16❄️Korkuyorum

2K 146 84
                                    

Yine geldik ❄️

Bu bölüm Yağız Çakıroğlu'ndan💥

İyi okumalar

Yağız Çakıroğlu

Zile basıp beklemeye başladım. Çağlar'ın rahatını bozmanın vakti geldi de geçiyor.

Gözlerimi bahçede gezdirdiğimde küçük beyaz arabanın sağ ön tekerinin bitişiğinde taş dikkatimi çekti. Nasıl park edilmiş? Tekerine zarar verir.

"Buyrun?"

Başımı çevirdiğimde ikizlerden birini gördüm. Aklıma tuzlu su geldi. Bu kız mı verdi acaba? Her neyse. İkisi birbirine benziyor zaten.

"Abinle işim var. Çağırır mısın?"

Kaşlarını çattı. Anlamak ister gibi gözlerini kırpıştırdı hemen ardından. Baştan aşağı üzerimi süzdüğünde boğazımı temizledim. Gözlerini yüzüme çevirdi. İlk defa mı eşofmanlı biri görüyor? Şaşkın kız.

"Beni anladın mı?" dedim bastıra bastıra. Göz kontağı kurdum. Bana bakmaya devam ediyor. Dudaklarımı aralayacağım vakit ince sesiyle duraksadım.

"Çok şükür anlama kıtlığım yok da yangından mal kaçırır gibi. Rumeysa hiç senin gibi değil. Arkadaşımın dayısı olmasan kapıyı suratına kapatmıştım." deyip gözlerini devirdi. Kesin bu verdi tuzlu suyu bana.

Arkasına döndüğünde atıldım.

"Acelemiz var. Hem senin adın ne?"

İfadesiz yüzüme baktı. Göz kırpıp başımı iki yana salladım. E hadi. Tepki ver.

"Menese." deyip kaşlarını çattı. Ne değişik isim.

"Menese..." dedim kendi kendime mırıldanarak. "Menese."

Unuturum kesin. Aklımda kalmaz.

"İsmimi ezberlediğine göre abimi çağırabilirim." dedi ciddiyetle. Yalancı gülümseme yerleştirdim dudaklarıma. Çok oyaladı bu kız beni.

İçeri gitti. Biraz beklememin ardından Çağlar geldi.

"Hoş geldin, Yağız. İçeri gelsene. Ne acelen var?" dedi alayla gülerek. Hemen hemen aynı boyda olduğumuz için çocuk muamelesi yapamıyorum.

Elimi omzuna getirdim sertçe. "Hoş buldum." deyip gözlerimi üzerine çevirdim. Pantolon ve gömlek. Mübarek şirket yönetiyor.

"Üzerine rahat bir şeyler giy. İşimiz var."

Omzundan elimi çekti. "Rahatım böyle. Ne işi-"

"Sen fotoğrafçı değil miydin? Şirket mi yönetiyorsun? Eşofman giy, gel. Çok bekletme beni."

"Böyle rahatım, dedim. Uzatma."

Üzerimi düzeltirken derin nefes aldım. "Kendin bilirsin." deyip başımı kaldırdığımda konuştu.

"Anahtarı alıp geliyorum-"

"Arabaya gerek yok." dedim sırıtarak. Kaşlarını çattı. Arkamı dönüp yürüdüm. "Sallanma, gel hadi."

___

"Ne oldu, yoruldun mu?"

Elimin tersiyle alnımı silip kendimi banka attım. Çağlar nefes nefese kalmış hâlde gülerek yanıma oturdu. Sen neymişsin be.

"Koşuyorduk, ne oldu?" deyip sırtıma vurdu. Omzundan ittirdim.

"Sus lan." deyip kaşlarımı çattım. Durmadan gülüyordu. Şu an ben gülüyor olmalıydım.

Yanımdan kalktığında sırıtıyordu hâlâ. İki şişe su ile yanıma geldi. İkisini elinden aldım. Pek oralı olmadı. Yanıma oturup derin nefesler alıp verdi. Etrafını izliyordu. Bir şişe suyu bitirdiğimde diğer şişeyi de açtım. Tekrar baktığımda bir yere odaklanmış hâlde duruyordu. Baktığı yöne döndüm. Bir kız çocuğu gördüm. Bankta ayaklarını sallayarak şeker yiyordu. Başımı Çağlar'a çevirdim. Çocuk gibi gülümsüyordu. Derin nefes alıp önüme döndüm. Elimdeki suyu bitirdim. Hakkını kaybetti.

Anca etrafımdakileri izlerim. Bize uğramaz böyle şeyler. Umarım Rumeysa ömür boyu mutlu olur.

"Yağız evde yapmam gereken birkaç iş var. Yarına yetişmesi lazım. Bugünlük bu kadar yeter mi?"

Başımı salladım. Banktan kalktık. Düz yolda yürürken gözlerimi baraja çevirdim. Deneyelim bakalım.

"Suyu sever misin?" dedim öylesine. Gülerek yüzünü bana çevirdi.

"Güzel-"

Suya doğru ittim. Şimdi ben gülüyorum. Suya dikkatli baktığımda hafif dalgalanmalar vardı. Başını çıkarmadı. Yüzme bilmiyor mu?

İçime gitgide korku salınırken kendimi suya attım. Tepkisiz suda duruyordu. Kolumu karnına sarıp sudan çıkardım. Durmadan öksürüyor. Yapacağım işin-

Karaya çıkarttım. Tek hamlede sudan çıkıp yanına oturdum. Çok şiddetli öksürüyor.

"Lan yüzme bilmiyor musun sen?" dedim sinirle. Öksürmekten konuşamıyor. Titreyen ellerini üzerine sürüp sırtını yere getirdi. Arkasını bana dönüp bacaklarını karnına çekti.

"Bir şey yok." dedi kısık sesle. Telaşla ayağa kalkıp diğer tarafına geçtim. Gözlerini sıkıca kapatmış. Kolundan tuttum.

"Hastaneye gidelim. Kalk lan-"

"Gerek yok." deyip gözlerini açtı zorlukla. "Geçer şimdi. Çok ani oldu sadece."

Sertçe yutkundum. "Şu hâline bak." dedim takılarak. Korkudan dalgaya vuruyorum. Ne yapacağımı da şaşırdım. Ne yaptım ben?

"Daha evleneceksin sözde. Dayanıklı ol biraz."

Yerden destek alarak kalkmaya çabaladı. Zorlukla doğrulup oturdu. Gözlerini yüzüme çevirdi.

"Bu..." Yutkundu. "Bu olanları Rumeysa'ya anlatma, olur mu?"

Kendimi kötü hissettim. Yerimden kalkıp üzerimi çırpar gibi yaptım.

"Yüzme öğren. Koca adam olmuşsun yüzme bilmiyorsun. Rumeysa sudan korkuyor da bilmiyor, sen de mi korkuyorsun?"

Ağır hareketlerle yerden kalktı. "Evet, ben de korkuyorum." dedi içtenlikle. Açık sözlülüğü ile kaşlarım havalandı. Başıyla yolu işaret etti sonra. "Hadi geç olmadan gidelim, hava soğuyor."

❄️

Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?

Yağız?

Muhammet Çağlar?

Yazar? Jdjs

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz ❤️

SevilmemektenKorkuyorum.

Kar TanemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin