Taranio ∘ 25

2.9K 263 176
                                    

Gözlerimi açarken kalçama giren acı verici sızı ile inlemiştim. Yüzüm kırıştı, bu ağrının neden oluştuğunu düşünmeye çalışıyordum. Kurumuş dudağımı hafifçe yalayarak doğrulmaya çalıştım ama mümkün değildi. Acıyla inleyerek tekrardan yatağa düştüm. Bu sırada beni izleyen gözleri hissettim. Kafamı yavaşça sola çevirdiğimde Ares'in çıplak vücudu ile karşılaştım ve hızla kendi vücuduma da baktım. Üst kısmımda bir şey yoktu ve hissettiğim kadarıyla altımda da yoktu.

O an dün tüm yaşadıklarım zihnime nüfuz etti.

Ares ile iki saat boyunca aralıksız sevişmiştik. Hatta eğer o engel olmasaydı en az bir saat daha sevişecektik. En azından ben sevişmek için ona yalvarmıştım.

Yüzüm yanmaya başladı, Ares'e bakamıyordum. Dün çizgiyi çok fazla geçmiştim. Kendimi Ares'e sürttüm, bana sert davranması için dakikalarca yalvardım, tekrar tekrar sevişmek için kendimi şekilden şekile soktum.

"Günaydın." dedi Ares elini karın kaslarımın üzerine koyarken. Bir anda tüm bedenim titremişti, bununla beraber Ares gülerek kaşlarını çattı. "Yoksa tozun etkisi hâlâ devam ediyor mu?"

"Hayır." diyerek kafamı iki yana salladım, onun gözlerine bakmamak için her yere bakıyordum. "Geçti."

Ares uzanıp şakak kemiğimden öptü. "O zaman bir duşa girelim mi? Hem yatak hem biz çok battık."

Batması normaldi tabii. Aralıksız durmadan sevişip durmuştuk. Her boşaldığımızda zevk tozu bizi yerinden ereksiyona sokup duruyordu. Gözlerimi kapatıp içime derin bir nefes çektim, bu sırada Ares'in benden cevap beklediğini bildiğim için kafamı iki yana tekrardan salladım.  "İlk sen gir, benim biraz hareketsiz kalmaya ihtiyacım var."

"Kalçan çok mu ağrıyor?" diye sordu Ares gülümseyerek. "Ama bunun olacağı belliydi, gecem. İkimiz de sınırları çok fazla aştık. İyi ki başka sevişmedik -"

"Ares." diyerek onun lafını kestim ve zor da olsa gözlerimi onun gözlerine çevirdim. "Ben bunun hakkında şu an konuşmak istemiyorum." Düne dair hiçbir şey hatırlamak istemiyordum hatta, çünkü hatırladıkça kendimi rezil hissediyordum.

"Anlamadım." diyerek kaşlarını çattı Ares. "Dün yaşadıklarımız için pişman mısın?"

Değildim, hem de hiç değildim. Bu kez olsun yine onunla saatlerce sevişmek isterdim ama bu kadar cüretkar olarak değil. "Hayır, beni yanlış anladın -"

"Seni yanlış anlamadım." diyerek elini karnımın üzerinden çekti ve hızla yataktan inip bana bakmaya devam etti. "Biliyordum, kahretsin ki biliyordum. Dün senin istediğin benimle sevişmek değildi, sadece sevişmekti, yanında kimin olduğunun önemi olmadan." Tam karşı çıkacaktım ki Ares elini kaldırıp beni durdurdu. "Sana kızmıyorum, seni suçlamıyorum. Tüm suç bende. O toz ister istemez etkiledi seni, odadaki kişiyi arzulaman normaldi, sen bunu bilmiyordun ama ben biliyordum. Seni en başında durdurmam lazımdı." Hayal kırıklığı içinde yüzünü öne eğdi ve kafasını iki yana salladı. "Tamamen benim aptallığım. Senin bana aşık olmadığını, beni sevmediğini bile bile bir rüyaya kapıldım işte. Seni kullanmış gibi hissediyorum, özür dilerim."

Ares hızlı adımlarla odanın içindeki diğer kapıya gidip sertçe açtı ve içeriye girdi. Bense ağzımı hafifçe aralayarak onun arkasından baktım. Konu nereden nereye gelmişti ve Ares buna nasıl bağlamıştı? Ağrıyan kıçımı görmezden gelmeye çalışarak ayağa kalktım ama giren sızı yüzünden yere düştüm. Birkaç saniye tanıdım kendime, içine derin bir nefes çekip duvardan destek alarak ayağa kalktım ve yine duvardan tutunarak banyoya kadar girdim. En başta kapıya tıklayacaktım ama dünkü yaşadıklarımızdan ve birkaç dakika önce yediğim laflar üzerine bunun çok resmi olacağını düşünüp direkt içeriye girdim.

pandora , GAYNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