Evine hoş geldin karım

434 86 0
                                    


Elektrik çoğu mahallede olduğu gibi, Baran'ın yaşadığı mahallede de kesilmişti. Zifiri karanlık bir otobüsün içinde evlerine dönerken, "Nazardan." demişti Zozan teyze sigarasını tüttürürken. Karaca en arkalarda kucağında oğluyla otururken annesinin bu sözlerine kahkahalarla gülmüştü. Yanında oturan kocası eğilip iğne oyası beyaz tülbentini yavaşça başından çekip kulağına herkesin içinde fakat kimse duymadan görmeden ona nefes almayı unutturacak şeyler fısıldayınca, Karaca'nın kahkahası yüzünde donmuş, kocasının nefesi hala kulağında geziniyormuş gibi vücudu tatlı bir hazzın içinde kavrulup seyirmişti. Kocasının sessiz öpücükleri beyaz dolgun yüzünde yol katederken, o ağzından bir ses firar etmesin diye dudaklarını mengene gibi sıkmış, o an hiç olmadığı kadar evinde olmayı istemişti.

"Bizde kalın bu gece." dedi Baran sokağa giriş yaparken "Elektrikin ne zaman geleceği belirsiz." deyip Turna'ya döndürdü başını.

"Ben geleceğime kızlar gelsin bana. Hem bir değişiklik olur." dedi Turna ortalarında oturduğu Xezal ve Melek'i yavaşça dürtükleyip, "Kalırsınız demi?"

"Kalırız niye kalmayalım ki?" dedi Melek saçlarını ağrıtan tel tokaları avucunda biriktirirken.

Turna tüm gün boyunca sessiz, dalgın olan Xezal'e, "Sen kalmak istemiyor musun Xezal?" diye sordu yumuşak bir sesle.

"En çok benim kalmak istediğime inan yenge." dedi Xezal tırnaklarıyla camı şakırdatırken. Elinde sessize aldığı telefonu çalınca iç sıkıntısı yeniden boy gösterdi. Gözlerini avucunun içinde titreyen yabancı ama kimin aradığını bildiği numaraya dikti. Yüzü taş gibi olurken sinirden tirtir titreyen parmaklarıyla numarayı engelledi. Hatta telefondan midesi bulandı. Arabayı Baran değilde yabancı bir erkek sürmüş olsaydı, telefon şu an sokakta paramparça bir halde olurdu.

"Lan oğlum ne yaptın?" dedi Sirac kucağında mışıl mışıl uyurken işeyen Fırat'a. "Bu da benim hakkım mı yani şimdi?" deyip yüzünü ekşitti.

"Alla alla hiç de yapmazdı." dedi Zeynep sessizce gülerken. "Ver istersen bana." kollarını açarak "Takımda berbat oldu." dedi hayıflanırken.

Sirac tahta kapıdan geçerken, "Bir de sen çiş olma abla." dedi.

"İpek kızım dayına şöyle bol köpüklü bir Türk kahvesi yapar mısın?"

İpek koluna girdiği dayısına sevgiyle gülümsedi, "Bir değil iki tane yaparım hem de." deyiverdi. Arkalardan kızların manalı gülüşleri kulaklarını doldurunca ne yapacağını bilemedi.

"Dayı hayırlısıyla ne zaman isteyeceksin İpek'i Sidar'a?" dedi Karaca. "Hazır hepimiz buradayken söz taksak ne güzel olurdu."

İpek'in yüzü yanıp karıncalandı. Şimdi gidip Karaca'nın saçlarına yapışmak istedi. Karanlıktı ama yanında yürüyen adamın Sidar olduğunu parfümünden tanımıştı. Onun aklından geçenlere yabancı değildi. Birden,

"O nasıl bir parfüm kokusudur öyle burnumun direği kırıldı." diye çıkıştı Sidar'a. "Şişenin kapağını açıp öyle mi döktün parfümü üzerine?"

"Öğlen çok güzel kokuyor diyen sendin ama." dedi Sidar.

Kızlar yanaklarını şişirerek hunharca güldüler. Her birinin gözleri fırıldak gibi dönüyordu yuvalarında.

"Karışma kızıma." dedi Bayram dayı oğlunu uyarır gibi.

~~

Evinin çatısında oturmuş gecenin soğuğu kemiklerine işlerken gözleri kapalı sayısız yıldızların altında şehrin kalabalığını dinliyordu Garip. Hayatında ilk defa herşey şaşırtıcı bir derecede yolunda gidiyordu. Belki de kızının masum, saf oluşundandı yaşanılan tüm bu güzel şeyler. Allah'a kızını bir daha sınamaması için dua etti. Yaşadıklarını şahit olduklarını hiçbir zaman unutmayacaktı. En mutlu olduğu anlarda birdenbire en acı görüntüler gelecekti gözlerinin önüne, bu kaçınılmazdı. Kucağındaki bebeğini sevip ninni söylerken ansızın sesi buz gibi donacaktı boğazında. Kollarındaki bebeği unutacaktı belkide. Kocasının en ufak bir yaklaşımı kapana kısılmış gibi hissettirecekti ona. Bazen eksildiğini hissedecekti. Sınanmak iyi insanların kaderinde vardı. Onlar mutsuzluğu bir nişan gibi taşırlardı göğüslerinde. Zülüf onlardan bir tanesiydi sadece. Ama hep karanlık olmayacaktı. Sonunda sislerin dağıldığı güneşin en tepede göz kırpar gibi tüm ihtişamıyla parladığı günler olacaktı. Unutmayacaktı ama bununla yaşamayı öğrenecekti. Acı... gelip gitmeyen acılar insana neler öğretmiyordu ki?
~~

SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now