Tensel temaslar, geçmiş anımsamalar ∘ 23

3K 301 181
                                    

Canlarım, uyarı yapayım. İtalik kalın yazılar geçmişte yaşananlar.

İyi okumalar <3

"Burada ne yapacağız?" diye sordum.

"Hafızanı yerine getirmeye çalışacağız." dedi Pandoras. "Sen geçmişi hatırlamadıkça biz hiçbir savaşı kazanamayız."

Pandoras bunları demesinin hemen ardından Ares'e kısa bir bakış attıktan sonra çıkıp bizi yalnız bırakmıştı. O kapıdan çıkar çıkmaz kapıdan beyaz sisler çıkmaya başladı ve bir dakika boyunca devam etti, sonunda beyaz sisler yok olduğunda gözlerimi beni izleyen Ares'e çevirdim. "Bizi buraya kilitledi mi?"

"Güvende tutmak için." dedi Ares yatağa doğru adımlarken. Büyük odada çift kişilik rahat duran bir yatak vardı. Yatağın sol kısmında da borda en az üç kişilik sultan koltuğu duruyordu fakat ikimiz de orada yatmayacaktık, yatakta yatacaktık. Artık yan yana yatmaya alışmıştım onunla, hatta onsuz yattığımda bir tarafım üşüyordu. "Bileğindeki kan durdu mu?"

"Durdu." diyerek bileğimi kendime çevirip baktım, orası pıhtılaşmıştı. "Fakat çok uykum var, zehirden olabilir mi?"

"Zehirden değil de bu gece hiç uyumadığın için olabilir." diyerek hafifçe güldü Ares ve yatağın boş tarafına vurdu. "Gel hadi, yapacağımız pek bir şey yok zaten."

Üstümdeki pelerini çıkarıp düzgünce dürdüm ve tahmini ceviz ağacından yapılmış olan kahverengi sandığın üzerine koydum. "Oturup hafızamın yerine gelmesi için dua edeceğiz." diye mırıldandım ve yatağın ucuna oturup ağır siyah botlarımı çıkardım. Bu sırada Ares yataktan inip karşıma geçti ve gömleğimin düğmelerini açmaya başladı.

Reddetmedim ya da neden yaptığını sormadım. Ellerimi yatağın iki yanına koyup onun daha rahat açması için sırtımı biraz geriye doğru gerdim. Ares son düğmeyi de açıktan sonra gömleğimi yavaşça çıkarmaya başladı. Sonrasında elinin tersini iki göğsümün arasına koyup okşamaya başladı. Çok yumuşak ve çok nazik dokunuyordu, sanki canımın yanmasından korkuyor gibiydi. Bir dakikaya yakın iki göğsümün arasını okşadıktan sonra yüzünü yaklaştırıp dudağını benim doğum izim olarak bildiğim izin üzerine bastırdı ve peş peşe üç öpücük bıraktı. Sonrasında büyük ellerini belime koyup başparmağıyla tenimi okşamaya devam etti.

Sanki nefesim kesilmişti. Yutkunmaya çalıştım fakat tükmüğüm boğazımdan o kadar zor geçti ki bir taşı bütün olarak yutmaya çalışıyormuşum gibi hissettim kendimi. Ares bunu fark ettiğinde gülümseyerek yüzünü boynuma getirdi ve adem elmama küçük öpücükler bırakmaya başladı.

Tüm vücudum terliyordu, özellikle kasıklarım. Yüzümün yandığını hissetmeye başladım. Daha öncesinde erkek arkadaşlarım olsa da hiç ileriye gidecek bir şeyler yapmamıştım, onlar yapmak istese de ben müsaade etmemiştim, kendimi hep benim için özel olana saklamıştım ve Ares'in benim için çok özel biri olduğunu biliyordum.

Ares belimdeki ellerini yukarıya doğru ilerletmeye başladı, elini değdiği yer yanıyordu. Sonunda büyük elleri omuzlarımı bulduğunda masaj yapmaya başladı ve yüzünü boynumdan çekti. "Çok kasıldın."

Ares geriye çekilince anladım göğsümün ne kadar hızlı kalkıp indiğini. Bu kadar heyecan yaptığımı bilmiyordum. "Ben..." dedim mırıltı ve fısıltı karışımıyla. Sonrasında ihtiyacım olduğu için derin bir nefes çektim içime. "Evet, biraz kasıldım."

Ares güldü, o kalın sesi kulaklarıma geldiğinde gözlerimi kapatmamak için kendimi zor tuttum. Ares ellerini omuzlarımdan çekmeden beni geriye doğru yatırdı. "Endişelenme, ileriye gitmeyeceğiz."

pandora , GAYWhere stories live. Discover now