Seni seviyorum

97 7 0
                                    

Sabahın yedisinde uyanmış, içi hamur dolu leğenden belirli ölçülerde hamur koparıp elinde yuvarlıyordu Zülüf. Başını kaldırıp Buke'ye baktı. Kadının başı her tandırın içine girip çıktığında korku doluyordu yüreğine İçinden şimdi içine düşecek diyordu. Buke onun içinden geçenleri duymuş gibi

"Düşmemden mi korkuyorsun kızım dedi

"Evet."

Buke tandırdan çıkardığı sıcak ekmeği yan tarafına serdiği sofra bezine koyup başını kaldırdı. Bir tutam gümüş saç düşmüştü çizgili yüzüne. "Ama insan yürürken de düşüp ölebilir öyle değil mi kızım." diye hafifçe gülümsedi.

Zülüf biraz kızardı "Haklısın teyze." diye mırıldandı.

"Gittiğinde evde yoktum ben. Pazara gitmiştik kızlarla. Ayaklarım kırılsaydı da gitmeseydim. Evde olsaydım eğer ölsem müsaade etmezdim gitmene." durdu kuru göğsünü derin bir nefesle şişirdi. Zülüf onun gözlerinin buğulandığını gördü. "Elin kadının sözüyle hareket edilir mi kızım." dedi. Zülüf anlamıyorsun diyecekti ki zor tuttu kendini. İnsanların yaşayıp tatmadığı duygular hakkında bulunmaz bir bilgin gibi konuşup akıl vermelerine öteden beri deli olurdu. Sessiz kalması karşısındaki kadının iyi niyetinden geliyordu.

İpek evden çıkıp yanlarına geldi. "Hadi gidiyoruz gelin hanım."

Zülüf "Siz gidin benim gardırop elbise dolu birçoğunun etiketi bile üstünde duruyor daha." dedi.

İpek şaka amaçlı "Ne biçim gelinsin yahu Turna seninle düğün alışverişine çıkmadı mı. Böyle eltilik olur mu kız." diye gülümsedi.

"Bu yaşlı kadının hatırı için bari git kızım."

"Ekmek bitmedi ki daha."

"Ben hallederim. Sen şimdi kalk bir güzel giyin sonra en güzel elbiseleri al kendine."

Zülüf "Peki." diyerek ayaklandı. Siyah eteğindeki unları silkip eve girdi.

"Ne çok zayıflamış." dedi Buke üzülerek.

"Hep Sirac'ın yüzünden." dedi İpek sinirle.

Aynanın karşısına geçmiş boynuna mavi fuları takıyordu Zülüf. Yatağın köşesinde oturmuş kocasına bakmadan,

"Ne hediye alacağımızı düşündün mü Sirac?" diye sordu ilgisizce.

"Ben yalnızca bizi düşündüm Zülüf. Allah aşkına öyle bakma." dedi Sirac yakarır gibi. Tüm bunların hepsini hakkettiğini biliyordu. Ama yine de dayanamıyordu.

"Nasıl bakıyorum ki?" dedi Zülüf kapıyı açmaya koyulurken. Sirac birden elini tutup kapıdan çekti. Çevik bir hareketle karısını kucakladı. Zülüf panikleyerek "Ne yapıyorsun Sirac?" dedi. Sirac cevap vermeden onu yatağa uzandırıp yüzüne eğildi. Ne güzeldi karısı. Kendini bulması için Allah'a ne kadar dua edip yalvardığını biliyor muydu acaba? "Nasıl mı bakıyorsun? Sürün öl geber der gibi bakıyorsun Zülüf hanım." Karısının nefesi yüzüne çarpınca içi bir hoş oldu. "Hak etmiyor musun?" diye çıkıştı karısı birden. "Hak ediyorum." dedi Sirac parmaklarını fuların ucuna dolayıp yavaşça çekti. "Kocanın sefil canı bin defa uğrana kurban olsun." diye fısıldadı kulağına. Boynundan ufak bir öpücük aldı. Teni ılık ve tazeydi. Sonra ayaklarındaki yaraya uzandı. Öpüp sevdi onları. Balerin olmayı bırak kendine başka bir meslek seç demeyi istedi ama sonra Zülüf'ün onu haşlayacağını bildiğinden ses etmedi. Kendini tutamayıp yine boynunu öptü. Evlendiklerinden beri ilk defa bu sabah yakındılar birbirlerine. Zülüf onun öpücüklerinden korkmuyordu. Aksine hoşuna gidiyordu. Her nefes alışında göğsü heyecanla kabarıyordu. Bir an ellerini kocasının kemikli sırtında gezdirdiğini fark etti. Kendine inanamıyordu. Kocasının nefesi kulaklarının içinde gezinince karnı alev alev yanmaya başlamıştı. "Nasıl bir kadınsın kılını bile kımıldatmadan etkisiz hale getiriyorsun beni." kocasından duyduğu sözler kadınlık gururunu okşadı.

SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now