Bölüm 14

995 169 30
                                    

Heyoooo ben size yeni bir bölümle geldim.

Satır aralarını yorum ile doldurmayı unutmayınız.

Keyifli okumalar dilerim.

~~~~~~~~~~~~~~

Zeynep ve Ömer sessizce arabadan inerken Zeynep, sessizce ilerlediği için Ömer ağa da peşinden gitmişti. Adamları geride bırakarak ilerleyen Ömer ve Zeynep, Zeynep'in geldiği yerde son bulmuştu. Ömer Zeynep'e bakarken sessizce izlemeye başlamıştı. Zeynep ise geçmişin yükünü omuzlarına alarak derin bir nefes almıştı.

16 yıl önce

Yıllar sonra Demet'in ölüm haberini aldığında nefesi kesilmişti sanki. Ölüm ile sonsuza dek ayrılmışlardı artık. Dünyanın en merhametli, en sevgi dolu kadını bile ölmüştü. O an ölmek istedi Mehmet ağa ama aklına kızı gelmişti. Kadınının kopyası kızı. Ona tutundu.

Beş altı ay sonunda Zeynep'in de iknaları sayesinde kızını Mardin'e getirmişti. Mardin'de kaybettiği kadını bulmuş gibi yüzü gülmüştü Mehmet'in. Kızına sarılır, öperdi. Zeynep meraklı bir kızdı ve her şeyi sorardı. Mehmet ağa ise asla sıkılmaz her soruya sabırla cevap verirdi.

Bir gün yine İstanbul'a gitmişti Mehmet ağa. O gün Zeynep ve Havva yalnız kalmıştı. Ateş okula gidince Havva Zeynep'i yanına çağırmıştı. Küçük kız gülen yüzüyle gelince elinden tutarak bu ağaçlık alana getirmişti. Zeynep ise o zamanlar ağaçları çok severdi. Dağ evi ve ağaç evlerine bayılırdı.

Havva Samyeli şoförüne verdiği işaretle getirdiklerini dizmesini izlediler. Birkaç taşın olduğu yerde şişeler dizilmişti. Zeynep ise sormak istese de sormadan sessizce izliyordu.

Havva Hanım ise şoförü yerine yollayarak eline çantasından çıkardığı silahı alarak şişeyi hedef aldı. Daha ilkini vurmuştu ki Zeynep korkudan altına kaçırmıştı. Pantolonu ıslaklığı belli ederken Havva ikinci şişeyi de vurmuştu. Havva Zeynep'e döndü. Onun bu halini görünce keyiflenmesi katlanarak artmıştı.

"Ne o? Korktun mu?" diye sorarken keyifli bir şekilde gülümsüyordu. Zeynep Havva'nın gülümsemesini yanlış anladığında gülümseyerek başını sallamıştı. Havva ise kızın yüzünün güldüğünü görünce yavaşça silahı kıza döndürdü. Zeynep'in gülen yüzü solarken Havva memnun kalmıştı.

"Abini, dayını, dedeni, anneanneni ve babanı seviyor musun Zeynep?" diye sordu Havva. Zeynep konuşmak istese de silahı gördüğü için korkmuş bir halde sadece başını sallamakla yetinmişti.

"Onları düşün ve şişelere bak!" dediğinde Zeynep gözlerini sadece Havva'ya dikmişti. Ne yapacağını bilmeden öylece baktığı kadının "Bak dedim sana!" diye bağırışını duyunca kafasını hızla şişelere çevirmişti.

Havva memnun bir ifade ile şişelere dönerken "Abin için!" diyerek bir şişe, "Dayın için!" diyerek başka bir şişeyi vurarak paramparça etmişti. Tüm herkesi sayarak şişelerin patlayışını izlettiği küçük kıza baktığında korkudan donup kaldığını anlamıştı.

Zeynep'i kendine çevirerek "Babandan uzak duracaksın. Onunla vakit geçirmeyeceksin. Bizim hayatımızdan onu almayacaksın. Sessizce bir köşede yaşayacaksın!" diyerek sarsmıştı.

Zeynep'in gözlerinden yaşlar yuvarlanırken sadece başını sallamıştı. Havva silahı çantasına koyarken arabaya doğru ilerlemişti. Zeynep ise titreyen bacakları ile yavaşça peşinden gitmeye yeltendi. Arabaya binen Havva ise onu beklemeden yola düşmüştü.

Zeynep yalnız kalmaktan korktuğu için arabanın peşinden koşmaya başlamıştı. Yolda biraz koşmuştu ki artık ayakları birbirine dolanmıştı. Aslında yüz metre anca koşmuştur ama bir kilometre koşmuş gibi yorulduğu için yere kapaklanmıştı.

Annemin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin