Gerçekler

679 40 29
                                    

       Histerik bir kahkaha tutturmuştu kendinin doktorum olduğunu sandığım ve başından beri hoşlanmadığım Suat adında ki insan. İnsan mı demeliydim? Yoksa İsa'nın bahsettiği gibi Azazil adında bir şeytan mı? Ağzını açacağı anda zehir gibi kelimelerin dökülmesinden korkuyordum bu kişinin. Garip bir şekilde azalmayan bir nefretim ve var olan bir korkum duruyordu içimde. İsa beni biraz daha arkasında doğru alırken ellerim hala omuzlarının üzerinde duruyordu, gerildiğini hissedebiliyordum.


"Ah İsa hala üzerinden bu egonu atamamış olman ne yazık." dedi gülüşünü hafifletirken. İsa bu sözlerden sonra daha fazla gerilmiş ve ellerini yumruk haline getirmişti ortamda ki negatif enerjiyi hissetmek için olağanüstü bir varlık olmaya gerek dahi yoktu. Ayça İsa'nın yanına geçerken aynı benim gibi Suat'ın yüzüne nefretle bakıyordu, garip bir şekilde hatırlanmışlık hissediyordum bu yüzde.


"Yarattığım bir varlık benimle bu şekilde konuşursa bedellerinden sana bahsettiğimi sanıyordum, Azazil"


"Hala yaratma mevzusunda mıyız? Senden daha güçlüyüz İsa"

"İstersem sizi anında yok edebilirim."

"Kendini Tanrı kadar güçlü sanmıyorsundur umarım?"

"Tanrı'ya olan sevgimin yarısına sahip olduğunu mu sanıyorsun, seni ona karşı nefretle yaratan benken!"

"İşler değişti İsa, senden daha güçlü olduğumuzu kabullenmelisin. Bizi yok edersen Çisem'inde yok olacağını bildiğin gibi."


Hızlı bir şekilde gerçekleşen bu konuşmada aklıma takılan birkaç pürüz vardı, İsa'da var olan bu Tanrı sevgisini bir türlü anlayamıyordum. Ayrıca bir saniye demin bu adam kendileri ölürse benimde öleceğimden mi bahsetmişti? Kendimi İsa'dan biraz uzaklaştırınca dikkati tamamen bana yöneldi. Ne yapıyorsun sen hemen yanıma gel gibi bakıyordu, ancak bazı şeylerin artık cidden açıklanması gerekiyordu. 

"Bu adam neyden bahsediyor?" dediğimde  İsa ve Ayça'nın yüzü daha fazla gerilebilmesi mümkünmüş gibi gerilmişti. İfadelerinden anladığım tek bir şey vardı o da korkmam gerektiğiydi. "Bana burada biri açıklama yapabilir mi artık?!" Yeniden duyduğum kahkaha sesi midemin bulanmasına neden olmuştu Suat'ın yüzüne doğru dönerken şeytan sırıtmasının gerçek halini görüyordum resmen her ne kadar İsa'nın ki gibi başarılı olmasa da. 

"Çisem'e gerçeği söylemediğinizi biliyordum." dedi tekrardan o lanet olası ağzını açarak Suat denilen adam. Yüzümü İsa'ya doğru çevirdiğimde gözlerinde ki öfke tüm dünyaya yetecek kadar fazlaydı. Dişlerini birbirine sürttüğünde yükselen kalp atışlarımı artık kontrol altına alamıyordum, "İsa ne oluyor burada?" diye bağırdığımda konuşan yine Suat olmuştu. 

"İsa dediği gibi topluluğu öldürebilir ama biz ölürsek ve Tanrı'nın ruhunu bizimle bağladığını da düşürsek sende ölürsün." dediğinde aklıma gelen ilk soru 'Bu da ne şimdi?' Lütfen burada her varlığın benimle bir sorunu mu vardı? Tanrı benden nefret mi ediyordu yani?  Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışıyordum ancak çaresizliğimi anlamaları çok zor gibi durmuyordu. 

