Baran

3.1K 196 2
                                    


Çırak Hasan dışarıda öylece gözlerini yola dikmiş olan Baran'a baktı, telaşla yanına gidip.

"Abi çok kötü olmuş, hadi gel bir Doktora gidelim."

Demesiyle. Baran;

"Az önce Kerim amca bağırarak ne söyledi?."

"Turna geldi, dedi.Mahallenin kızıymış, abi. İyi de öyle biri yok ki mahallede, herhalde kulaklardan dolayı karıştırdı Kerim amca."

"Geldin demek muhacir kız ."

"Efendim abi."

"Yok bişey."

Deyip karşıdan gelen ortağı, dostu olan Kenan'ın bir şey demesine fırsat vermeden gitti. Kenan Hasan'a bakıp.

"Ulan yine acemiliğin üstünde kırılan bardakları geçtim kardeşimi haşlamış sın lan."

Hasan açıklama yapmaya hazırlanırken, Kenan bir zamanlar Hasan'dan daha berbat bir çırak olduğunu hatırlayıp.

"Tamam oğlum tamam."

Hasan kaldırımdan geçen ellerinde pazar yüküyle gördüğü Asiye ablasını Kenan abisine işaret edince, Kenan arkasını dönüp başını yerden kaldırmadan rüzgardan yüzene düşen sarı perçemlerini ellerindeki poşetlerle oflaya,puflaya düzeltmeye çalışan Asiyeyi gördü. Ne çok seviyordu bu kadını. Şimdi gitse elinden poşetleri alsa Asiye için iyi olmazdı. Kenan, Asiye'ye kendini layık görmüyordu. Asiye'nin anasının hayalindeki damat adayı değildi Kenan. Başta yetimhane çocuğuydu, buraya yetimhaneden 16 yaşındayken kaçıp gelmişti. Turna'nın dedesi Halit amca olmasaydı bu mahallede barınamazdı biliyordu bunu Kenan. Herkes ya hırsız olacak yada milletin karısını kızını rahatsız edecek demişti. Ama Turna'nın dedesi Halit amca sadece şu sözü söylemişti.

"Utanacaksınız hemde çok utanacaksınız."

Kenan utandırmıştı mahalleyi. Halit amca Kenan'ı alıp kendi evinde yaşamaya ikna edemeyince, Kenan kahvede yatıp kalkmaya başlamıştı. Halit amca ölmeden önce kahvenin tapusunu Kenan'la, Baran'a bırakmıştı. Güzel adamdı Kenan abi bir kere mertti, uzun bir boyu vardı gözleri siyahın en güzel tonuydu. Kış günü üzerinden hiç eksik olmayan siyah deri ceketi ,saçlarının hafif kaşlarının üstünde olması, kirli sakalıyla belki Asiye'nin anası için değil ama hiç kuşkusuz mahalledeki bütün annelerin gözünde kızları için ideal bir eşti. Kenan, Hasan'a Asiye'ye yardım etmesi için işaret edince, Hasan ,Asiye ablasının yanına gidip poşetleri elinden almak istemiş. Asiye ,Kenan'a ela gözlerini dikip Hasan'ı terslemeye başlamıştı.

"Taşıyamayacaksam ne diye alayım tüm bunları?"

Kızıyordu Asiye, Kenan'a onun için daha bilmem kaçıncı görücüde kusur bulacaktı?

Baran yıllar sonra kehribarın ayak bastığı taşlı sokaklardan ağır ağır yürüdü. Onun gitmesiyle mahalledeki her evin duvarlarını şiirlerle kuşatmıştı Baran. Mahallenin erkekleri kim bu deli adam diyip küfürler yağdırıyorlardı. Sanıyorlardı ki kız kardeşleri için tüm bu şiirler onlar maviye boyanmış şiirleri beyaz boyayla kapatınca Baran yine beyaz boyanın üstünü yine şiirle dolduruyordu. Kendi sokağındaki duvara kehribar yazmıştı. Yıllar sonra yaşadığını hissetti. Baran. Göğsündeki ağırlık uçup gitmişti artık. Başını gökyüzüne kaldırıp Allah'a şükretti, Turna'yı yeniden görebileceği için. Onsuzluk ölüm sancısı gibi bir şeydi. Her gece düşünmüştü. onu yağmurlu havalarda içi hep korkmuş.

"Tek başına ne yapar?"

Diye kendini yeyip bitirmişti. Bir kez daha Asmin'e lanet etti Baran.

Yine eskisi gibi kısık sesle, şarkı mırıldanıp kehribarın sokağına gitmeye başladı. Yolda oto yıkamanın sahibi olan yıllardan beri hiç haz etmediği Alaz'ı görünce başıyla selam verdi.Alaz

SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now