-XI-

33 3 1
                                    

"Uyanıyor galiba"

Ağırlaşmış göz kapaklarımı zorla açıp uyku ve uyanıklık arasındaki o belirsizlikten kurtulmaya çalışırken gözlerimi açıyorum. Birkaç kez kırpıştırınca Lynn'in yüzü netleşiyor.

"Nasıl ya..." diyorum ama cümlemi tamamlayamıyorum. Sesim pürüzlü çıkıyor. Boğazımı temizlemeye çalışıyorum ama bu sadece canımı yakıyor.

"Şey..." diyorum "Biri bana su verebilir mi?"

Çenesine buz tutmakta olan Marlene plastik bir bardakta suyla yanımda beliriyor. Yerimde doğrulmaya çalışırken kaburgalarım ve karın kaslarım yanıyor. Uri arkamdaki yastıkları düzelterek oturmama yardımcı oluyor. Minnetle sağlam elimi uzatıp suyu alıyorum.

"Seni kim hastanelik etti böyle?" diyor Uri.

"Şu iri yarı transferi bile haklamamış mıydın sen?" diyor Marlene. "Çocuğun on yaşından beri dövüş dersi aldığını söylemiştin?"

"Seni tanımasam hava attığını söylerdim ama neyse ki genlerinde hala bir miktar dürüstlük olduğunu biliyorum" diyor Uri.

Cevap vermeden önce yudum yudum su içiyorum. Tahriş olmuş boğazıma iyi geliyor.

"Peter" diyorum bardağım yarılanınca ve hepsinin suratında ha-şimdi-anladım bakışı belirince gözlerimi deviriyorum.

"Buradan bakınca bayağı... kabalık etmiş" diyor Marlene.

"Onlar dürüstlükte büyüdü Mar" diyor Uri. "İncelik onlar için küfür gibi bir şey"

Kadehimi -bu durumda plastik bardak- Uri'ye kaldırıp geri kalan suyu kafama dikiyor ve "Biraz daha su versenize" diyorum. Deminden beri tek kelime etmeyen Lynn elimden bardağı alıp su getirmeye gidiyor.

"Bu arada..." yutkunurken suratımı buruşturuyorum "Siz neden geldiniz?"

"Mar'ın çenesi için gelmiştik" diyor yatağımın ayak tarafındaki demirine kollarını başının arkasına koyup rahatça uzanan Uri "Tam buzu alıp çıkıyorduk ki bir transfer seni getirdi. Adı şeydi galiba..."

"Al" diyor elime bardağı tutuşturan Lynn. "O da dürüstlüktendi değil mi?"

"Sen nereden biliyorsun?"

"Bayrak oyunu günü" dedi Lynn. "Senin Eric'le gittiğini söylemeye o gelmişti"

Eric'in adı geçince boğazıma acı bir tat yayılmış gibi hissediyorum. Suyumdan büyük bir yudum alıp dikkatle yutuyorum.

"İşte seni görünce Mar'ın aklı çıktı" diyor sırıtan Uri.

"Kız ölü gibi yatıyordu Uri!" diyor Marlene "Bütün çenesi olduğu gibi kan içindeydi ve ağzından kan damlıyordu"

"Ah, evet, o kısmı biraz ürkütücüydü doğru" diye kabulleniyor Uri.

Elim birden dudaklarıma gidiyor. Biraz şişmişler sanki. Dişlerimin bıraktığı kabarmış yara izlerine dokunuyorum. Dilimi ağzımın içinde gezdirince yanağımda ve dilimde de yaralar olduğunu fark ediyorum. "En azından dişlerim sa..." derin bir nefes alıp zorlanarak biraz daha su içiyorum ve "sağlam" diyerek cümlemi tamamlıyorum.

"Senin neyin var?" diyor Lynn.

"Hastanelik olmam dışında mı?"

"Tam da oradan başlamaya ne dersin?"

Soru sorarcasına tek kaşımı kaldırıyorum.

"Mesela, hanginiz en çok hıyarlık yaptınız demek istiyoruz" diyor Uri sırıtarak.

SIRTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang