Ev

680 32 3
                                    

        Bir süre sonra toparlanmış ve kendimizi otoyola atabilmiştik. Konuşmuyorduk ikimizden de çıt çıkmıyordu, bu durumdan memnundum çünkü konuşamayacak kadar yorgun ve bitkindim. Yarım saat sonra otoyoldan bir araba geçti, normalde böyle bir şekilde seyehatı öldürseler etmezdim ama garip bir şekilde yanımda İsa olduğu için kendimi güvende hissediyordum ne kadar bir yanım kaçmam için çığlıklar atsada. Araba bizi merkeze kadar bırakmıştı, bundan sonra eve kendim gidebilirdim tabii çantamı kaybetmiş olmasaydım. Çantam büyük ihtimalle kulüpte falan kalmıştı, ne yapacaktım şimdi? Evin yedek anahtarları her zaman sadece annem ve benim bilebildiği bir yere sakladığımız için memnundum. Çiçekleri boşuna yetiştirmiyorduk elbette saksıda anahtarımızı saklayacaktık. Yani anahtar  sorun değildi ama telefonum ve cüzdanım çantanın içindeydi, annem bana ulaşamazsa büyük ihtimalle delirirdi. İsa durumumu anlamış olacak ki, "Biraz beklersen arkadaşımdan araba bulup seni eve bırakabilirim." Dedi. Şuan bundan başka çağrem yoktu üstüm ve görüntüm dışarıda yardım beklemek için müsahit değildi, ayrıca her yerim toprak içindeydi, hiçbir şey söylemeden sadece kafamı sallayıp yürümeye devam ettim. İsa telefondan birileriyle konuşuyordu. Arkadaşıydı sanırım araba isteyecekti. Öyle demişti, arkadaşları ona her istediğini getiriyorlar mıydı yani? Aman ne güzel. Ayrıca şuan bok gibi göründüğüme rağmen onun hala bir Yunan Tanrısına benziyor olması hayatın acımasızlığını bir kez daha ortaya koyuyordu. Ellerimi kafamın arasına koyup azda olsa düşünmemek için çabalıyordum. Ama elimde değildi, İsa nefes almıyordu. Buna yemin edebilirdim. Ellerim göğsünün üzerindeydi, kalbini dinlemiştim. Bunu hayal ediyor olamazdım. Ayrıca dün gece yaşananlarda gördüğüm kabuslarla boy ölçüşebilirdi. Bir süre sonra İsa'nın arkadaşı arabayı getirmiş ve biz yola koyulmuştuk. Eve geldiğimizde onu içeriye davet edecek nezaketide, cesaretide kendimde bulamamış ve arabadan inerken sadece teşekkür etmiştim. İçeriye annemin çiçeklerinin arasında sakladığı anahtarı bularak girmiştim. Direk odama çıkıp kendime kısa bir  şort ve beyaz sporcu atleti bulup hızlıca banyoya girdim. Her yerim kir pas içindeydi, sıcak bir duş hem vücuduma hemde düşüncelerime iyi gelecekti. Küvetin içini sıcak suyla doldurup, üzerine annemin yurt dışından getirdiği yasemin kokulu duj jelini sıktım.

        Her yer mis gibi yasemin kokusuyla dolmuştu ve kendimi suyun içine atıverdim. Ne kadar kaçmak için uğraşsamda düşüncelerim beni bırakmıyordu, birden aklıma bir şey dank etti, ben İsa'ya arabaya bindiğimizde evimin adresini vermemiştim, nasıl oluyorda beni evime bırakabiliyordu hemde bana hiçbir şey sormadan? Eğer buraya gelmediyse şehirden uzak olan bu yeri nasıl oluyorda bulabiliyordu? İçime huzursuzluk düşmüştü  banyoyu kısa kesip havluyla kendimi kuruladıktan sonra giyindim ve saçlarımı kuruladım lastik tokayla at kuyruğu yaptıktan sonra dişlerimi fırçalayıp dün geceden beri doğru düzgün bir şey yemediğim için karnımın zil çaldığını fark ettim. Ama ondan öncesi Ayça'ya ulaşmalıydım. Ayça'nın numarasını sadece telefonuma değil küçük not defterimede kaydetmiştim. Bunu her zaman yapardım ve ilk kez işime yarıyordu. Ev telefonunu elime alıp tuşları çevirirken içimden de Ayça'ya bir şey olmasın diye dua ediyordum.  Telefon 2. çalışta açıldı, Ayçayorgun bir sesle

"Alo"  diyekonuştu .

