Yaralar iyileşmek için vardır

298 85 0
                                    

Yasemin o olaydan sonra ilk defa evine gelmişti. Yanında Ciwan'da vardı. Adımlarını yatak odasına yönlendirdiğinde her iki pisliğin kokusunu duyar gibi olunca içi kalktı. Duvardaki kahve lekesi, yerde kırılmış porselen bardak parçaları, darmadağınık yatakta yolduğu siyah saçlar vardı. Ciwan'ın camları açmasına içinden minnet etti. Ciğerleri ağır yoğun şehvet kokusunu kaldıramıyordu.

"Ne olmuş burada?"

Ciwan'ın safça sorduğu soruya yüksekçe bir kahkaha attı Yasemin. Vücudu sallana sallana gülerken yere yığılmamak için Ciwan'ın zayıf sert koluna tutundu.

"Burada ne mi oldu? Dur anlatayım. Ama önce kahkahamı bastırmam lazım." dedi ve kahkasını tutmaya çalışırken iğne batırılmış balon gibi oldu.

Ciwan bu kahkahayı beğenmedi. Bu Yasemin'in gülüşü değildi bi kere. İlk karşılaştıkları zamanda böyle delirmiş insanlar gibi gülüyordu. Onu hemen içinde bulunduğu ruh halinden kurtarmak istedi.

Denize bakan balkonda soğuk duvara sırtlarını yaslamış, battaniyenin üstünde oturuyorlardı. Üst kattaki komşunun evinden güzel bir fon müziği yükseliyordu.

"Bana da versene." dedi Yasemin Ciwan'ın elindeki sigaraya bakarken.

"İçmesen daha iyi."

Yasemin ağız çarpıtarak zayıf elini Ciwan'ın ağzına götürdüğü sigaraya uzattı. Elinden yavaşça alıp geniş ince dudaklarının arasına koydu. Sigara tiryakileri gibi dumanı içine çekti. Öksürük krizine tutuldu. Gözleri yaşardı. Şakakları iki taşın arasında sıkışıp kalmıştı sanki. Ciwan'ın mutfağa girdiğini görmedi.

"İç." dedi Ciwan Yasemin'e suyu içirmeye çalışırken.

Yasemin suyu içti. Boğazı yanınca yüzü buruş buruş oldu.

"İyi misin?"

Yasemin derin derin nefes alıp verirken Ciwan'a döndü. İlgi dolu bakışlar onu şimdiye kadar en mutlu eden şey olmuştu.

"Şimdi biraz daha iyiyim." dedi yorgun sesiyle. "Sen nasıl içiyorsun bunu ya?" diye yüzünü ekşitti.

"Saçların boya mı senin?" dedi Ciwan meraklı meraklı.

"Hayır."

"Dokunabilir miyim?"

Yasemin'in zihninde Demir'in zorla dudaklarından öpmeye çalıştığı gün canladı. Kuvvetlice yutkundu. Başını önüne eğince kırmızı saçları pembeleşen yanaklarından sarktı. Yüreğinden sıcacık bir şey aktı.

"Annen baban yok mu senin?"

Yasemin başını kaldırdı. "Varlar ama benim hayatımda yoklar." dedi dalgın sesiyle.

"Anlatmak istersen dinlerim."

Yasemin derin nefes alarak göğsünü şişirdi. "Sarhoşken yapılan bir hatanın sonucuyum ben." dedi dudakları acı bir alayla kıvrılırken "Aşk meyvesi falan değilim yani. Annem beni doğurduktan hemen sonra yurtdışına taşındı. Dedem büyüttü beni." Yasemin Ciwan'da ki şaşkın bakışları görünce eline hafiften vurdu. "Daha hepsini anlatmadım ki ama." diyerek ceketine sarındı "Anneme kalsa beni doğurmayacaktı."

"Baban engel oldu herhalde?" dedi Ciwan.

"Yok be. Annemin babası, yani dedem eğer beni doğurmazsa mirasından bir kuruş bile vermeyeceğini söylemiş anneme. Annemde mecburiyetten doğurdu beni. Onunla ilk altı yaşındayken tanıştım." parmaklarıyla saçlarını taradı. Ciwan'ın elini avuçlarının içine koydu "Babam da" dedi balkon korkuluğuna konan kırlangıç kuşuna sıcak bir tebessüm ederken, "Anneme kıyasla daha iyiydi. Haftada bir yanıma gelirdi. Yanından hiçbir zaman ayırmadığı bir süs köpeği vardı. Bir gün ona " köpeğin gibi sürekli yanında olmak istiyorum." dedim. Cevap vermedi. Kızarıp bozardı. Karşımda lal olmuştu. O günden sonra onları olduğu gibi kabullendim." dudaklarını içine çekip bıraktı. "Az önce ne olmuş burada dedin ya..." dedi hissiz sesiyle "Erkek arkadaşımı kendi evimde, kendi yatağımda gerçek sevgilisiyle yakaladım." Çıngıraklı bir kahkaha attı. "Benden enayisi yoktur diye düşünüyorum. Bu kadar enayi olursan elbette aldatılırsın değil mi?"

SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)Där berättelser lever. Upptäck nu