Bölüm 22

858 119 17
                                    

Heyoooo Sizlere yeni bir bölümle geldim.

Sol alt köşedeki yıldıza basarak destek olmayı unutmayınız.

Satır aralarını yorumsuz bırakmayın şekerlerim.

Keyifli okumalar dilerim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Mehmet ağanın gözleri dolmuştu. Ateş ise bu kızın ne demek istediğini anlamıyordu. Dedesi ve babaannesi öldüğünde evden çıkmıştı. Korkmuştu ölülerden. Hatta hala o odaya giremiyordu.

Sonunda kendisini yatıran babasından hikâye istediğinde babası hikâye anlatmıştı. Havva Hanımın onları izlerken sinirleri bozulmuştu. "Bu kız nereden çıktı şimdi!" diyerek öfkeyle odasına gitmişti.

***

Ömer, Zeynep'in annesinin yaşadıklarını öğrenmişti ve annesinin hikâyesine üzülmüştü. Bir kadının anne oluşuna kıyamamıştı. O değil miydi ki vücudunda kanser hücreleri büyürken çocuğu için yaşamaya çalışan?

Bu dünya böyle zalimdi. Bazı insanlara doğuştan, bazı insanlar ise sonradan zalimleşirdi hayat. Bazen de hiç zalim olmadan yaşatırdı gül bahçesinde. Dünyanın kötülüğünü temizlemekte önce kendi kalbimizi temizlememizle gerçekleşebilir.

"Demek seni çok üzdüler?" diye mırıldandı Ömer. Demet için üzgünlüğünü anlatacak bir sözü yoktu. Kelimeler ona kifayetsiz kalacaktı. Zeynep ve Ömer sarılarak biraz kendilerine gelmeye çalışmışlardı.

"İşte benim annemin hikâyesi böyle." Zeynep derin nefes alarak, Ömer'in gözlerine bakmıştı. Kendisine duyduğu hisleri anlamak istiyordu. Ömer'in gözlerinde gördüğü duygular; hüzün, kızgınlık ve sevgiydi.

Saat kahvaltı için uygun olduğunda birlikte arabaya binerek Bahar'ların evlerine gittiler. Bahar'ların durumu çok iyi olmadığı için evleri biraz küçüktü ama gönülleri kocaman bir aileydi. Mütevazı aile herkesi mutlu etmeye çalışarak ağırlıyordu.

Kahvaltı bittikten sonra kahveleri yudumlarken muhabbete başlamışlardı. Hamit Bey ise fazlasıyla durgundu. Ömer ağa artık söze girmesini isterken Hamit ağa onayla başını salladı.

Hamit odasına giderek aldığı zarfı getirdi. Önlerine koyduğu o sarı zarfın içinden Ömer ve Zeynep'e ait resimler çıkınca, Savaş'ın eli yumruk haline gelmişti. Parmakları beyazlaşırken elini dizine çekerek sakinleşmeye çalışmıştı.

"Mehmet ağamın yanından çıkarken, Ateş ağamın sesini işitmiştim. Anasıyla konuşurdu. Bugün toplanacak olan aşiretler toplantısında Ateş ağa berdel isteyecek!" dediğinde Berfin'in ağzından bir hıçkırık çıkmıştı.

"Zeynep Hanımıma karşılık, Berfin Hanım!" diye eklediğinde sessizlik hâkimdi. Ne olacağı bile konuşulamıyordu. Ömer ağa ayağa kalkınca Bahar, ailesi ve Berfin ayağa kalkmıştı. Zeynep'te ayağa kalkarak Ömer'e saygı gösterirken abisini de kaldırmaya çalıştı. Savaş'ın kalkacak hali kalmamıştı. Berfin için endişesi vardı.

Hep birlikte evden çıkarak Demirhanlı konağına gitmişlerdi. Avluda oturup konuşmaları gerekirken, sessizce oturuyorlardı. Ömer ağa çare düşünürken, Savaş berdelde Berfin ve Ateş'in evlenme fikrine çare aramıştı.

Kendisi ile berdel olamazdı çünkü aşirete bağlı değildi.

Savaşacaktı!

Ömer ağa ise Zeynep'le evlenmeyi istiyordu ama "Ben ne bedel olurum ne de berdel!" dediğini duyduğu kadınla berdel ile evlenmek istememişti. Kaldı ki berdel bozulabilirdi ama Ömer ağa Zeynep'i asla bırakmazdı.

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now