Şimdi gözlerinden öpesim var

295 87 0
                                    


Zeynep tek başına kahvaltıyı hazırlıyordu. Derin tencerede yaptığı un helvasını tandır ekmeğine sürdü.

"Bana mı hazırlıyorsun?" dedi Fırat uykulu sesiyle.

Zeynep oğluna döndü. Her gün biraz daha boy atıyordu oğlu. Biraz zayıflamıştı da. Ne çok isterdi Ali'nin de yanlarında olmasını. Burun kanatları titredi. Buz gibi mutfak şimdi hamam gibi olmuştu.

"Anne beni duyuyor musun?" dedi Fırat yürürken.

Zeynep gözyaşlarını içine akıtarak gülümsedi. Oğlunu kucaklayıp göğsüne bastırdı. Küçük ılık kulaklarını öptü.

Fırat başını geriye attı. "Anne yapma gıdıklanıyorum." dedi kesik kesik gülerken.

Zeynep oğlunu yere yatırıp göbek çukurunu öpmeye başladı "çok mu gıdıklanıyorsun?" dedi gülümseyip başını hafif yana eğerek.

Fırat ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı. "Çok, çok gıdıklanıyorum anne" dedi heyecanlı sesiyle.

"Annen kurban olsun sana." dedi Zeynep oğlunun ellerini tutup kendine çekip başını öptü. "Mis kokuyorsun?" avludan ayak seslerini işitince aya kalktı Zeynep. Pencereden baktığında tıknaz kısa boylu etine dolgun amcasını gördü. Ciwan annesinin koluna girmiş babasının arkasında yürüyordu. Zeynep koşarak kapıyı açmaya gitti.

"Amca!" diye sevinçle haykırdı amcasının eline kapanarak. Sonra tombul kısa boylu yengesine döndü Zeynep.

"Hoşgeldiniz." dedi yengesinin boynuna sıkı sıkı sarılarak.

Emine yenge uykusuz tatlı gözlerini yumdu.

"Hoşbulduk." deyip Zeynep'in arkasında duran Fırat'ı yakalayıp kucağına aldı. "Bana sarılmayacak mısın?" dedi.

"Kocaman sarılacağım hem de." dedi Fırat tüm gücüyle Emine yengeye sarılırken.
~~

Turna geceden Asiye beraber sardıkları yaprak sarmasını dolaptan çıkarıp ocağa pişmesi için bıraktı. Sabahın altısında tatlılar yaptı. Asiye'yle Leyla birbirine sarılmış uyuyorlarken o aşağı katı temizliyordu. Koltuk miderlerini dizerken Baran'ın başını dizlerine koyduğu günler zihninde canladı. Bir anda hiç olmadığı kadar özlediğini fark etti. Kaç gündür başbaşa kalmayınca böyle oluyordu demek. Şimdi onun kolları arasında olmayı dehşetle istedi. Nefesini ensesinde duyar gibi olunca tüyleri elektrik kapmış gibi havaya kalktı içi ürperdi. Tek ihtiyacı Baran'a sarılmak ve öpmekti. Dar pencereden Baran'ın odasına baktı. Şimdi gitse ne diyeceğini de bilmezdi. Koltuğun üstünden telefonu kaptığı gibi sabırsız parmaklarıyla tuşlara bastı. Kendisi gidemiyordu ama Baran gelebilirdi. Tahta kapının yanındaki duvara sırtını yasladı bir eli kapının kolunda götürdü. Leyla'yla Asiye'nin uyanmamasını diledi. İçinden saymaya başladı. Baran'ı severken halden takatten düşüyordu. Yüreği deniz gibi kabarıp dalgalanıyordu. Kapı çalınınca yüreği coşarak kapıyı açtı. Saçları rüzgar değmiş gibi havalandı. İri elleri tutup içeri çekti.

"Sen ne yapıyorsun bana böyle ha?" dedi Baran Turna'nın kulağına öpüp öteki kulağının arkasına papatyayı koyarken. Turna'yı kucakladığı gibi mutfağa götürdü sırtıyla kapıyı kapadı. Turna'nın gül yaprağı gibi taze, yumuşak dudakları sakallarında yüzünde geziniyordu. Masanın yanındaki sandalyeye kucağında Turna'yla beraber oturdu.

"Ben kaç gündür seninle başbaşa kalmadım biliyor musun sen?" dedi Turna yüzünü sakallara sürerek. Çiçeği koklar gibi sakalları kokladı. Elleri Baran'ın göğsündeydi. Ilık dudakları boynunda hissedince başını geriye attı. Yüreği çarpıyordu.

SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now