"Ayça benim Çisem iyi misin?" 

Ayça birden bağırmıştı "Çisem! Nasılsın?" kulağımı telefondan geri çekmek zorunda kalmıştım. 

"İyiyim ben bir şey olmadı sen nasılsın?"

"Semihlerle polisten kurtulduk ama seni hiçbir yerde bulamadım evine geldim yoktun yüreğim ağzıma geldi. Polislere yakalandın sandım ama arkadaşlarla araştırdım karakolda da değildin."

Dediğim gibi deliye dönmüştü. Ben de dönmüştüm ama tek fark onu düşünmemi engelleyen birinin yanımda olmasıydı. 

"Ayça ben iyiyim. Sadece olayı görünce İsa benide kendisini de depodan çıkardı. Arabayla kaçmaya çalışırken yolda kaldık otoyolada  yakın değildik o yüzden sabahı bekledik."

"Nasıl?! Sen ve İsa geceyi otoyola yakın olmayan bir yerde yanlız mı geçirdiniz?"

Ah işte beklediğim başka bir tepki daha, 

"Her neyse bir şey olduğu falan yok bize geliyorsun değil mi? Telefonumu kaybettim. Sanırım depoda kaldı." 

"Evet. Oturduğumuz masa da unutmuşsun telefonunu  ben aldım zaten." İşte bu harika bir haberdi. Acaba annem aramış mıydı?

"Oh ciddi misin? Bu harika oldu, annem aradı mı hiç?"

"Evet aradı, ama merak etme su içmek için kaktığımı ve kızının biraz erken uyuduğunu söyledim bir şey çakmadı bir daha da aramadı." 

"Çok teşekkür ederim. İyi idare etmişsin."

"Ne sandın kızım bu tür olaylar ilk kez başıma gelmiyor." Ayça böyle diyince aklıma İsa'nın söyledikleri gelmişti sanki Ayça'yı önceden de tanıyor gibiydi. Merakıma yenik düşüp

"Sen daha önceden İsa ile tanışıyor muydun?" diye sordum.

"Nereden çıktı?" diye kaçamak bir cevap geldi. 

"Hiç merak ettim sadece." dedim. Kesinlikle tanışıyorlardı belki sevgili olmak gibi bir geçmişleri bile olabilirdi.

"Evet tanışıyoruz. Yani bir kaç kere klüplerde görmüştüm."

"Sadece o kadar mı?"

"Evet sadece o kadar tatlı kız. Neyse yola çıktım yarım saate gelirim. Evdesin değil mi?"

"Evdeyim, gelirken süt alır mısın açlıktan ölüyorum evde de süt kalmamış.  "

"Tamam alırım. Hadi görüşürüz."

Telefonu kapadıktan sonra kanepeye geçip televizyonu açtım. Karşısında uyuklamak en sevdiğim hobilerimden biriydi. Tam ciddi bir uykuya dalacaktım ki kapı çaldı. Gelen büyük ihtimalle Ayça'ydı ama konuşalı 15 dakika olmamıştı eve yakın bir yerlerde miydi ki acaba?  Ayağa kalkıp kapıyı açacaktım ama birden etrafımda ki her şeyin dönmeye başladığını hissetim. Gözlerim kararıyordu. Dengede olmak giderek zorlaşıyordu. Kabını kilidine tutundum. Yaptığım baskıdan dolayı kapı açılmıştı. Gözlerim kapandı kapanacaktı. Bir ara önümden siyah bir şeyin geçtiğini fark ettim bana dönüp baktıktan sonra kapıya doğru yaklaştı Ve Ayça Ayça orada duruyordu. Görüntüler hiç net değildi. Ayça'nn yüzü düşmüş sinirli gibi bir hali vardı. Önünde ki her kim ise ona saldıracak gibiydi. Göz kapaklarım bana direniyor kapanmak için uğraşıyordu. Onlara engel olamamıştım ve olduğum yerde kapaklanmıştım.

Şeytan ve Melek- "Masum Aşk   #Wattys 2015 "Where stories live. Discover now