Bölüm 39 (Finale bir kala)

762 86 11
                                    

Heyoooo Yeni bölüm geldiiii

Oy vermeden geçmezseniz sevinirim. Yıldızlanalım istiyorum.

Binale bir kala, Satır araları yorumları bekliyorum

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim ve böceklerim.

~~~~~~~~~~~

Hastanedeki hemşirelerin verdiği eğitimlerle konuyu öğrenmiş ve annesizliği daha derinden hissetmişti. Anneannesi Hande Hanım bile kendine kızıyordu. Torunu regl bilmiyordu. O kadar yok sayılmış ve dövülmüştü ki, ruhu yara bere içindeydi. Bedeninde ki morluklar bile çok şiddetliydi. Haftalarca geçmeyen morluklar, herkesin kendini sorgulamasına neden olmuştu.

***

Mehmet ağa o günü hatırlamıyordu. Oğluna hayır dedikten sonra konakta Ateş'le oynamış olmasına yanıyordu. Zeynep'in ise gittiği günü asla unutmuyordu. Savaş ise yıllar geçmesine rağmen o günü adım adım hatırlıyordu. Yaşadığı o tarifsiz acıyı, annesiyle ağladığı zamanı...

"Ben babamla asla yaşamadım bunları. Doğrudur babalık konusunda iyi değildim ama seninle oynamadığım oyunu, onunla da oynadıysam özür dilerim. Sevgi içten gelir. Ben bunu göstermekte iyi değilim. Belki o gün Ateş topu attıysa karşılık verip gitmişimdir."

Savaş tatmin değildi. Kardeşinin kandırıldığını düşünüyordu. Babasına zerre inanmıyor ama kardeşini de yalnız bırakmak istemiyordu. "Annemi çok sevsen, o kadın olmazdı. Mecbur kalsan, o çocuk olmazdı. Hadi hepsi oldu, diğer ölen çocukların! İki bebek düşürdü o kadın. Senin bebeklerini..."

Savaş'ın Mehmet ağaya tahammülü bile yoktu. İnandırıcı bulmuyordu. Zeynep ise daha yapıcı olmak istiyordu. Annesi ve kendi yaşadıklarına bakınca, fazla zorlu süreçlerden geçmişti. Annesi, dedesi, anneannesi ve dayısı...

Hepsi ölmüştü. Ve Zeynep Ömer'in, "Hayat ertelenmeye gelmez" sözünü mırıldandı. Savaş ve Mehmet ağa duymuş ama sessiz kalmıştı. İki adamın buna verecek tepkisi yoktu. Mehmet ağa ise içinden gelen güzellikleri anlatmaya çalışıyordu.

Zeynep, gerginliği hissederek konuyu değiştirmek istedi. "Anneme şarkılar söylermişsin. Anneme söylediğin şarkılardan söyler misin?" Mehmet ağa özlemle, Demet'i gördüğü yere baktı. Anılarında yol almaya başladı.

Anılarında en çok söylediği şarkıyı mırıldanmaktan bir adım öteye geçmiş, kızı için söylemeye başlamıştı. Savaş ise annesinden duyduğu bu şarkının sözlerini hatırlıyor ve gözlerinden yaşlar yuvarlanıyordu.

Savaş'ın yaraları kanıyordu. Babasının söylediği bu şarkı, bir zamanlar Demet'ten oğluna ninni diye okunuyordu. O zamanlarda bile bildiği bir şey vardı. Annesi, babasına hep âşık bir kadındı.

Hastalıklı bir aşk...

Demet Mehmet'i, Mehmet ise Demet'i dinlemeyi çok severdi. Mehmet ağanın sesi çok güzel olmasa da, Demet dinler ve kendini dünyanın en güzel kadını hissederdi. O zamanlarda, Havva ne yaparsa yapsın Demet ve Mehmet'in arası bozulmayacak gibi olurdu.

Eylem Aktaş'ın kömür gözlerin şarkısı, Zeynep'te annesinin kömür gözlerini hatırlatmıştı. Kendisini tanıyamayacak kadar hasta, yemek yiyemeyecek kadar bitik ve içtiği suyu bile sindiremeyecek kadar kötü...

Zeynep, annesine ağladı. Sanki bir veda yaşanıyor gibi içli içli ağladı. Savaş kardeşinin omuzlarından tutuyor ve kulağına "Bebeğini düşün!" diye mırıldanıyordu. Mehmet ağa ise sonuna gelmişti.

Mendilinde kimin ismi oyalı

Bilemedim senin aslın nereli

Söyle güzel ben de olam oralı

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now