Hastane

1.2K 43 0
                                    

        Uyandığımda beyaz bir odadaydım. Kabusun tam zıttı bembeyaz bir odada dikkatimi ilk çeken yanımda annemin varlığıydı. Uyuyordu ama oldukça bitkin gözüküyordu. Kendimi çok iyi hissetmiyordum, halbuki patlamayla yakından uzaktan alakam yoktu sadece sesini duymuştum ve ve şimdi buradaydım. Biraz daha kıpırdandıktan sonra annemde uyanmıştı, uyanmama çok sevinmiş gibi bir hali vardı, en fazla 1 gün uyuyor olmam lazımdı herhangi bir yerime bir şeyde olmamıştı yani sargılanan bir yerimi görmemiştim  ya da herhangi bir acı hissetmiyordum neden bu kadar telaşlandığını anlamamıştım. “Ah Tanrı'ya şükür Çisem sonunda uyandın! Hemen doktoru çağırıyorum uyanık kalmaya çalış hayatım!" 
Neler oluyordu böyle neden bu kadar fazla telaş yaptığını hala anlamamıştım. Odadan bir fırtına gibi çıkan anneme bakarken bir kaç saniye içinde yanında beyaz bir önlük giymiş doktor olduğunu tahmin ettiğim kişiyle konuşurken girdiğini görüyordum. Doktor bana doğru yürürken aynı zamanda "Hasta 2 haftadır koma halinde lütfen patlamayla ilgili bir şeyler söylemeyin. Onun şok yaşamasına neden olabilir." demişti. Söylediklerinden dikkatimi çeken tek şey "2 haftadır koma halinde" cümlesi olmuştu.  2 haftadır uyuyor muydum? Şaka mı yapıyorlardı? Tamam okula 2 haftadır gitmemiş olmak hoştu, görünen o ki ziyarete gelen kimse de olmamıştı bir çiçek ya da hediye görmüyordum. Ama 2 hafta cidden uzun bir süreydi. İnanmayan gözlerle bir anneme birde doktora bakıyordum. “2 hafta mı alay mı ediyorsunuz benimle kendimi o kadar kötü hissetmiyorum bile”

“Emin ol biz de senin kadar şaşırdık hayat fonksiyonların gayet normal olmasına rağmen uyanmıyordun bir türlü şimdi şimdi kendiliğinden uyanıverdin.”

“Ah Çisem senin için o kadar çok korktum ki. Ağrın var mı bebeğim?” Annemin telaşlı sesinin yanında düşünebildiğim tek şey bu kadar uzun süre nasıl uyuyabildiğimdi. Daha sonra aklıma gördüğüm kabus ve zaman kavramını ne kadar bilmesemde karanlık içinde duygularımın patlama noktasına gelmiş olmasıydı. Gözlerimi daldığım hastane duvarından çevirip anneme samimi bir gülüşle bakarak  “Hayır, anne gayet iyiyim. Patlama diyordunuz ne olduğu hakkında bilginiz var sanırım?" diyerek meraklı gözlerim bir annemde bir doktorda gitmeye başlamıştı. 
        Annem gözlerini kaçırarak doktora bakmış ve izin isteyen bir yüz ifadesi takınmıştı. Doktor iyi olduğumu söyledikten sonra bir şey olmayacağına kanaat getirmiş olacak ki hafifçe kafasını evet anlamında sallamıştı. Annem tekrardan bana dönüp gözlerimin içine bakmadan. 
“O olay mı? Evet yüzlerce insan hayatını kaybetti. O kadar şansın ki ve o kadar şanslıyım ki o otobüsten inmişsin haberi aldığımda neredeyse öleceğim sandım çünkü bombanın patladığı yer senin otobüsünün tam istikametindeydi sonra hastaneden haber geldi işte o an öleceğim sandım. Sonra buraya geldim bombadan etkilenmediğini ama bilincinin yerinde olmadığını söylediler o günden bu güne sadece uyuyordun. Sanırım otobüsten 2 3 durak önce inmişsin o yüzden cidden sürekli dua ediyorum.” Annem bunları anlatırken gözyaşlarını tutamamıştı. Evet otobüsten indiğim doğruydu çünkü içimde inanılmaz kötü bir his vardı ve beni cidden içerisi boğmaya başlamıştı. Beni asıl korkutan rüyamda ki sahnenin aynen gerçekleşmiş olmasıydı ve belki o otobüsten inemeseydim ben şuan bu oda da değil büyük ihtimalle parçalarım toplanmış bir şekilde yerin altında olurdum. Ağlamaya başlayan anneme bende eşlik ederek “Ağlama bak iyiyim artık. Karşındayım, hadi ama.” diyebilmiştim sadece. 

