Pazar

779 111 0
                                    


Baran sabah mahalleye geldiğinde, Turna ile Leyla hala uyuyorlardı. Baran arabadan inip Turna'yı kucaklayıp evine götürmüş, yatağın üzerine bırakmıştı. Leyla'yı da kucaklamış, Turna'nın yanına uzandırıp üzerilerine yorganı örtüp Turna'nın başını okşayıp yanağına küçük bir öpücük kondurup, kendi evine gitmişti.

Şimdi ailesiyle konuşması gerekiyordu. Baran, sofrada kahvaltılarını ettikten sonra her şeyi anlatmaya başlamıştı. Buke, Sirac ve İpek ona deli misin bakışı atmış ,ses etmeden dinlemişlerdi. Baran'ın yanlış bir şey yapmayacağını biliyorlardı. Ama yine de eski karısının başkasından olan çocuğuyla nasıl aynı evde yaşacaklarını da düşünmeden edemiyorlardı. Turna'ya hayret ediyorlardı. O nasıl kabul etmişti böyle bir şeyi. Sirac abisinin konuşması bittiğinde dışarı çıkmış eskiden olduğu gibi güvercinlerini gökyüzüne salmaya gitmişti. İpek dışarıdan okuduğu için odasına çekilip dersine kafayı vermişti. Sonunda Buke'yle, Baran tek kaldıklarında,

"Daha ne kadar feda edeceksin kendini a oğlum?"

"Ne yapsaydım teyze? Daha çok küçük dünyadan habersiz yaşıyor .Yetimhanede ne kadar kalabilirdi? Hayatında hiç kimse olmadan nasıl yaşardı teyze? sevgisiz büyüyecekti.Bizim gibi babasından nefret edecekti. Annesine, gece yatağa başını koyup içten sessizce ağladığında neden erkenden ölüp onu bıraktığına isyan edecekti. Böyle mi olsaydı teyze yani onu kendi elimle ateşe mi atsaydım?"

Buke, Baran'ın haklı olduğunu biliyordu. O yüzden bir şey konuşmadan ayağa kalkıp, Baran'ın sırtını sıvazlayıp odadan çıkmıştı.

Baran evden çıktığında Turna'nın odasına baktı. Perdeleri halen örtüktü. Demek ki Turna daha uyanmamıştı. Kahveye gitmeye başlamıştı. Yoldayken Turna'nın kulağına fısıldadığı çocuk meselesi düşündü. Turna'nın yanağının kızardığı halen gözlerinin önündeydi. Tebessüm ederek yürümeye devam etti.

Turna yanağında bir ıslaklık, üzerinde bir ağırlıkla gözlerini yavaştan açtığında gördüğü manzaraya gülmeden edemedi. Leyla'nın küçük ayakları, Turna'nın göğüslerinden sarkmış, yüzünü onun yanağına dayamış ,küçük ağzı açık olduğu için salyaları Turna'nın yanağını yalamış haldeydi. Turna sessizce gülüp onu yavaş bir şekilde kendinden ayırıp ayağa kalkıp lavaboya geçip bir iki defa yüzüne soğuk suyu çırpıp odasına gelip giyinirken ,Leyla'ya bakmayı ihmal etmedi. Ona kıyafet alması gerekiyordu. Aşağıya mutfağa geçip çayı ocağa katarken Leyla'nın süt içmesi gerektiğini düşündü. Onu bırakıp evden çıkamazdı. Çiğdem'i arayıp süt istediğinde, Çiğdem, Asiye'ile ona geleceğini söylemişti. Turna kahvaltıyı hazırlamaya başladı. Kendi kendine şarkı mırıldanıp hazırladığı kahvaltıyı tepsiye koyup arkasını döndüğünde, Leyla mutfak kapısına başını dayamış Turna'ya anlamsızca bakıyordu.

"Günaydın." dedi Turna neşeli bir sesle.

"Nerede o?"

"Anlamadım."

"Dün bana yeğeni olduğumu söylemişti ama..."

"Baran'ı diyorsun. O işe gitti ama merak etme bugün göreceksin onu."

Turna tepsiyi salona sermiş olduğu yer sofrasına götürmeye başladığında ,Leyla onu takip ediyordu.

"Adın ne ?"

Turna gülümseyip, "Turna ."

Kapı çaldığında Turna kapıyı açmıştı. Asiye ve Çiğdem, Turna'nın arkasına baktıklarında Turna'da arkasını dönünce Leyla onun tam arkasında duruyordu. Turna, Leyla'yı kucaklamış, Asiye ile Çiğdem'in ne oluyor bakışlarını görmezden gelip kızlarla beraber mutfağa geçmişti. Çiğdem'in getirdiği sütün bir kısmını cezveye döküp ocakta ısıtırken, Leyla, Turna'nın kucağından inmek istemişti. Turna ona salondaki televizyonu açıp mutfağa geçmişti.

SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now