Bölüm 28

769 100 9
                                    

Heyoooo yeni bölüm geldi

Oy vermeden geçmezseniz sevinirim.

Satır aralarına yorumlar atıyoruz artık...

Keyifli okumalar dilerim.

~~~~~~~~~~

Zeynep o an artık öleceğine emin bir şekilde cenin pozisyonuna geçmişti. Kendisini savunmayı bırakalı çok olmuştu ama bugün daha farklıydı. Anne özlemi ile artık ölmeye bile hazırdı.

Kabulüydü!

Ölebilirdi...

***

Sonunda yorulduğu için durunca, Zeynep sessizce ayağa kalkarak odasına gitti. Sızlayan vücuduyla duşa girerek yatağına yattı. İki saat sonra ise yanına gelen çalışan yardımı ile kalkarak abisiyle konuşmaya gitti.

Havva Hanım her zaman yanında durur ve abisine yanlış bir şey söylemesine engel olurdu. Zeynep ise abisi ile konuşurken, acısı bile dinmişti. Bir ara eve gelen Mehmet ağanın sesi ile yanından ayrılan Havva'nın gidişini şans gibi gören Zeynep abisinin konuşmasını böldü.

"Abi, sen beni herkesten korur musun?" diye sorunca Savaş şok olmuştu. Konuşmasını bölmek gibi bir saygısızlık yapmayan kardeşinin bu tuhaf sorusu ile dondu kaldı. Kendisini toparlamaya bile fırsat vermeden kardeşine cevap verdi.

"Her şeyden ve herkesten korurum tabi ki ama neden sordun? Bir şey mi oldu Zeynep?" diyerek kardeşinin bu soruyu neden sorduğunu merak etti.

"Silahlardan da koruyabilir misin?" dediğinde Savaş tarumar olmuş bir bedenle sendeledi. Bu soruları soran kardeşi daha on üç yaşındaydı. Yirmi yaşında olan bu adamı bu hallere getiren bu soruların altındaki nedeni öğrenecekti.

"Evet. Silahlar korkulacak şeyler değil. Ben yanındaysam korkmana asla gerek kalmaz. Zeynep, beni korkutma. Bir şey olduysa söyle abim" diyerek kardeşine baskı yaptı. Ne olduğunu duyana kadar da o baskı devam edecekti.

"O zaman sen nasıl abisin. Gelip beni alsana. Hiç mi hissetmedin kardeşin dayaklar yerken. Öldürecekler beni!" diyerek gözünden akan yaşları durdurmak için tavana bakarak gözlerini kırpıştırdı.

Savaş duydukları karşısında telefonun yanındaki sandalyeye oturmuştu. Eli ayağı titriyordu. Kardeşi dayak bile dememişti. Dayaklar demişti... Çok mu dayak yemişti. Öldürecekler demişti.

Öldürecekler!

Öldürecekler!

Öldürecekler!

Bu ses yankılandı bir süre beyninde. Eli ayağı titrerken, Zeynep'ten bir cümle daha geldi. "Abi geliyor. Anlamasın, beni öldürür!" dediğinde kardeşiyle olan durumu hızla netleştirmesi gerekiyordu.

"Abim, şimdi seninle bir oyun oynayacağız ama bunu o kadın anlamayacak tamam mı? Şimdi sana anlatacağım ve sende bunu yaparak bana neler olduğunu anlatacaksın" diyerek kardeşinden bir cevap bekledi.

"Biliyorum abi!" diyerek kardeşinden gelen sesle az çok ne yaptığını anlamıştı.

"Şimdi ben sana sorular soracağım ve sende bana Evet veya hayır ile başlayan cümleler ile bir cümle kuracaksın. Bahar'dan bahsediyor gibi veya İstanbul'a gelmekle ilgili konuşuyormuş gibi yapacaksın. Anladın mı güzelim?" diyerek kardeşinin cevabını bekledi.

"Biliyorum. Bahar'la o oyunu oynamıştık. Gelince seninle de oynarız" diyerek cevap verince derin bir nefes aldı. Zeynep'in anladığını belirtince rahatladı.

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now