"Çisem bunları konuşmanın zamanı değil." 

dediğinde İsa sinirlerimi daha fazla kontrol edemedim ve kendimi onlardan uzaklaştırmam gerektiğinin farkına vardım, sırtına hafifçe dokunduktan sonra yürürken

 "Ne zaman konuşmayı düşünüyorsun? Ben öldükten sonra mı? Hah hayır ben almayayım sağol."

diyerek yürümeye devam ediyordum, arkamdan gelen ayak sesleri arkamda kalması gerekirken önüme geçmişti duvara çarpar gibi İsa'ya çarptığımda
"Bana bu ucube numaralarınla gelme." dediğimde büyük bir salaklık yaptığımın da farkına varmıştım. İsa gülerken ellerini omuzlarıma koydu  "Bana ucube diyorsun ama seninde benden aşağı kalır yanın yok." diye söylendi.  Ellerini omuzlarımda çekerken onu geçip yürümeye çalıştım ancak bu gerçekten bir kayayı itmekten farksız değildi.  Bu sefer omuzlarımdan daha sert bir şekilde tutarken 

"Sana benim yanımdayken zarar vermezler, sadece benimle birlikte güvendesin. Bunun neresini anlamıyorsun?" dedi. Yüzü çok ciddiydi, kırışan alnına bir an dokunmak istemiştim. Gözleri çok derindi ve daha önce hiç görmediğim kadar siyah. Yüzü kusursuzdu, elmacık kemikleri çıkık dudakları beni kıskandıracak kadar dolgundu. Şuan hayatım tehlikedeydi ama benim düşündüğüm şeyler tam olarak bunlardı, evet bunlardı. Silkinerek kendime gelmeye çalıştım, Bu sefer gözlerimi dudaklarına indirmemeye çalışarak gözlerine odakladım, bu o kadar da zor olmamıştı. Gözleri gökyüzü kadar uçsuz ve bucaksızdı. "Seninle birlikte güvende miyim? Sen bir şeytansın İsa! Dünya üzerinde her insanın korktuğu bazılarının adını bile anmaktan çekindiği o şeysin." İsa demin ki yüz ifadesini bu sefer kusursuz olan dişlerini ortaya çıkararak gülmesiyle değiştirmişti. Komik olan ne diye bakarken "İnsanlar üzerinde bu kadar etkimin olması gerçekten güzelmiş." dedi, gözlerimi devirerek bu sefer daha güçlü bir şekilde ellerini omuzlarımdan çektim o da beni tutmak için çabalamadı zaten. Üzerimde ki anlamsız beyaz elbiseyi görmezden gelerek Ayça'nın yanına gittim. "Bana bazı şeyleri açıklamalısınız artık." dediğimde ikiside bana doğru döndü konuşan bu sefer Ayça'ydı.  
"Bu topluluk meselesi doğru Çisem, Tanrı bir yandan seni cezalandırmak bir yanda da İsa'yı çaresiz bırakmak istedi." Konuşmasına zar zor devam etmeye çalışıyordu boğazını temizledikten sonra hayrete düştüğüm konuşması devam etmişti.


"Önceki hayatında kendini öldürmeden önce büyük bir hata yaptın. İsa için Tanrı'ya karşı geldin denilebilir. Ancak Tanrı'ya olan sevgin o kadar fazlaydı ki ona ne kadar kızarsan kız onun için kendini öldürdün, her şeyin bitmesi için. Sonrasında tekrar yaratıldın ama bu sefer Tanrı dışında kimse ne zaman kimin karnına tohum olarak düşeceğini bilmiyordu. Bu topluluk sen öldükten sonra Tanrı tarafından bizzat oluşturuldu ve emin ol hepsi senden nefret eden varlıklar. Babanın düşmüş bir melek olması ise bir tesadüf mü yoksa Tanrı'nın lanetlediği ırklardan birinden doğmanı istemesi mi bilmiyoruz. Bunların cevapları sende, Tanrı dünyayı terk ettiği için sizin aleminiz dışında alemlerin hepsinde bozulmalar başladı. Bu ritüelin nedeni de canın pahasına her şeyi hatırlaman ve onlara anlatman, bizim bile bilmediğimiz her şeyi. Bu ritüel esnasından ölebilirsin de yaşayabilirsin de kimse ihtimallerin ne olduğunu bilmiyor."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 02, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Şeytan ve Melek- "Masum Aşk   #Wattys 2015 "Where stories live. Discover now