Sevince

1.7K 137 0
                                    


Turna, Baran'a bakıp,

"Af ettin mi beni gerçekten?"

"Daha değil."

Turna kaşlarını hafif çattığında,

Baran tebessüm edip, "Sen ne zaman Turna KARA olursan o vakit seni affederim."

Turna'nın kaşları havalandı , muzipçe, "Bu evlenme teklifi mi oluyor Baran KARA ?"

"Bizim oralarda öyle derler."

Turna hiç bir şey demeden Baran'a sarılmış, başını onun tam yüreğinin üstüne getirdiğinde, sanki şehrin en kalabalık olan caddesinde değilmiş gibilerdi sadece o ve Baran vardı. Ne şarkı söyleyen genç kız ,ne köşede sıcak kestane diye bağıran adam, ne de Tramvay sesi... Hiç kimse yoktu . Baran, Turna'nın kulağına eğilip,

"Sen geldin ya; Kasım ayı, çiçek açtı şimdi."

~~

Kenan, eski model arabasının farlarını söndürüp, karşısındaki hayalet evi andıran yetimhaneye ağzından saldığı sigara dumanın dalgasında uzunca baktı .Arka koltuğa başını çevirdiğinde,Sarı kızın,

"Babam tıpkı bir ayı gibiydi Kenan abi .Hem uzun, hem çok güçlüydü. Bana ona benzeyen bir ayı al."

Kenan, Sarı kızın sözlerini hatırlayınca , gülüp arkada duran dev ayıya, "Gel bakalım ayı kardeş." deyip kucağındaki ayıyla gece vakti yetimhanenin demir kapısına tırmanıp, Sarı kızın bulunduğu odaya sessizce girdiğinde, Sarı kızın başının altında olması gereken yastık, kollarının arasındaydı .Kenan, Sarı kızın kollarının arasından yastığı yavaşça çekip, bir elini küçük kızın kafasının altına koyup ,yastığı yerleştirip Sarı kızın yüzüne düşen sarı perçemlerini geriye atıp ,alnına kuş tüyü kadar hafif bir öpücük kondurup, kulağına,

"Al bakalım ayı babanı." deyip ayıyı Sarı kızın kollarının arasına katıp ,odadan sessiz bir şekilde çıkıp koridorda kendi küçüklüğünü hatırlayarak yürümeye devam etti. Düşündü Kenan, ya doğurmayacak, ana, baba olmayacak insan, ya da ölüp bırakmayacak ardında küçük çocukları...

Yetimhaneden çıkıp mahallenin parkına gelip saatine baktığında gecenin ikisiydi. Son bir saate kalmıştı. Cebinden çıkardığı, kendi emeğiyle kazandığı parayı bir kaç zarfa bölüp ,radyodan müziği açıp, kısık sesle dinlemeye başladı. Saat üçü gösterdiğinde arabasından çıkıp rüzgarda sallanan boş salıncağa oturup Baran'la, Kadir'i beklemeye başladı. Sonunda iki adam geldiklerinde,

"Olum bu halin ne lan ? çocuklar gibi kurul muşsun salıncağa." dedi Kadir.

"O ağzını yamultmadan sus."

Kenan'la Kadir atışmaya başlayınca,

"Tamam lan yeter atış mayın gene, Kadir , Kenan zarfın hazır mı ?"

"Hazır. Ben her zamanki sokaktayım. Kenan'ı söylemeye gerek yok. Zaten o Asiye'nin sokağında olacak."

Kenan, Kadir'e öldürücü bakışlarını attığında,

"Tamam ,tamam ben gittim."

Kadir giderken, Kenan, Baran'a dönüp, "Kardeşim olmasa kafasını kıracam."

"Bir yerde haklı. Ne bu çekingenlik oğlum? gidip adam gibi konuşacan. Asiye senden iyisini mi bulacak?"

"Neyse, ben bunları dağıtıcam. her zamanki yerde buluşuruz. tamam mı?"

Baran, Kenan, Kadir; kenar mahallenin en güzel delikanlıları, bu üç güzel adam. Kazandıkları paranın yarısını mahallenin ihtiyaç sahiplerinin kapılarına zarflarını koyup, rüzgarda uçmasın diye üzerine mermer taş koyup son süratle kaçıp giden güzel adamlar...

SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now