- 1.2 -

26.5K 1K 54
                                    

Erdem Komutan: Alevv.

Erdem Komutan: Müsait misiinn? (17.43)

Siz: Bir şey isteyecekmişsin gibi geliyorsun komutan. :)

Erdem Komutan: Doğrusu, isteyeceğim.

Siz: Yoksa yine küçük çocuklar gibi ilgiye mi ihtiyacın var? Hahaha.

Erdem Komutan: Bu sefer öyle bir şey değil.

Erdem Komutan: Halısaha var da akşam.

Siz: Ee?

Siz: Hem beyefendi, siz hasta değil miydiniz?

Erdem Komutan: Öyle miydim??

Siz: Evet, hatta senin yanına geldim?

Erdem Komutan: Aa evet, şimdi hatırladım. Tüh nasıl unuttum.

Siz: Tatlısın Komutan, neyse ne diyecekti? (Görüldü.)

Erdem Komutan: Biz maç yapacağız, final maçı.

Erdem Komutan: Çoğu kişi gelecek, klüp maçı.

Siz: Harika, sen oynayacak mısın?

Erdem Komutan: Evet oynayacağım ve, sana bunla alakalı bir şey rica edeceğim.

Siz: Dinliyorum komutan.

Erdem Komutan: Yani sen bilirsin, hep senden bir şey istiyorum. Küçük çocuklar gibi...

Siz: Komutan, söyler misin?

Erdem Komutan: Bütün oyuncular tanıdıklarını çağırdılar, benim için de bir koltuk bırakmışlar ancak benim o koltuk boş, çağıracak birim de yok.

Siz: Gelirim.

Siz: Saat kaçta?

Erdem Komutan: Ciddi misin?

Siz: Bundan neden çekiniyorsun anlamıyorum.

Siz: Hatta beni çağırmana sevindim diyebilirim.

Erdem Komutan: :) (Görüldü.)

Siz: Saat kaçta peki?

Erdem Komutan: Biraz geç, 19.00'da.

Siz: Son olarak konum rica edeceğim?

Erdem Komutan: Rica etmene gerek yok Alev'cim çünkü beraber gideceğiz. :)

Siz: Final maçı üstelik, değil mi?

Siz: Çok heyecanlandım şimdi! Neyse maça kadar dinlen yormayayım seni.

Erdem Komutan: Peki, saat 18.45'de orada olurum.

Erdem Komutan: Geldiğimde seni ararım. Ve lütfen, erken ayrılma. Seni ben bırakacağım. Saat çok geç olacak.

Siz: Bakarız. :)

Erdem Komutan: Bakmayız. :)

Siz: Haahahhahah. Görüşürüz.

Erdem Komutan: Görüşürüz.

-🩶-

Hızlıca deri ceketimi üzerime geçirip kendimi inceledim. Altımda siyah eşofman, üstümde ise beyaz bir tişört vardı. Siyah deri ceketimle kombinim harika gözüküyordu. Dudaklarıma kırmızı dudak parlatıcımı sürüp çantama attım. Üstten sıkıca topladığım sarı saçlarıma bakıp aynadan uzaklaştım. Çantamı koluma takarak telefonumu ve anahtarımı aldım. Bakışlarımı evimdeki duvar saatine çevirdim.

18.42

Telefonumun çalmasıyla bakışlarımı duvar saatinden ayırıp telefonuma çevirdim. Erdem arıyordu, hızlıca kapıya doğru ilerlerken telefonu açtım.

"Hemen geliyorum!" Ondan önce konuştuğumda küçük bir kahkaha attı. Kalın topuklu botlarımı ayağıma geçirip evden çıktım.

"Bekliyorum." Telefonu kapatıp asansöre bindim. Asansör kapısı açıldığında binadan ayrıldım. Kapıda siyah bir araba vardı, içinde de Erdem telefona bakıyordu. Onu fark ettiğimi anlamasıyla gülümsedi, gülümsedim. Hızlıca adımlarla yanına gidip sürücü koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açıp yerleştim. Kapıyı kapatıp bakışlarımı Erdem'e çevirdim. Gülümseyerek beni izliyordu. "Benden heyecanlısın."

"Heyecanlıyım tabii ki! İlk defa canlı maç izleyeceğim, bu da senin maçın." Arabayı çalıştırırken gülümsedi sessizce. Ben de bu sırada kemerimi takıp önüme çevirdim bakışlarımı.

"Benden bu kadar beklentin olması beni de heyecanlandırıyor." Araba ilerlemeye başlarken dediğine güldüm. Alayla kaşlarımı çatıp bakışlarımı ona çevirdim.

"Neden, kötü mü oynuyorsun yoksa?" Erdem'in yüzünden bir an olsun ayrılmayan gülümsemesi beni mutlu ediyordu. Başını onaylamaz şekilde salladı.

"İzle de, sen karar ver." Gülümsedim, bakışlarımı önüme çevirdiğimde bahsettiği halısahayı görmüştüm, ancak tahmin ettiğim gibi bir saha değildi. Yaklaşık 200 kişinin izleyebileceği, büyük bir izleyici alanı vardı. Ve neredeyse hepsi doluydu. "Sana herkes olacak demiştim."

"Bu maç heyecanlı geçecek sanırım." Erdem başını onaylar şekilde sallarken arabayı bir köşeye park etti. "İzleyicileri görmüyor musun? Hepsi maçı bekliyor." Arabadan ayrılıp halısahaya doğru ilerlemeye başladım. Erdem ise hızlıca spor çantasını alıp bana yetişti. Beraber sahaya ilerlerken heyecanlı bakışlarımı etrafta gezdirdim.

"İlk defa mı maç izlemeye gidiyorsun?" Gülümseyerek başımı onaylamaz şekilde salladım. Lise zamanlarında arkadaşımın maçını izlemeye gitmiştim.

"Lisedeyken arkadaşım altyapıdaydı, onun maçlarını izlerdim. Uzun zaman oldu." Erdem anladığını belli edecek şekilde başını salladı. Bakışlarımı bu sefer gökyüzüne çevirdim. Hava çoktan kararmıştı, kış aylarında olduğumuz için de olabilirdi. Sahaya doğru ilerlerken ben, seyirciler kısmına ilerledim. Erdem durdu, sanırım soyunma odası başka bir girişteydi. Gülümsedim. "Başarılar komutan."

"Teşekkürler." Arkamı dönüp seyirciler kısmına gideceğim sırada bana doğru seslendi, başımı sesin geldiği yöne, Erdem'e, çevirdim. "Ve burada, yanımda olduğun, için de teşekkür ederim Alev."

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now