Bölüm 40 (Final)

1.4K 106 27
                                    

Heyoooo yeni ve son bölüm. Final bölümüne hoşgeldiniz.

Yıldızlara basmadan bölüme geçmeyelim.

Bu bölümü @asffghzxcvbb isimli okuyucuma ithaf ediyorum.

Satır arası yorumları bekliyorum.

Keyifli okumalar dilerim şekerlerim

~~~~~~~~~~~

Gün Demirhanlı konağına erken doğmuştu. Zeynep, bugün tepede yapılacak kahvaltı için hazırlanıyordu. Günlük rutinlerinin ardından hızla üzerini giyinmiş ve Ömer ağanın kalkması için yanağına öpücükler bırakmıştı. O malum geceden beri, her sabah böyle uyandırırdı kocasını.

Hızla odadan çıkmış ve katlarında bulunan çocuk odalarını ziyaret etmişti. Bekirhan tıpkı babası gibi, çatık kaşlı bir çocuktu ama annesi gibi de güne erken başlardı. Bekirhan'ın uyanarak üzerini giyindiğini gördüğünde, gülümsedi.

"Küçük ağam, uyanmışsın! Aferin benim oğluma." Zeynep oğlunun yanaklarından öpmüştü. Bekirhan ne kadar çatık kaşlı bir erkek çocuğu olsa da, annesine hep gülerdi. Annesi onun dünyasıydı ve Bekirhan bu dünyada annesine en düşkün çocuk olabilirdi.

Dokuz yaşında, uzun boylu, karakaşlı, kara gözlü, esmer ve güçlü duruşu vardı. Dedesi ve babası gibiydi. Dokuz yaşında olmasına rağmen olgun bir yapısı vardı. Ağır hareketleriyle şimdiden kendine küçük ağa dedirtiyordu.

Yürürken herkesi titreten bir asaleti vardı. Şimdiden bütün ağaların korkacağı ve boyunu aşan konuşmaları vardı. Zeynep'in içindeki tüm zorluklara rağmen hayatta kalan, güçlü oğlu, hayatta da güçlüydü.

Zeynep diğer odaya geçerek diğer çocuğunun ne yaptığına baktı. Annesine benzeyen Baran, babasından uykuculuğunu alabilirdi. Kalkmak istemese de annesinin zorlamasıyla, Baran'da artık yataktan kalkmıştı.

Boyuna oranla hafif uzun, neşeli, karakaşlı, esmer ve muzip bir havası vardı. Oyun oynamayı, şakalaşmayı ve yaramazlıklarıyla kendini belli ediyordu. Bekirhan ve Baran arasında çok bir yaş farkı yoktu. Huyları birbirine benzemeyen iki kardeşin tek ortak noktası, annelerine olan düşkünlükleriydi. Baran'ın bir ikizi vardı ama kader onu ailesinden ayırmıştı.

Zeynep Baran'ın giyeceklerini hazırlarken, Baran'da sabah rutinlerini yapmaya gitmişti. Oğlunun hazırlanması için odadan çıkarak, kızının odasına gitti. Vefat eden kızı, dünya saatiyle otuz altı saat yaşamıştı. Yoğun bakımda yaşam mücadelesi vermiş ve sonunda Zeynep, kucağına alamadığı bebeğinin cenazesini almıştı.

Artık ölüm görmek çok zordu ama onu evde bekleyen bir oğlu ve yanında yaşam mücadelesinden, zaferle kurtulmuş bir bebeği vardı. Zorda olsa dik durmak istiyordu. Evladını hiçbir zaman unutmamıştı. Üç senenin sonunda, bir kız bebeği müjdesi gelmişti.

Zeynep kızının odasına girerken, 4 yaşındaki kızının orada kendine ne giyeceğini seçmekle uğraştığını gördü. Eline aldıklarını üzerine tutarak aynaya bakıyor ve kendini değerlendiriyordu. Hafna dış görünümüne önem veren bir kızdı.

Annesi gibi beyaz tenli, beyaz tenine tamamen zıt kaşları ve uzun siyah saçlarıyla, güzelliğiyle dillere düşeceğe benziyordu. Zeynep kızına giyecekleri konusunda yardım ettikten sonra, hızla saçlarına geçmişti. Zeynep Hafna'nın kıyafeti ve saçları düzgün olmadığında, odadan bile çıkmayacağını bildiği için güzel bir saç yaparak kızını dışarı çıkardı.

Ömer, ailesine bakıyordu. Yıllar çabuk geçmiş ve çocukları hızlı büyümüştü. Tüm bu süreç içinde, Zeynep ile büyük aşkı hiç bitmemişti. Hala ilk günkü gibi seviyor ve heyecan hissediyordu.

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now