Kağıtlar

873 34 2
                                    

        Takside geçirdiğim zaman boyunca içimden anneme söyleyeceğim sözlerin provasını yapıyordum. Bunu küçükken çok sık yapardım, yani annesine kızan ve söyleyeceklerini hazırlayan küçük bir kız gibi. Şuan cidden sinirli olduğum için bunun ne kadar saçma oluduğunu düşünemiyordum. Taksiden inip evin kapısını açınca karşımda annemi gördüm ve elinde bavullar vardı, iş için yarın gideceğini sanıyordum, yoksa bugün müydü? Annemin yüz ifadesi kontrollü ve pişman gibiydi, kesinlikle ben gelmeden önce birilerinden olay hakkında haberdar edilmişti.  O birilerininde daha doğrusu birinin de kim olduğu aşikardı. Şaşırmam gerekirdi, hatta beklediğim bir şeydi. Lafı dolandırmadan direk konuşmaya girdim.

"Pekala olan biteni bildiğin çok aşikar bana bir açıklaman var mı?" Annemin yüz ifadesi giderek yerini mahkeme duvarı gibi bir hale bırakıyordu. Üzgün olduğu belliydi. Bende öyle olmak isterdim ama şuan sinirim bunun önüne geçmek için yeteri kadar fazlaydı. 

"Çisem, sakinleş biraz, gel otur. Ayakta konuşmak istemiyorum." Ses tonu dikkatliydi.

"Kusura bakma yaptığım yanlış bir şey olabilir, ama korkmuştum. Birilerinden yardım almam gerekiyordu, kaç gündür o kadar tuhafsınki ben de bu işlerde tecrübeli birinin bana yardım edeceğini düşündüm."  Söylediği şeyler mantıklı duruyor olabilirdi ama içimden Suat denilen adama olan o nedensiz nefret bunu bana kabul ettiremiyordu. 

"Anne başka bir zaman delirdiğimi düşünürsen eğer, birine ya da aile doktorumuz olmayan birine anlatmadan önce bana gelip sormanı tercih ederim." 

"Çisem, lütfen böyle davranma, Ahmet Bey şuan İstanbulda değil, ondan nasıl yardım alabilirdim? Ve iş çığrından sencede çıkmıyor mu? Korkuyorum. Senin için, kaç gündür tuhaf davranıyorsun kızım." 

Doktorun iş yerinde olmadığını bilmiyordum, bu da onu elbette haklı yapıyordu ama sinirlerime de karşı çıkamıyordum.

"Anne ben deli falan değilim tamam mı? Bir kaç saçma tesadüfe şahit oldun diye beni deli sanma.  İnsan çocuğun deli olacağını düşünmesi için daha fazla kanıta ihtiyaç duyar." 

"Zaten var Çisem, o kazadan sonra değiştiğinin sende farkında değil misin? Pekala ben sana delirdiğini söylemiyorum. Sadece kazadan dolayı psikolojinin bozulması gayet normal. Bunun için yardım almanın neresi delirmek olabilir ki? Ayrıca gecenin bir saatinde saçma bir sebepten ve daha önce hiç yapmadığın bir mazeretle bahçeye çıkıyorsun. Elektriklerin gittiğini söylüyorsun ama elektrikler evde varken ve ben odana girince bayılıyorsun. ayrıca.."
Sözünü kesmişti. Sanki benden bir şey saklamak ister gibiydi. 

"Ayrıca ne anne?" Kendiyle hesaplaşıyor gibiydi, söylemek ve söylememek arasında kalmak gibi. 

"Ayrıca hastaneden çıktıktan  sonraki sabah odanda bir sürü karalama kağıtlar buldum."  Karalama kağıtlar mı? Ben niye hatırlamıyordum.

"Anne sen neden bahsediyorsun? Ben bir şey karalamadım. Karalasam ve haberim olmasa da sabah görürdüm."

"Sen uyanmadan önce odana girdim. Doktor yaşadığın şey nedeni bilinmediği için bilinçte kötüleşme, kendini kaybetme gibi durumlar olabilir dedi. Her yere saçılmış o kağıtları görünce bunun sonucu zannedip sen kendini daha kötü hissetme diye topladım." Eğilip çantasının içinden bir şey çıkardı. 

"Hepsini attım ama doktora göstermek için birini saklamıştım, al."  Elinde kırışmış beyaz bir kağıt vardı elime aldım, açtığımda karşıma çıkan manzara pekte iç açıcı değildi. 

Şeytan ve Melek- "Masum Aşk   #Wattys 2015 "Donde viven las historias. Descúbrelo ahora