“Çisem çok korktum babandan sonra seni kaybetmeye dayanamazdım. Bende ölürdüm sen benim tek yaşama kaynağımsın kızım.”

Harika artık bende ağlıyordum. Ne sulak olmuştuk ama doktor bize bakıp benimde iyi olduğumu anladıktan sonra odadan çıkmıştı. Olayın şokundan kabusları  düşünecek vakit bulamamıştım o akşamda müşade altında kaldım sabah taburcu olacaktım. Artık kendimi oldukça iyi hissediyordum. Ama şu bombalama olayını bir türlü unutamıyordum, haberlerden izlediğim kadarıyla birkaç şehirde meydana gelen bir terör olayıymış aslında mantıklı bir hareketTürkiye'de okulların açıldığı ilk gün en kalabalık zamanlardan biri seçilmişti. Sabaha kadar o kabusu düşünerek geçirmiştim. Annem tabur işlemlerini hallettikten sonra bende hazır olmuştum ve hastaneden çıkmıştık, 2 hafta, 2 hafta boyunca burada bilincim kapalı bir şekilde uyumuş olmam inanılır gibi değildi. Annemin korkusunu şimdi daha iyi anlıyordum. Arabayla eve vardıktan sonra odama çıkmıştım. Büyük ihtimalle okulda dersler başlamıştı ve notları almam gerekiyordu.Bilgisayarımı açıp Facebook'ta yapılan paylaşımlara baktım okuldan birkaç kişinin bu olaydan öldüğü ve duyulan korku ve üzüntüler hakkında bir kaç paylaşım okumuştum   ama tanıdığım isimler değildi doğrusu okuldan pek insan tanıdığımda söylenemezdi. Odam da biraz durup dinlendikten sonra öğlen yemeğimi yemek için aşağıya indim. Annem  bugünde işe gitmemişti bana bakıyordu ama buna gerek yoktu ben kendimi gerçekten iyi hissediyordum.

“Anne artık işe gidebilirsin kendimi cidden iyi hissediyorum hatta yarın okula gideceğim.” Annem gözlerini açmıştı birden

“Orada dur bakalım küçük hanım daha hastaneden bugün çıktın okula gitmene izin vermem.”

“Anne lütfen iyiyim doktorda dedi sana bunu ve okulda dersler başlamıştır geç kalmak istemiyorum daha fazla. Tamam okula gitmek istemediğim bir gerçek ama bu hastalığı kullanacak değilim, lütfen.”

Anneme biraz daha baskı yapsam ikna olacak gibiydi, tam da dediğim olmuş ve biraz daha yakarışla annemi ikna etmiştim. O gün bütün saatimi sadece gördüğüm o kabusu düşünmeye pardon düşünmemeye çalışarak geçirmiştim, ama hiçte başarılı olduğum söylenemezdi. Bu korkunç olay uzun bir süre ne benim beynimden nede ölenlerin yakınlarının  aklından silinmeyecekti, cidden birkaç gün evde tek başıma kalırsam, çıldıracağımı düşünüyordum  okula başlamaya bu kadar sevineceğim aklıma ne zaman gelirdi ki?

Şeytan ve Melek- "Masum Aşk   #Wattys 2015 "Donde viven las historias. Descúbrelo ahora