Bölüm 21

905 115 29
                                    

Heyoooo Sizlere yeni bir bölümle geldim.

Sol alt köşedeki yıldıza basarak destek olmayı unutmayınız. 

Satır aralarını yorumsuz bırakmayın şekerlerim.

Keyifli okumalar dilerim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah evin çalışanının gelmesiyle Savaş'ın evde olmadığı anlaşılmıştı. Mehmet ağa arandığında hızla gelmiş ve tüm olanları öğrenmişti. Tüm çalışanları evden göndermiş ve karısının odasına çıkmıştı.

Bir not!

Veda...

***

Zeynep derin nefesler almaya başladı. Annesinin yaşadıkları, kendi yaşadıkları kadar ağır ve zordu. Ömer ise elinden geleni yapmak istiyordu. Sabırlı bir adamdı Ömer ağa ama ilk defa sabretmek bu kadar zordu.

Zeynep biraz daha anlatmak istiyordu. Annesinin hikâyesinden daha da kötüleri gelecekti ve bunları anlatmak, geçmişin anılarından kurtulmak istiyordu. Ne kadar anarsa, o kadar kendine yapışacakmış gibi hissediyordu. Gözlerini kapattı ve başka bir anıyı anlatmaya başlamıştı.

17 Yıl Önce

Demet bir ayda iki kere kemoterapiye girmişti ve aldığı hormon ilaçlarından dolayı bebeğini emzirememişti. İki gün ise görmesine izin vermedikleri bebeğini özlüyordu. Mehmet ağa ise her hafta gelerek kızını ve Demet'i görüyordu.

Bu süreçte Savaş asla babasını görmek istememişti ama kardeşine sevgi ile bakıyordu. Babası yokken sürekli kardeşinin yanına gelerek " Ne zaman büyüyeceksin kardeşim?" diyerek onunla konuşuyordu.

"Ömer gibi küçücük!" diyerek kardeşini seviyor, arada kucağına istiyordu. Kardeşine sarılıp onunla oyun oynamayı bekliyordu. Bir yandan da kıskandığı için annesine "Ben bebekken de babam sürekli gelir miydi?" diye soruyordu.

Annesi ona babasının onu çok sevdiğini söylese de asla inanmıyordu. Çünkü oğlu ile ilgilenmeyen adam onu seviyor gibi de hissettirmiyordu. Bir gün Ateş'le görmüştü babasını. Onunla futbol oynayan adam, Savaş'la hiç futbol oynamamıştı.

Zaten futboldan nefret ediyor olmasının sebebi ise o gün babasının Ateş'le oynadığı gündü. Bir çocuk haliyle kendisi ile de oynamasını istediğinde işim var oğlum cevabını almıştı. İşte Savaş o gün futbola küsmüştü.

Mehmet ağanın ailesi, sürekli Mehmet ağaya o kadını öldürmesini isteyerek baskı yaptığı için ne yapacağını bilmiyordu. Bir gün Bekir Demirhanlı ile denk geldikleri çay bahçesinde konuşurlarken konu Demet'in kaçışına gelmişti.

Mehmet ağa işte o gün hayatının iyiliğini yaparak Demirhanlı'ya her şeyi anlatmıştı. Demirhanlı da ona yardım için tüm herkesin ağzını kapayarak arkadaşının itibarını korumuştu.

Mehmet ağanın ailesi bile artık sessiz olmaya çalışmıştı çünkü herkes Demet'in kanser olduğunu biliyordu. Sürekli gitmesine serzenişte bulunsalar da artık engel olamıyorlardı. Mehmet ağa ise küçük kızına ve annesine destek olmak istiyordu. Oğlunu da görmek isteyen Mehmet ağa ise hep reddediliyordu.

Mehmet ağanın içinde o zamanlar Demet'ten sonraki yaraydı oğlu Savaş. Çünkü daha yedi yaşında ama kendisinden nefret eden bir çocuktu. Tam da dayısına benziyordu. Demet hanımın ise tedavisi iyi gidiyor gibiydi.

Hormon tedavileri kesilince kemoterapiden kırk sekiz saat sonrasına kadar göremediği kızı da artık büyümeye başlamıştı. Zeynep farklı bir çocuktu ama annesinin kopyası gibiydi. Mehmet ağa bu duruma sevinmişti çünkü Demet'e sana benzeyen kızımız olsa dediği günleri anımsamıştı.

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now