Belki bende senin merhemin olurum

314 89 0
                                    

Deli gibi koşup, ağlamaya başladı Zülüf. Bütün sokakları koştu. Çamurlar üzerine sıçradı. "Hep böyle mi sürecek?" diye geçirdi içinden. Dolu dolu olan gözleri, net görmesini engelliyordu.Köşeyi dönünce, ani fren yapan arabayla yüz yüze geldiler. Sokak lambasının olmadığı bir sokaktı.

"Eceline mi susadın lan?" dedi Garip arabadan inerken. "Kaldırsana başını!"

Zülüf başını kaldırdı.

Kızının perişan halde görünce koluna yapıştı Garip "Ne oldu?" dedi. Vücudunun her bir noktasına iğne batırıyorlardı sanki.

"Baba." dedi Zülüf cılız sesiyle.

Kızını kucağına alıp, arabaya götürdü. "Söyle kızım." diyerek kızına sarıldı.

"İyileşmek istiyorum." diye yakardı Zülüf.

Bir babanın en büyük çaresizliği, evladının sürekli can çekişiyor olmasıydı. Çok güçlü olup, hiçbir şey yapamamak ... işte bu baba için sayısız ölmekti.

Kızının ellerini ufalayıp, öptü. "İyileşeceksin"

"Baba?"

"Hım?"

"Yalvardı mı?"

"Sayamayacağım kadar hemde."

"Hangisi için peki?"

"Ölmek için." dedi Garip kızının başını öperken.

"Kendi kulaklarımla duymak istiyorum."

"Kaldıramazsın." dedi Garip.

"Ben mi?" diye delice kahkaha attı Zülüf.

Eve geldiler. Kasadan cd yi çıkartıp,laptopa taktı Garip. "Otur kızım." dedi kızını koltuğa çekerken. "Neden bakmıyorsun?" dedi Garip, "Baksana hadi" deyip kızının kollarından tutup sarstı. "Elinden hayatını çalan katiline neden bakmıyorsun? İzleyeceksen izle. Yoksa bir daha izleyemezsin."

Zülüf cesaretini toplayıp başını kaldırdı. Gözünü dahi kırpmaksızın, katilini izledi. Zevk aldı. Yıllar sonra içi soğudu. Bir an işkenceyi uygulayan kişi olmayı deli gibi istedi.

Zülüf'ün yüreği ferahlıyordu izledikçe. Çığlık sesleri ona muazzam zevk veriyordu. Gülüşlerini çalan, çocukluğunu, ablasını, saflığını çalan, Mahluk çığlık attıkça, o kahkaha atmaya başladı. Öyle bir kahkaha atıyordu ki, Garip'le Azrak, onun aklını oynattığını zannedeceklerdi neredeyse.

"Kendine gel." dedi Garip kızına ilk defa tokat atarken, "Kendine gel, yoksa aklını oynatacaksın!"

Azrak, buz gibi soğuk suyu Zülüf'ün yüzüne çırptı.

Zülüf sıçradı. Titremeye başladı. Çok terlemişti. Gözyaşı ve sümüğü kazağına akıyordu artık. Kendinde değildi. Tokat yediğini bile bilmiyordu. Tek istediği, yorganın altına girip uyumaktı.

"Seyran'ı getireyim mi?" dedi Garip kızının gözlerinin içine bakarken.

"Seyran." dedi Zülüf dudağında tebessümle.

Garip evden çıktı. Yıllar sonra ilk defa o eve gidiyordu. Bir saat sonra kapının önündeydi.

"Açsana oğlum kapıyı!" diye kükredi İsmail'e.

İsmail kapıyı açtı. "Hepsi yatıyor." dedi çekinerek.

"Seyran nerede?"

O sırada Seyran, elinde bir tabak dolusu dilimlenmiş portakalla geliyordu. Garip'i görünce şaşırdı.

SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz