Orman

697 33 2
                                    

        Sabah ormanın insanın içini dolduran o muhteşem kokusu ile uyanmıştım ama sadece bilincim uyanmıştı gözlerim hala tembelliğine devam ediyordu.  O kadar yorgun ve bitkindimki daha uzun saatler uyuyabilirdim.  Farklı bir şekilde kendimi ıslak ve rahatsız edici bir zeminden daha çok, sert ama güvenilir bir yerde uyuyor olarak hissediyordum. Ellerimin altında ki zemin rahatlamamı bile sağlıyor diyebilirdim. Ellerimin altında zeminin kıpırdanması gözlerimin açılmasına neden olmuştu. Elbette ki zemin oynamıyordu, vücudumun neredeyse tamamı  İsa'nın üzerindeydi. Ayaklarım bendenden çok daha güçlü ayaklarının altında esir kalmış gibiydi, kollarıya beni daha çok sarıyor ısınmamı sağlıyordu. Uyurken bile bu güçte birinden sıyrılmam neredeyse imkansızdı. Bacaklarımın çıplak olmasına şuandan daha fazla küfür edemezdim. Daha ne kadar uyurdu acaba, yoksa benim onu uyandırmam mı gerekiyordu? Hayır tabi ki de uyandıramazdım çünkü korktuğumu düşünür ve alay edebilirdi. En iyisi geri uyumaktı, bir şekilde uyanır kendini benden uzaklaştırırdı. Ellerim göğsünün üstündeyken kokusunu içime çektiğimi fark ettim. Hafif toprak ve duş jeli gibi kokuyordu. Görüntüsü kadar kokusuda çok iyiydi. Bu kadar şeyin arasında fark etmediğim başka bir şey kafama dank etmişti. İsa nefes almıyordu. Kalp atışlarını duymuyordum. İnanmıyorum yoksa bir şey mi olmuştu? Silkinerek ve bir anlık korku ile kollarından sıyrılmaya çalıştım ama nafileydi gerçekten çok güçlüydü. Kafamı göğsüne dayayıp kalbini dinlemeye çalıştım ama hiçbir yaşam belirtisi duyamadım. 

"İsa! Uyan." diye söylenmekten başka bir şey gelmiyordu elimden. Biraz vücudunu sarmaya çalışmıştım ama işin sonunu önceden görebilseyim böyle bir şeye kalkışmazdım çünkü ben sanki onu öldürmek isteyen biriymişim gibi İsa beni kendi altına ve toprağın üzerine yapıştırmıştı bunlar yetmezmiş gibi boğazımı elleriyle sıkıyordu.  Neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde onu kendi üzerimden atmaya çalışıyordum ama bu bir kayayı kaldırmaya çalışmaktan farksızdı. Ne diye boğazımı sıkıyordu? Nefes alamıyordum. İsa'nın gözleri kırmızıya dönmüştü ve delicesine gözlerimin içine bakıyordu beni tanıyamamış gibiydi, korkmuş gibiydi. Bir süre sonra benim olduğumu fark edince ellerini boğazımdan çekti, bense tek kelime edemiyordum çünkü en küçük hücreme kadar korkuyordum. Elbisemin eteği iyice karnıma doğru toparlanmıştı. İsa'nın ayaklarından biri benim ayaklarımın arasında kaçmamı engelleyecek bir şekilde duruyordu. Bu sefer elleriyle saçlarımı boynumun etrafından çekip bana daha çok yaklaştı. Bir süre boynumu kokladıktan sonra gözlerini kapayıp bekledi. Sonunda kendime gelip, 

"Çekil üzerimden!" Diye bağırabilmiştim.
"Ne yaptığını sanıyorsun? Derdin beni öldürmek mi?!"

 İsa üzerimden 1 saniyede çekilmişti. Kalkmam için elini uzattı ama tutmadım. Sonra beni belimden tutup ayağa kaldırdı. Şuan ona birkaç adım  bile yakın olmak istemiyordum o yüzden ellerinden sıyrıldım.

"Delirdin mi sen neredeyse beni öldürecektin!" Boğazımı tutup ellerimle ovmaya başladım. Sessizce kafasını kaldırıp, "Biri uyurken onu sarsamamayı sana öğretmediler mi?" dedi. Birde bilmişlik mi taslıyordu bana bu adam? Öldüğünü sanmıştım. Onu düşünende kabahatti. 

        Sinirle dolan gözlerimin etkisi sesimede yansımaya başlamıştı. "Nefes almıyordun İsa! Ne uyumasından bahsediyorsun sen sen senin öldüğünü sandım!" İsa bu sefer gözleri telaş dolu bir şekilde kafasını başka bir yöne çevirdi. 
"Kafayı falan mı yedin sen? Nefes almasam şuan ölü olurdum."  İnkar mı ediyordu bir de? Harika. Bununla uğraşamazdım, eve gitmek istiyordum eve gitmek ve rahat bir duş almak istiyordum.
 
"İsa cidden çok yorgunum eve gitmek istiyorum seninle uğraşamam." 

"Sen cidden kafayı yemişsin. O okuduğun kitaplardan kafanı kaldır."

"Sana bir şey konusunda danışacak değilim, sadece buradan gitmek istiyorum hemen. " Cidden gitmek istiyordum kendimi iğrenç hissediyordum ayrıca Ayça beni merak ederken ölmüştür büyük ihtimalle. Ona nasıl hesap verecektim, tabii başı belaya girmediyse. 
Şuan eve gitmek sıcak bir duş alıp Ayça'yı bulmak ve İsa'nın yanından uzaklaşmaya inanılmaz ihtiyacım vardı.Bugün okula gidememiştim. Üzerine elimde telefonumda yoktu annem kesinlikle deli olmuştur. Nasıl bir yalan uydurup sinirini giderebileceğimi kara kara düşünüyordum.

Şeytan ve Melek- "Masum Aşk   #Wattys 2015 "Where stories live. Discover now