama Ares yemeyi reddetmişti.

"50 yıl, kolay değil." dedim kaşığı ağzıma sokarken. Kış ayından geçtiğimiz için buz gibiydi, dişlerim sızlamıştı ama karnımda açlıktan oluşan ağrı daha baskındı. "Gerçekten, tek bir kişiden bile etkilenmedin mi?" diye sordum gözlerimi ona çevirirken. Tebessümle bana bakıyordu. "Aşk olarak değil, cinsellik olarak bile. Çünkü kabul edelim, buranın kızları da erkekleri de bir içim su."

İçine bir nefes çekip kafasını iki yana salladı. "Demir." dedi uzanıp boştaki elimi tutarken. "Birincisi, kimse benim gözümde senden daha yakışıklı ya da daha güzel değil. İkincisi, kalbimde sen varken kimse beni etkileyemez. Üçüncüsü.." elimi tutup avucumun içine bir öpücük bıraktı. "Değil 50 yıl, 50 yüzyıl geçse bile seni aldatmam." Tam ağzımı açacaktım ki Ares hızla devam etti. "Bu aldatma sayılmaz deme, bana göre aldatmadır. Beni başka biri ile sevişseydim seni aldatmış sayılmazdım ama bizi aldatmış olurdum. Yani anlayacağın gecem.." avucumun içine bir öpücük daha bıraktı. "Hayır, benim etkilendiğim tek kişi sensin, tek bir kişiden bile değil etkilenmek, gözümün ucuyla bile bakmadım."

"Ya geri geleceğimi bilmeseydin?"

"O zaman ölene kadar seni beklerdim." dedi Ares gözlerimin içine bakarken. Yalan söylemiyordu, bunu içtenlikle hissetmiştim. Zaten Ares hiçbir zaman bana yalan söylemezdi. Elimi tutup kendi kalbinin üzerine koydu. "Bu kalp burada atsın veya atmasın fark etmez, senden başka hiç kimse girmeyecek."

"Evlilik yeminimiz." dedim, dudaklarımda içten bir tebessüm hakimdi. Evlenirken Ares'in bana ettiği yemin buydu. Bu kalp burada atsın veya atmasın fark etmez, senden başka kimse girmeyecek. O gün öyle çok etkilenmiştim ki saniyelerce gözünün içine bakmıştım, sonrasında babam gülerek elini koluma koyup beni kendime getirmişti, ben de onun cümlesini tekrarlayıp yeminimi etmiştim.

"Sen de yeminini tuttun." dedi Ares uzanıp yanağımı okşarken. "Kalbin durdu yine beni sevdin, kalbin atmaya başladı yine beni sevdin." Yüzüme uzun uzun baktıktan sonra geriye çekilip kollarını göğsünde bağladı. "Hadi ye yemeğini, birazdan dışarıya avlanmaya çıkarım, çok doyurma karnını bununla."

"Sen de açsın." dedim soğuk yemeğimi yerken, içim de üşümeye başlamıştı, hafifçe titredim. "Ye bir şeyler."

Ares bir şey demeden ayağa kalkıp mutfaktan çıktı ve birkaç dakika sonra elindeki temiz gömlekle içeriye girip bana uzattı. "Giy bunu üzerine, tüylerin diken diken oldu." Gözleri birkaç saniyeliğine göğsümdeki bandaja kaymıştı ama hızla çekti, oraya çok fazla bakmak istememesini anlıyordum, kötü anıları hatırlıyordu. Ufak bir teşekkür mırıldanarak gömleği üzerime geçirdim ve üstteki üç küçük düğmesini ilikledim. Sonrasında yemeğime devam ettim.

Ares gözlerini bir saniye bile benden çekmiyordu, belki iki gün önce gerilir ya da utanırdım ama şimdi, onunla anılarımın birçoğunu hatırlamışken utanmıyor veya gerilmiyordum, tam aksine hoşuma bile gidiyordu. "Ormana seninle beraber ben de geleceğim." dedi boş konserve kutusunun ortasına bastırarak ağzını sıkıştırırken, eski bir alışkanlığımdı. Herhangi bir hayvanın kafasını bu tenike kutusuna sıkıştırmasını istemezdim. "Biraz nefes almam lazım."

pandora , GAYWhere stories live. Discover now