Bölüm 1

3.3K 375 529
                                    

Heyoo yeni bölüm geldi. Bölümü şarkı ile dinlemenizi tavsiye ederim :)

Bölüme başlama tarihi ve saatinizi kaydediniz.

Oy ve yorum ile destek olmayı unutmayınız.

Keyifli okumalar dilerim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sonunda sağ salim bir şekilde havaalanına gelmiş ve kendileri için özel hazırladıkları uçakla İstanbul'a doğru yola çıkmışlardı. İstedikleri olmuş ve planları işlemişti. Demet'in aylardır ilmek ilmek işledikleri, bugün kendisini göstermişti.

Hüzünlü bir bakış attı son kez sevdiğinin şehrine. Gözünden bir damla yaş süzüldü. Son kez arkasını döndü ve ardından gelmesini istediği adamı aradı gözleri. Tam döneceği esnadaysa onu gördü...

***

Günümüz

Ah Mardin... Kanlı Mardin... Taşı toprağı kanla bulanmış, her evden ah sesleri yükselen Mardin. Neden? Kana bulanmış, taşı toprağı kan olan bir şehirden kime ne hayır gelebilirdi ki kendine de hayır gelmesini bekledi? İçindeki yangını biraz olsun söndürmek için derin nefesler aldı. Biraz sakinleyince buraya her geldiğinde yaptığı gibi annesinin en sevdiği şarkılarını söylemeye başladı.

Musa Eroğlu'nun Mihriban türküsünü söyledi. Annesi bir kızı daha olsa adını Mihriban koyardı emindi. O zamanlar yeni çıkan ve annesinin çok sevdiği, Onur Akın'ın seslendirdiği yağmur yüreklim türküsünü söyledi. En son annesinin adını koymasına ilham olan o türküyü içli içli söyledi. Söylerken biraz ağlar gibi oldu. Durdu, kendini toparladı ve sonra devam etti. Tekrar bir kere daha söyledi...

Erkan Oğur'un Zeynebim türküsünü söylemeyi ne çok severdi. Zeynebim Zeynebim dedikçe annesinin sesini duymayı ister ama asla duyamazdı. Hayat bazı insanlara fazla acımasız değil miydi?

Söğüdün dalları narindir narin

İçerim yanıyor dışarım serin

Zeynebi bu hafta ettiler gelin

Zeynebim zeynebim allı zeynebim

Güzeller içinde şanlı zeynebim

Sözlerde eriyip gidiyordu. Bir türkü yıllar boyunca dinlendiğinde bile aynı etkiyi bırakabilmesine Zeynep şaşırıyor ama seviniyordu. Annesinin ismini koymasına vesile olan, abisinin saçlarını okşayarak ona mırıldandığı türkü...

Zeynep duygusal bir kadındı. Duygularında ne hissediyorsa o an onu yapardı. Bazen pişman olurdu ama yine de duygularıyla hareket etmekten vazgeçmezdi. Savaş ile bu konuda asla anlaşamazlardı.

Zeynep oturduğu taşın üzerinde gözünden akan yaşları silerek son kez uçuruma doğru baktı. Uzun siyah saçlarını arkaya atarak ayağa kalktı. Elindeki gülü uçuruma yollayarak "Seni çok özledim anne" diyerek arkasını döndü.

Yan tarafta bir kafe vardı ve birkaç kişi oturuyordu. Zeynep kimseyi umursamadan kendisini bekleyen araca doğru ilerledi. Kafeye bakmamak için uğraşıyor ama yine de içinden bir his oraya bakması için zorluyordu.

Sanki bir bakış onu çekiyor gibi dönmüş ve karşısındaki adamla göz göze gelmişti. Karşısında karakaşlı, kara gözlü, esmer, kirli sakallı ve yakışıklı bir adam vardı. Bir süre göz göze kalakaldılar. Zeynep içinde hissettiği heyecan ile önüne dönerek tekrar karşısındaki adama döndü. Bu sırada karakaşlı yağız delikanlı kadını izliyordu.

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now