Bölüm 33

780 87 4
                                    

Oy vermeden geçmezseniz sevinirim.

Satır aralarına yorum bırakırsanız, sizinle orada buluşuruz.

Keyifli okumalar dilerim.

~~~~~~~~~~

Zamana bırakmayı tercih etti. Havva'dan ise hep uzaktı. Konuştuğuna cevap vermez, sesini duymaz olmuştu. Demet'le yaşadıkları odaya yerleşmiş ve artık odalarını ayırmıştı. Artık ne ona koca, ne de ondan bir kadınlık beklerdi.

Bazı şeylere oğlu için susacaktı ama fazlasını yapmak ona zordu. Fazlasını kimsenin beklemesine de izin vermeyecekti. Gün gelecekti ve Havva'dan da intikamını alacaktı. Peki, bunu nasıl yapacaktı?

***

Ömer duyduklarını, aklı almıyordu. Bunun vahşet olduğunu düşünüyor sevdiği kadının annesi için üzülüyordu. "Fidan Hanım! Bunu tekrar konuşacağız. Yüzleşme olacak ve o toplantı bitmeden seni buradan göndereceğim. Başka bir ülkede, başka kimliklerle yaşayacaksınız.

Ömer ağa söylediklerinin ardından arkasını dönerek arabaya doğru ilerledi. Kendini tekrar tepede bulmuştu. Yaşananlara isyan edecek kadar öfkeliydi. Yanı başında kadınlar eziyet görüyordu. Yanı başında öksüz çocuklar eziyet görüyordu.

Ömer kendine kızdı. Duymadıklarına, görmediklerine kızdı. Kör olduğu, sağır kaldığı hayatların varlığı içini geziyordu. Bir ağa mazlumu, öksüzü, yetimi göremeyecekse ne hükmü vardı o ağalığın.

Beyliğin!

Beylerbeyliğinin...

Hava tamamen kararmıştı. Artık Savaş'ı çağırmanın zamanı gelmişti. Zeynep'e söyleyecekse, Savaş'la birlikte yapacaktı. Cebinden telefonu çıkararak Savaş'ı aradı. Ertesi gün tatilleri bitiyordu ve Savaş, Mardin'e gelecekti.

Ömer bu durumla başa çıkmakta zorlanıyordu. Zeynep' e yalan söylemek istemiyor ama birden de anlatmaya çekiniyordu. Zeynep'in bu duruma vereceği tepkiyi ölçemiyordu. Ömer bu denli etkilendiyse Zeynep çok daha fazla etkilenebilirdi.

Ömer Demirhanlı konağına geldiğinde akşam yemeği masası kurulmuştu. Ömer'in de katılmasıyla akşam yemeği güzel geçmişti. Herkes muhabbet ediyor ve gülüyordu. Demirhanlı konağından mutluluk sesleri geliyordu.

Herkes günü bitirmek için kendini Uykunun tatlı kollarına bırakıyordu. Herkes uykuya dalarken Ömer ağada uykusuz bir geceye hazırlanıyordu. Zeynep'e sarılarak onun kaderine ağlamıştı. Bir süre sonra kuşlarının yanına giderek biraz dinlenmek istemişti ama Ömer ağa hiçbir yere sığamıyor gibi hissediyordu.

Zeynep'in yanına geri dönmüş ve onun verdiği huzuru, hiç kimse veremiyordu. Zeynep uykusunda kâbus görmeye başlamıştı. Derin derin nefesler alıyor, yaşadığı o kötü günü unutamıyordu.

Zeynep birden uyanmıştı. Ömer'in sarılarak sakinleştirmeye çalışıyordu. İçindeki o korkular onu, karanlık bir kâbusa mahkûm ediyordu. Ömer'in kollarının arasında olmak Zeynep'e çok iyi geliyordu.

Ömer sarılınca; içindeki fırtına diniyor, karanlığına güneş doğuyordu. Ömer'in gücü, iç dünyasında da büyük ve etkiliydi. Zeynep biraz daha sakinleştiğinde, Ömer komodinin üzerinde duran suya uzandı. Zeynep artık tamamen iyi hissettiğinde, güneş ışıkları odaya süzülüyordu.

Zeynep kendini duşa attığında, Ömer ağa ise çalan telefonunu cevaplıyordu. Savaş ve Berfin inmiş ve araca binmişlerdi. Ömer düşünmeye başlamıştı. Savaş'a anlatacakları, Savaş'ın tepkileri, Zeynep'e anlatacakları, Zeynep'in vereceği tepki ve toplantı... Sonrasında rahat bir nefes alacak ve mutlu olmak için çabalayacaklardı.

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now